İktidar ve muhalefet tepkileri
Bir ülkenin maddi manevi siyasi güç seviyesi, ülke ve dünyaya etkisi, siyasetçilerinin iç ve dış meselelere ve birbirlerine karşı verdiği tepkilerle ölçülebilir, değerlendirilebilir.
Bu durum, hem
iktidar hem de muhalefet temsilcilerinin o meseleler nezdindeki sözleri ve
eylemlerinden anlaşılır. Dolayısıyla siyasetçilerin ürettiği politikalar,
politikaların icrası ve bu politikalar nezdinde meselelere vereceği tepkilerle
o ülkenin siyaset ve siyasetçi kalitesi belli olur. Bu politikalar ve
tepkiler için siyasetçilerin bilmesi elzem olan alanlar vardır.
Siyasetçilerin çok
iyi bilmesi gereken önemli alanlarından birisi tarihtir. Gerek kendi ülke ve
gerekse dünya tarihini mutlaka bilmeli ve tarih şuuruna varmalıdırlar. Tarihin bir
ibret kaynağı olduğunu ve bu yönden hem toplumlarının hem de ülkelerinin
geleceğine çok büyük katkı sağlayacağının farkında olmalıdırlar. Çünkü tarihten
kendi ülkelerinin tarihi, Müslümanların tarihi çıkarıldığında noksan bir Asya,
noksan bir Avrupa ve noksan bir Afrika tarihi kalacak demektir.
Tarihi bilen ve
anlamlandıran siyasetçi; dünyayı, ülkeleri ve toplumları çok yönlü olarak
anlayabilir ve bu doğrultuda ülke siyasetlerine yön vermede zorlanmazlar. Binaenaleyh çok güçlü ordu, çok güçlü milletleri
olduğunu bilir ancak sadece bunlara bel bağlamazlar. Bir anda kurulan veya
bozulan dünya siyasi dengeleri neticesinde bazen dünyanın bir kısmı bazen de
tüm dünyanın kendi ülkesine saldırabileceğini bilir ve ona göre tedbir alırlar.
Bir diğer husus, bir
din adamı kadar bilgin olamasalar bile din konusunda, inançlar konusunda
gerektiği kadar bilgi sahibi olmak zorundadırlar. Kendi toplumları, diğer toplumlar
neye inanır neye inanmaz, ortak inanç taşıdıkları ülke ve milletlerle iş yapabilecek
noktaları adları gibi bilmelidirler. Din ve inançlardan dolayı yaşanan ayrılık
ve savaşları, din ve inanç farklılığı yüzünden ülkelerine yapılan tarihi
saldırıları bilip güncel saldırılara karşı çağlarında tedbir almalıdırlar.
Kendi ülke ve diğer ülkelerin karışıklığa girmemesi için gerektiğinde
üretecekleri her politikanın dine ve inançlara saygısı konusunda titiz
olmalıdırlar.
Bir diğer bilmeleri
gereken ise hem kendi ülkelerinin hem de diğer dünya ülkelerinin kültürleridir.
Hangi millet hangi milleti sevmez, nelere tepki verir, barış ve savaş
kültürleri nedir, nereye kadardır gibi konuları da adlarını bildikleri gibi
bilmelidirler. Toplumların kültürünü çok iyi bilmek, ülkelerin güçlü, zayıf ve
aç kaldıklarında neler yapabileceklerini bilmek demektir. Böylece “ne bir çiğnemlik et ne de diş geçirilemez
ülke” tarzı yaklaşımlardan uzak durulacaktır. Çünkü aç kalan veya güçlü
olanların kendi ülkelerine saldırılarını ancak her ülke ile alakalı doğru bir
yol takip ederek rahatlıkla bertaraf edebileceklerdir.
Bunları bilmek demek;
eski hataları yapmamak demektir. Ticaret yapılacağı, ürün satılacağı veya
stratejik bir kararla o ülke ile alakalı gerek askeri gerekse yatırım
faaliyetine girişileceği zaman eski ve yeni doğruları yapmak demektir.
İster iç meseleler olsun ister
dış meseleler olsun mesele ne olursa olsun güç, adalet ve ahlak açısından
iktidar ve muhalefetin tepkileri ortak olmalıdır. Muhalefet, tüm meselelerde her
zaman iktidarın alternatifi olarak gözükmelidir. Maalesef bu makalenin
yazıldığı tarihlerde durum böyle değildi. Sizlerin bu makaleyi okuduğunuz
tarihte de iktidar ve muhalefetin verdiği tepkiler, bu dönemdekiler gibi
olabilir.
Oysa verilecek tepkiler
ortak, dengeli ve adil olmalıdır. Çünkü kızılacak yerde baş okşanmaz,
baş okşanacak yerde kızılmaz. Hak alınacak yerde pusulmaz, ileri gidilecek
yerde haktan vazgeçilmez.
Bir
siyasetçiye, bir siyasi partiye bu tepkilerde ne kadar güveniliyorsa ve
o/onların bu tepkilerinden ne kadar emin olunabiliyorsa o kadar güzel
politikaları ve tepkileri vardır denilebilir. Ve bu durum yüksek bir ahlak
barındırabilir. Eğer muhalefet,
politika ve tepkileri ile iktidarın alternatifi gözükmüyorsa iktidarın en az
bir adım önünde gözükmüyorsa ülkedeki siyaset de politika üretme de de siyasi kalite
de kesinlikle gelişmemiş demektir. Böyle bir durum da ülkenin ilerlemesine
büyük bir engel demektir.