İlim ve bilim şöleni
Cumhurbaşkanlığının himayelerinde, Türkiye Yazarlar Birliği, Halidu00ee Maarif İlim ve Kültür Derneği ve Haşimu00ee Yayınevi ortaklığında düzenlen Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri dün akşam itibariyle tamamlandı.
Sadece bir kitap fuarı şekilde değil adında da olduğu gibi kitap ve kültür günleri şeklinde geçen organizasyon, Kuran dili olan Arapça okurlarına adeta bayram havası estirdi.
Yaklaşık 22 ülkeden 300 civarında ilim ve bilim adamının yanısıra akademisyen ve yazarları bir araya getiren organizasyon sempozyum, panel ve söyleşilerle katılımcılarına ilim ziyafeti çekti.
**
Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri, Osmanlı coğrafyasında kurulmuş İslam ülkeleri ile ortak miras ve kültür şuurunu tesis ederek, karşılıklı olarak yeni nesillerin ortak tarih ve medeniyet algısına katkı sağlayarak, küresel aktörler tarafından fitnelerle kuşatılmaya çalışılan Ehl-i Sünnet iklimlerini İstanbul'da tek çatı altında bir araya getirdi.
Organizasyon vesilesiyle yumuşak güç unsuru olan sivil diplomasi de gerçekleştirildi. Dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen katılımcılara 15 Temmuz hain darbe girişimi, Sultan İkinci Abdülhamid Han ve Türkiye'nin Afrin bölgesinde terör örgütlerine karşı başlattığı Zeytin Dalı Harekatı hakkında yabancı katılımcılara bilgilendirmeler yapıldı ve eserler verildi.
**
Organizasyon çerçevesinde hafta sonu Uluslararası İslam ve Ekonomi Sempozyumu da gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarını İngiltere Durham Üniversitesi İslami Finans Merkezi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Asutay ve Prof. Hasan Hacak ve Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı ve CFO'su Şenol Duman'ın yaptığı sempozyum çok verimli geçti.
Sempozyumda İslamu00ee finans piyasalarında sukuk kullanımının etkinliği, vakıf aracılığıyla sosyal sektörün finanse edilmesi için yenilikçi finansal ürünler, yeni bir finansman yöntemi olarak yatırım vekaleti, Türkiye'de uygulanan alternatif bir finans yöntemi olarak "yapı tasarruf sistemi", İslam'da en Uygun ekonomik durumun gereksinimleri, gayrimenkule dayalı sermaye piyasası araçları, İslami sosyal finans gibi önemli konular konuşuldu.
Küresel bir finans merkezi oluşturma hedefi olan İstanbul'da gerçekleştirilen İslam ve ekonomi Sempozyumu İslam ekonomisi hakkında böyle bir bilimsel etkinliğin düzenlenmesi oldukça önemliydi. Çünkü Prof. Dr. Hasan Hacak hocanın da dediği gibi İslam ekonomisi mevcut kapitalist sistemin enstrümanlarına teker teker fetvalar almak yerine genel bakılarak toplumsal refahı artıracak bir sistem oluşturulmalı.
Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Şenol Duman yaptığı konuşmada; faizsiz finans sektörüne yönelik iş yapısı oluşturma çabası içinde olduklarına, faizin tamamen bitirilene kadar giden sermayenin tabana yayıldığı çözümler sunmaya ve kamu alt yapı yatırımlarının faizsiz bir şekilde finanse edilmesi için çalıştıklarına değindi.
İngiltere Durham Üniversitesi İslami Finans Merkezi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Asutay İslam ekonomisinin ahlaki yönü olmaksızın eksik olacağına vurgu yaptı. Üretim-tüketim dengesinden sürdürülebilir büyümeye gelir dağılımı adaletsizliğinin oluşturduğu yoksulluğa çözüm bulunmasından sermayenin tahakkümüne son verilmesine ekonominin tamamen dönüştürülmesi gerektiğinden bahsetti.
Asutay, İslam ekonomisinin sadece bankacılık ve finans sektöründen oluşmadığını ahlak ekonomisinin ciddi bir şekilde tartışılıp çalıştırılmasına vurgu yaptı. İslam ekonomisi fayda değil ferah, ferahtan maksat bireysel değil toplumsal adil refahı sağlayıcı, paylaşımcı ve katılımcı ve sadece süreçlerin değil sonuçların da adil olması gerektiğini belirtti.
Camide dindarlığını çok iyi bir şekilde gösteren insanların aynı şekilde piyasada da çok iyi bir şekilde dindar olması gerektiğini belirten Asutay, davranışsal problemlerin olduğunu hibrit bir insan modelinin ortaya çıktığını söyledi.
Mehmet Asutay, Faizin, İslam'ın yasaklamasının yanında toplumsal bir sömürüye, gelir adaletsizliğine yol açtığına değinirken yeni finansal enstrümanların geliştirilmesi gerektiğine ve İslam ekonomisinin insanı özgürleştirdiği ve güçlendirdiğini belirtti.
**
Küresel değişim ve dönüşüm sürecini yaşadığımız bugünlerde ahlak temelli sadece finans sektörüne dayanmayan bir İslam ekonomisine ihtiyacımızın olduğunu şiddetle hissediyoruz.
Küresel finans krizi sonrasında neoliberal ekonomiye güvenin azalmasıyla birlikte yeni bir arayışa giren dünyada insanı merkezine almayan her sistem çökmeye mahku00fbmdur. Sermaye stokçuluğunun yapıldığı, tüketimin borçlanarak yapıldığı ve israf edildiği bir ekonomik sistem dünya geneline bakıldığı zaman refah değil zulüm getirmektedir.
Bu açıdan bakıldığı zaman İslam dünyasının merkezi olan Anadolu'nun kalbinde yani İstanbul'da gerçekleştirilen İslam ve Ekonomi sempozyumunun yeni bir dirilişe vesile olmasını dilerim.