Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Aralık 2023

İLAHİ SÖZÜN ÖZÜ

İnsanı en güzel surette yaratan Allah, onun dünyada nasıl yaşaması gerektiğini de ona peygamberleri aracılığıyla ve gönderdiği kitaplarla bildirmiştir.

Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e (s.a.v.) kadar gelen din tek dindir ve o da İslam’dır. O dinin kaynağı da tek olan Allah’tır. Bu gerçeği bize “Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, kalplerdeki hastalıklara bir şifa, inananlara bir rehber ve rahmet gelmiştir.” Y(unus 57) ilahi buyruğu haber vermektedir.

Hz. Peygambere vahyin gelişinden vefatına kadarki bölümde öncelikle insanlara tebliğ ediliyor, sonra o ayetler vahiy katiplerine yazdırılıyor ve bazılarına da ezberlettiriliyordu. Kur’an-ı Kerimin muhafazası bu şekilde sağlanıyordu. Vahiy katipleri o günün şartlarında buldukları materyaller üzerine ayetleri yazıyor, Peygamberimize kontrol ettiriyorlardı. Kur’an-ı Kerim Peygamberimiz döneminde mevcut bir tertibe göre bir araya getirilmiş ve kitap şeklini almamıştı. Sebebi ise vahyin tamamlanmamış olması ve peygamberimizin yaşayan Kur’an olmasıydı. Her ayrıntısıyla Hz. Peygamber onu muhafaza ediyor ve Cebrail ile karşılıklı Kur’an-ı okuyor, kontrol altına alıyorlardı. Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ebu Bekir döneminde Kur’an sayfaları oluşturulan bir heyet vasıtası ile toplanmış düzgün bir şekilde yazılarak bir araya getirilmiştir. Genişleyen İslam coğrafyasına ulaştırmak üzere de Hz. Osman döneminde Kur’an-ı Kerim yazım yoluyla çoğaltılmıştır. İlk nüshalarında herhangi bir noktalama ve harekeleme olmayan Kur’an-ı Kerim daha sonraki dönemlerde baştan sona harekelenmiş ve bölümlendirilmiştir.

İlâhi kitapların sonuncusu olan Kur’an-ı Kerim kıyamete kadar insanlığın ihtiyacına cevap verecek niteliktedir. Allah onu bir hidayet rehberi olarak göndermiştir. Sadece nazil olduğu döneme ve o dönemin insanlarına değil, bütün zamana ve mekâna hitap etmektedir. Asırlar öncesine olduğu gibi asırlar sonrasına ve en modern zamanlara çözüm üreten ve yol gösteren bir kitaptır. Allah’ın varlığı, birliği, peygamberleri ve tevhit mücadeleleri, melekler ve sorumlulukları, kitapları, kader ve kaza konuları, ölümden sonraki hayatı içine alan ahiret hayatı gibi içeren inanç konuları başta olmak üzere, insanların Rabbine karşı olan namaz, oruç, zekat, sadaka, tövbe, dua, zikir, infak gibi yükümlülükleri içeren ibadet konuları, aile ve toplum düzenine ait konular, ahlaki prensipler, dualar, geçmiş dönem kıssaları, ahiret hayatı, mükafat ve ceza, pozitif bilimin konusu olan evren dair çok geniş bilgileri ihtiva eden Kur’an-ı Kerim bunların dışında Allah-insan ilişkileri, Allah- evren ilişkileri, insan-insan ilişkileri ve insan-evren ilişkileri üzerine bilgilerle insanı donatmaya çalışır.

İndirildiği dönemde sözlü kültür ve edebiyat zirve noktasındaydı. Böyle bir dönemde Kur’an-ı Kerim edebi söz güzelliği ile anlamı ve konu zenginliği açısından herkesin farklı gördüğü ve hissettiği bir farklılık içindeydi. Hz. Peygamber insanları sürekli okuma, anlama ve düşünme üzerine sevk ediyordu. Allah “Kur’an’ı inceleyip düşünmüyorlar mı?” (Nisa 82) “Bu bir mübarek kitaptır ki onu sana, insanlar âyetleri üzerinde iyice düşünsünler, akıl iz‘an sahipleri ondan dersler, öğütler alsınlar diye indirdik.” (Sad 29) “Andolsun ki Kur’an’ı düşünülsün diye kolaylaştırdık. Düşünecek yok mu?” (Kamer 17) buyurarak bize Kur’an-ı hem metin olarak usulünce okumayı hem de anlamak üzere düşünmeyi tavsiye ediyor.

Kur’an’ın okunması ve öğrenmesinin asıl amacı onun anlaşılması ve ona göre yaşanmasıdır. Okumasını ve ezberlenmesini tavsiye eden Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) de “Allah’ın evlerinden birinde, Allah’ın kitabını okumak ve aralarında müzakere etmek için bir araya gelen topluluğun üzerine sekine iner, onları rahmet kaplar, melekler kendilerini kuşatır ve Allah kendi katındakilere onlardan bahseder” (Tirmizi, Ebu Davud, İbn Mace) buyurarak bu gerçeği bize bildirmiştir. Bildirmekle kalmamış kendi hayatında uygulamış, Mekke ve Medine’de Kur’an derslerini devam ettirmiş, bizzat kendisi anlaşılmayan yerleri ashabına açıklamıştır.

“Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, kalplerdeki hastalıklara bir şifa, inananlara bir rehber ve rahmet gelmiştir.” (Yunus 57) buyuran Yüce Mevla Kur’an-ı Kerimi bize her derde deva olarak göndermiş ve ona uyanların kurtuluşa ereceğini, uymayanların ise felakete sürükleneceğini açıkça bildirmiştir.

Ona uyanlardan olmak duasıyla…