İktisadi Problemlerin Kaynağı Faiz
- İslam İktisadi Atölyesi, İLKE İslam İktisadı Araştırma Merkezi(İKAM), İlmi Etüdler Derneği(İLEM), Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği(İGİAD) tarafından geçtiğimiz hafta düzenlendi.
Sakarya Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi(İSEFAM)'nin ev sahipliğinde; "İslam İktisadı Perspektifinden Faiz" adı altında gerçekleşen organizasyona 7 farklı ülkeden akademisyenler katıldı.
Etkinliğin sonuç bildirgesini kısaca özetleyelim;
*Faiz tüm ekonomik problemlerin merkezinde yer almaktadır, bu nedenle faizin sadece azaltılması değil tamamen ortadan kaldırılması gerekir.
*Modern kapitalist ekonomi içinde sermaye ve servetin belirli ellerde toplanmasını sağlayan temel etken faizdir. Böylece faiz iktisadi eşitsizliğin ve sosyal adaletsizliğin temel sebeplerinden birisi haline gelmektedir.
*Faizin iktisadi büyüme üzerinde olumsuz etkileri vardır. Faiz üretken kaynakların reel ekonomiye aktarılmasını etkilemekte ve bu bağlamda iktisadi kalkınma üzerinde olumsuz tesirler oluşturmaktadır. Böylece eldeki kaynakların tam ve verimli kullanımına engel olan faiz, ekonomideki gelişmeyi durdurmaktadır. Faize dayalı bir finansal sistemden faizsiz bir sisteme geçmek, paranın pozitif bir getirisi olmayacağı için ekonomideki reel dengelerin daha sağlıklı bir hale gelmesine sebep olacaktır.
*Dünyada finans alanında ortaya çıkan krizlerin en önemli nedeni faizdir.
*Finans sisteminde faizsiz uygulamaların alanının genişletilmesi ve kooperatif bankacılığı, gayrimenkul sertifikaları, dayanışma ve yardımlaşma sandıkları, mikro finans ve kitle fonlaması gibi yeni uygulamaların önünün mevzuatta açılması gerekmektedir.Bu uygulamalar yoksulluğun azaltılması ve ihtiyaçların karşılanması noktasında, İslam iktisadı çerçevesinde teorik boyutta ele alınan değişik finans modellerinin faizsiz bir temelde pratikte uygulaması anlamına gelecektir.
*Toplumun her kesiminde faiz hassasiyetinin oluşturulması bir zorunluluk arz etmektedir. Özellikle insanları zorunlu olarak faizli banka sistemi içine çeken uygulamaların sonlandırılması önemli bir adım olacaktır. Bu çerçevede faizi özendirici reklam ve uygulamaların azaltılması kadar faizsiz modeli özendirici olanların da arttırılması gerekmektedir. Ayrıca finansal okuryazarlığın faiz farkındalığı yönüyle geliştirilmesi, bu husustaki eğitim çalışmalarının derinleştirilmesi lazımdır.
*Günümüzde başta kamu kurumları çalışanları olmak üzere çalışanlar maaşlarını alacakları bankaları kendileri tercih edememekte, kişiler kurumlarının promosyon karşılığında anlaştıkları bankalarla çalışmak zorunda kalmaktadırlar. İnsanları zorunluluk altında bırakarak faizli banka sistemine çeken bu tür uygulamaların sonlandırılması, faizsiz bir ekonomik sistemin oluşturulmasında önemli bir adım olacaktır.
*Faizsiz bir bankacılık modeli için katılım bankacılığının geliştirilmesi önem arz etmektedir.
*Katılım bankalarının borç finansmanına dayalı işlemleri politika faizlerinden olumsuz yönde etkilenirken, bu yöntemle birlikte faiz oranlarındaki değişimlerin reel ekonomiye yansıtıldığı gözlemlenmiştir. Bu durum faiz hassasiyeti açısından çeşitli sorunlar barındırmaktadır. Buna bağlı olarak borç finansmanı yerine kar-zarar ortaklığına dayalı işlemlerin oranının arttırılması bu etkiyi azaltacaktır.
Güzel ve alternatif çözümlerin konuşulduğu bir toplantı olmuş.
Faize herkes gibi ben de karşıyım elbette.
Ancak ne yazık ki ekonomide bir kavram tek başına değerlendirilemiyor.
Herşey birbirine bağlı.
Bugün faizler sıfıra inse, yarın tüm sermaye yurtdışına kaçar.
Çünkü paranın bir zaman değeri var.
Bu yüzden yukarıda da belirtildiği gibi mutlaka başka yatırım araçları üretilmeli, faizin ortadan kalkması için gereken altyapı hazırlanmalıdır.