Dolar (USD)
35.27
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2975.85
BIST 100
9995.82
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Şubat 2017

İletişim Ahlakı

"Rabbim! Gönlüme ferahlık ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimdeki bağı çöz ki anlasınlar beni." (Ta ha/25-28)

Hayatta en büyük yalnızlık anlaşılamamanın verdiği yalnızlıktır. Kendimizi yalnız hissetmek, yaşanılan bütün güzellikleri görmemeye sebep olacak kadar kuvvetlidir.

Bundan dolayı duygularımızı ve düşüncelerimizi, seçilen en güzel sözlerle ve en iyi tonla anlatmalıyız. İsteklerimizi uygun bir beden duruşu, jest ve mimiklerle sunmamız mesajımızın muhatabımıza ulaşmasına vesile olacaktır.

Elbette iletişimin tam olması için, sözümüzü dinleteceğimiz muhatabın da anlattıklarımıza kör ve sağır olmaması gerekir. Bu şekilde olmak, anlaşmayı kolaylaştıracaktır. Sorunların ortadan kalkmasına zemin hazırlayacaktır.

Sağlıklı bir iletişim için öncelikle kendimizi iyi tanımalı ve ne istediğimizi bilmeliyiz. Kendimiz ile uyum içinde yaşamamız, bütün insanlarla da uyum içinde yaşamamızın garantisidir.

Değerlerimiz, yeteneklerimiz, isteklerimiz, ilgilerimiz, beğendiklerimiz, özelliklerimiz, alışkanlıklarımız, ailemizin ve çevremizin istekleri ve beklentileri elbette kendimizi tanımak için önemlidir.

Bütün bu olgular iyi analiz edilmezse, kendimizi güzel ifade edemeyecek olduğumuz bir gerçektir. Herkesin birbirini değiştirmesi planı üzerine kurulan bir dünyada da mutluluğun olmayacağı diğer bir gerçektir.

Birbirlerini değiştirmek üzerine kurulmayan, olduğu gibi kabul edilen, aşağılamadan yerinde söz söyleyerek kurulan bütün bağlar sağlıklıdır. Bu şekilde olmak yapılan hataların telafisini de mümkün kılacaktır.

Bunun için sağlıklı bir iletişim şarttır. Sağlıklı iletişim olması için her zaman doğru söylenilmelidir. Doğrunun doğru zamanlama yapılarak, güzel bir üslupla, doğru kişiye, doğru yerde söylenmesi gerekmektedir.

İyilikle kötülük asla aynı değildir. Kötülüklerin güzellikle karşılık bulması sonucunda muhakkak karşılığı iyilik olacaktır. Etkilendiğimiz insanlar bizi ne kadar da aşağılasa da iyilikler karşısında duracak hiçbir güç yoktur.

Anlaşabilmek için elbette aynı dili konuşmak önemlidir. Lakin arkadaşlarımızla, akrabalarımızla, komşularımızla, eşimizle hatta çocuklarımızla aynı dili konuştuğumuz halde anlaşamadığımız da bir gerçektir.

Araştırmalar sonucunda vermek istediklerimizin muhatabımıza ulaşması; beden dilimizle anlattıklarımız yüzde 55 iken, sesimizin tonu yüzde 38, sözlerimiz de yüzde 7 muhatabımıza ulaşmaktadır. Beden dilinin en etkili iletişim dili olduğu da bir gerçektir.

Beden dilimiz için özel bir bilgiye ihtiyaç yoktur. Sadece duygularımızı güzel ifade ederken muhatabımıza dönmek ve ona yüksekten bakmadan yumuşak bir üslupla kendimizi ifade etmek vardır.

Elbette hedefimiz anlaşılmaktır. Bundan dolayı "sen dili" değil "ben dili" kullanılmalıdır. "Sen dilinin" içinde suçlamak, kınamak ve itham etmek vardır. Söylemler direk kişiliğe yapılmaktadır. Onur rencide edilmektedir.

Muhatabımız "sen dilinin" kullanılması sonucunda anlaşılmadığı hissine kapılacak, incinecek, kırılacak ve bütün söylemleri kişiliğine yapılan saldırı olarak algılayacaktır. Hal böyle olunca anlama yerine savunmaya geçecektir. Bu durum da iletişime engel olacaktır.

Duygularımızı dile getirdiğimiz "ben dili" ise, öncelikle bizi muhatabımızı anlamaya itecek ve savunmaya geçirtmeyecektir. Öncelikli hedefimiz yakınlaşmak olmalıdır. Yakınlaşmamız anlaşmazlıklarımızı azaltacaktır.

Eğer kendi duygularımızı rahat ifade edersek, muhatabımız da duygularını daha güzel anlatacaktır. Suçluluk hissedilmeyen bir ortamda dinleme tam olacak ve iletişim için bütün yollar açık hale gelecektir.

İletişimin en büyük ayağı olan dinlemek, insanlığımızın ve kalitemizin göstergesidir. Dinleyen dinlenmeye layıktır. Kendi varlığımızı kabul etmektir. Sözümüzü ulaştırmamız ancak iyi bir dinleyici olmakla mümkündür.

Dinlemek; muhatabımızın varlığını ve söz söyleme hakkının olduğunu kabul etmektir. İnsanın önyargıları dinlememek için büyük bir engeldir. Dinleyici olmak, muhatabımızın haklı olabileceğine inanmaktır.

Bundan dolayı Rabbim Zümer Su00fbresi'nin 18. ayetinde şöyle buyurur:

"Sözü dinleyip en güzele uyanlara Allah'ın doğru yola ileteceği müjdesini ver. Onlar sağlam duruşlu olanlardır."