Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.26
Gram Altın
2982.20
BIST 100
9646.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Nisan 2022

İlhan Kesici …Rövanş!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Refah Partisi Adayı olarak kazandığı 1994-İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminden, ANAP’ın Adayı İlhan Kesici ikinci sırada çıkmıştı.

O seçimin sonuçlarına dönüp bir daha baktım:

Sıralama Şöyle:

Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi): Yüzde 25.19(973.704 oy)

İlhan Kesici (Anavatan Partisi): Yüzde 22.14(855. 897 oy)

Zülfü Livaneli (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) :Yüzde 20.30 (784. 693 oy)

Bedrettin Dalan (Doğru Yol Partisi): Yüzde 15.46 (597. 461 oy)

Necati Özkan (Demokratik Sol Parti) Yüzde 12.38 (478.612 oy)

Ahmet Vefik Alp (Milliyetçi Hareket Partisi): Yüzde 1.87 (72.121 oy)

Ertuğrul Günay: (Cumhuriyet Halk Partisi) Yüzde 1.40 (54.028 oy)

Ahmet Hamdi Turgut (Büyük Birlik Partisi) Yüzde 0.35 (13. 662 oy)

Ferit Edibali (Millet Partisi), Yüzde 0.32, (12.294 oy)

Hasan Celal Güzel (Yeniden Doğuş Partisi) Yüzde 0.21, (7.979 oy)

İşte, seçimi ilk 10 sırada bitiren adaylar, partileri, oy oranları ve oy sayıları böyleymiş…

O seçimde kullanılan oyların sayısı ise: 3 milyon 865 bin 126.

Sayın Erdoğan, yaklaşık 4 milyon oyun, yaklaşık 980 binini alarak ipi göğüslemiş.

İlginç bir seçimdi o…

O günlerde henüz 7 yıllık bir gazeteciydik, Beklenen Vakit Gazetesi’nde İstihbarat Şefi olarak görev yapıyorduk.

İstanbul’ daydık.

Belediye Seçimi’ni adım adım tâkip ediyorduk.

SHP'li Belediye'deki yolsuzluklarınöncelikli gündem maddesi olduğu seçimleri hangi adayın kazanacağını tahmin edebilmek hiç de kolay değildi.

Sandıkta kendiliğinden “Merkez Sağ İttifakı” olması halinde, İlhan Kesici kazanabilirdi.

O günkü hava müsait olmasa da, kendiliğinden “Merkez Sol” ittifakının gerçekleşmesihalinde, Zülfü Livaneli bile kazanabilirdi.

Oylar bölündü, Refah Partisi Teşkilâtı ve Refah Partisi Adayımüthiş çalıştı…

SeçimiRecep Tayyip Erdoğan kazandı ve bugünlere uzanan yükselişin en önemli etaplarından biri böyle geçildi.

Sonrası malûm;

İstanbul’un susuzluktan, çöp dağlarından kurtarılması…

Dillere destan Milli Görüş Belediyeciliği

*

Buraya kadar, sırf “nostalji olsun” diye yazmadım, tahmin etmişsinizdir.

Malûm, önümüzde çok kritik bir seçim var.

Cumhurbaşkanlığı Seçimi.

Ülkemiz bu seçime büyük ümitler ve büyük endişelerle yürüyor.

Dünyadaki gelişmeler, Türkiye’nin önüne büyük fırsatlar çıkartıyor ve büyük tehditlerle de karşı karşıya bırakıyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından başlayan “Yeni Soğuk Savaş Dönemi”, Türkiye’yi “yeniden kilit ülke” haline getiriyor.

Bununla birlikte, (Allah Korusun) fillerin çekişmesinden zarar görecek “çimen” durumuna düşmek gibi bir tehlike de var.

Sonucu içerideki birlik ve beraberliği tesis edip edemeyeceğimiz belirleyecek.

Allah korusun, dağılır, çatışırsak işler çok kötüye gider.

*

Bugünkü tablo maalesef, “kin ve nefret” tablosu…

Kimse kimsenin ne dediğine bakmıyor, herkes kendisi gibi düşünmeyeni damgalamaya çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde ülkeye çok şeyler kazandıran ve haliyle eksikleri, hataları da olan Siyasi İktidar, bunca yılın “metal yorgunluğunu” aşmakta güçlük çekiyor.

Bununla birlikte “Bu ülke sıkıntılarından kurtulacaksa, bunu yine Recep Tayyip Erdoğan başaracak!” diyen de çok geniş bir kitle var.

Tartışılan, bu kitlenin oylarının ve ittifakın genişletilmesi halinde gelecek oyların Sayın Erdoğan’ın, ilk ya da ikinci turda ipigöğüsleyebilmesine yetip yetmeyeceği…

Bıçak sırtı bir seçim.

Öte yandan…

Alternatif olarak öne çıkartılmak istenen 6’lı masanın (buna, HDP ilâvesiyle‘6 artı 1 Masası’ diyen de çok) ülke insanına pek de ümit vermediğini, sebepleriyle birlikte ifade etmiştik geçtiğimiz günlerde.

Bu yapı, kendisini tamamen “Anti-Erdoğan İttifakı” olarak konumlandırmış durumda.

Çokça kullanılan “Recep Tayyip Erdoğan devrilsin de, ülkenin başına ne gelirse gelsin!” yaklaşımı, söylem ve eylemlerde karşılığını buluyor.

6’lı (ya da 7’li) İttifak’a oy vereceğini söyleyen vatandaşlara, Desteklemeyi düşündüğünüz yapıya dahil partilerin projelerinden üçünü söyler misiniz?” dediğinizde karşılık alamıyorsunuz…

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” dediklerinin ne menem bir şey olduğu belirsiz, vatandaş da işin bu tarafıyla pek ilgilenmiyor zaten.

Kahir ekseriyet “geçim sıkıntısı, aile ekonomisi, ekmek derdi” gibi meselelere odaklanmış durumda.

Vatandaşlarımızdan bir bölümü de, “Bu iktidar giderse, hak ve özgürlükler alanı, tıpkı 28 Şubat sürecinde olduğu gibi iyice daraltılır mı, hatta daha da kötü günler gelir mi?” diye endişe ediyor.

Karşılıklı açıklamalar, sosyal medyadaki çatışmalar bu havayı iyice ağırlaştırıyor.

Millet İttifakı’nı “iyi -kötü bir çıkış yolu” olarak görmek isteyen vatandaşlar ise, destek vermeyi düşündükleri yapının iç çekişmelerini, çatışmalarını endişeyle izliyor.

CHP’liler, “Eski Ak Partililere” ve “Milli Görüşçülere” muhtaç durumda olmanın sıkıntısını yaşıyor.

Orada, “HDP ile yakın işbirliğinden” rahatsız olanların sayısı da az değil.

Aslında İttifak’taki her partinin zaman zaman açığa çıkan büyük rahatsızlıkları var.

Hepsini bir araya getiren ve bir arada tutan ise, “Erdoğan karşıtlığı.”

*

Benim arzum o dur ki, seçimlerde “çözüme”dair projeler yarışsın.

Vatandaş, Türkiye’nin ve kendisinin güzel yarınlara ulaşması için hazırlanan projeleri görsün, kararını ona göre versin.

“Korkular, endişeler” değil, “çözüm teklifleri, projeleri” öne çıksın.

Ne yazık ki, bu ortam öyle bir ortam değil.

***

KESİCİ MAKÛL ADAY, AMA..

Geçen Pazar Günü, Akit TV’de Optimar Araştırma’nın Başkanı Hilmi Daşdemir ve bendeniz,Gazeteci Sami Dadağlıoğlu’nun sunduğu Ankara Kulisi adlı programa katıldık.

Orada, İlhan Kesici ismini öne çıkarttım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1994 yılındaki rakibi.

Bu seçimde bir “rövanş” yaşansa?

Olabilir mi?

İyi olur mu?

Bu yazıyı okuyanlar, düşüncelerini dile getirebilir.

Ben konuyu açınca HilmiDaşdemir şunları söyledi:

Değerli bir isimdir. Teknokrattır. Ali Babacan ekonomi dehası olarak öne çıkartılırken, hiç de öyle olmadığını Meclis Bütçe Görüşmeleri’nde anlatmış bir isimdir. Ekonomiyi de çok iyi bilir. Muhalefetten kim olabilir denirse... Makûl bir isim. Geçmişle kavga peşinde olan bir isim değil. Ama İlhan Bey’i aday yaparlar mı? Aslında Merkez Sağ’a hitap etmek var mı, var. Ülkücü Camia’ya hitap etmek var mı, var. Muhafazakârlık var mı, var. CHP’lilik var mı, var. Birikim var mı, var. Devlet’i bilen biri mi, evet. Siyaseti bilen biri mi, evet. Kemal Bey’in ifade ettiği kriterlere uygun bir isim mi, evet. Geçmişte de Sayın Cumhurbaşkanı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarakrekabet etmiş bir isim. İyi bir aday olabilir de… Nedense İlhan Bey’in adı pek dillendirilmiyor.”

*

Evet, dillendirilmiyor ama belli olmaz bu işler.

Sayın Kesici’nin ismi, bir önceki Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde de geçmişti.

Bakalım, bu sefer neler olacak?

Ben,Sayın Erdoğan ile Sayın Kesici’nin ilk iki sıra mücadelesinin “reel meselelere” odaklanmamızı sağlayacağını düşünüyorum.

Diğer ihtimaller gerilim, çatışma, çekişme…

Seçimi kim kazanırsa kazansın, 2023 sonrasına devreder kısır tartışmalar.

Aslına bakarsanız, Kemal Kılıçdaroğlu için de uygun isim gibi Sayın Kesici...

Kaybetmesi halinde, dönüp CHP Genel Başkanlığı’na oynamayacak bir ismin aday olması, Genel Başkan’ın niye işine gelmesin?