İktidar gitsin ahlakı
Bu hükumet, çok yanlış yapıyor, çok zarar veriyor. Derhal gitmeli, yerine yenisi gelmeli. Onlar, gitmezse biteriz, batarız. Bu hükumet, bu işi böyle sürdüremez. Eğer istifasını vermiyorsa öyle ya da böyle bir şekilde yerine yenisi gelmeli.
Peki, yerine kim gelmeli? Siz mi yoksa başkaları mı? Gitsin
denilen iktidarın zihniyeti, planı programı ne, sizinki ne? Sonrasında ise
ülkede ne olacak, ülkeyi neler bekliyor?
“Bilmiyoruz. Biz gelmesek de olabilir. Önce hükumeti
bir yıkalım da gitsinler de sonrasına, sonra bakarız.”
Siyaset; insan ve
kâinat arasındaki bağın, ilişkinin içinde yer alan tüm meseleleri, kendi
kapsamına almış bir alandır. Dolayısıyla çok çeşitli bu konular, bizzat uğraşıdır.
Bu kadar çok çeşitlilik ve miktar içinde siyasetçi, her daim çağı ve günceli
takip ederek iyi bir siyasi ahlak oluşturmalıdır. Siyasetçi, ister istemez bu
kadar iş, uğraş çeşitliliğinde iyi ve güzel ahlakı önceleyecek, kendine,
çevresine, milletine, tabiata ve diğer ülkelere ahlak timsali olacaktır.
İktidar ve muhalefet, önemsenmesi gereken
unsurlardandır. Ahlak, iyi ve güzel ahlak zaten önemsenmeli, siyaset de
siyasetçi de iyi ve güzel ahlakı hem önemsemeli hem de öncelemeli. Bu durumun aksi
düşünülmemelidir. İyi ve güzel bir ahlak, bir akıl ve bir ilim içerisindeki
siyaset ve siyasetçi kendi ülkesini kurtardığı gibi dünyayı da kurtarabilir.
Zaten siyasetçilerin icradaki
başarı ve kuvveti de siyasi ahlakları kadardır.
Dünya üzerindeki siyaset, iktidar ve muhalefet
ilişkileri, mücadele ve çatışmaları sadece dünün değil hem bugünün hem de
geleceğin meselesidir. Bu
makalenin yazıldığı dönemde, belli bir iktidar ve muhalefet partileri vardı.
Bunları kast ederek yazmamız, elbette düşünülmemelidir. İlerleyen yıllarda, kim
bilir hangi iktidar, hangi muhalefet partileri onların yerini alacaktır?
İktidar muhalefet ilişkisi ahlakı, iktidara gelmek
üzerine değil birilerinin iktidardan gitmesi söylemi temelinde yapılıyor. Oysa
bu türden bir ahlak ve söylem, ne tabiat fıtratına ne akla ne de ilim irfana
uygun görünmüyor. Siyasi ahlak, birilerinin iktidardan gitmesi için değil
kendilerinin iktidara gelmesi üzerine olmalıdır. İktidarın gitmesi üzerine kurgulanan her ahlak ve söylem, en basit
tabiri ile bu ahlak ve söylemi gerçekleştirenlerin siyasi beceriksizliğini
gösterir. Çünkü siyasetin bir taşıyıcı sistemi vardır ve bu taşıyıcı sistem,
doğrudan doğruya seçmen kabulü ve beğenisidir. Bu ahlaktaki siyasetçiler,
seçmen kabul ve beğenisini kazanamamış, iktidar olamamış demektir.
İktidar gitsin, yerine kim gelirse gelsin,.. önce
iktidar gitsin de sonrasına sonra bakarız anlayışı çok yanlış bir anlayış. Birileri gittiği için siz
gelmiyorsunuz, siz geldiğiniz için
birileri gidiyor. Eğer sizin siyasi hayatınızda, “ben gelmeliyim” hedefi yoksa “iktidar
gitsin” hedefi var demektir. Bu durum belki yakın bir gelecekte fayda
sağlayabilir.
Ancak sonsuza kadar sürecek bir iktidar hiç mümkün olamayacaktır.
Çünkü her iktidar gelip geçicidir ve eninde sonunda vadesini tamamlayacaktır. Çünkü
siz, “ben geleyim” demiyorsanız kendinize,
plan ve programınıza güvenmiyorsunuz demektir. Çünkü siz, “iktidar gitsin” diyerek, “ben
gelmeliyim” ve siyasetteki en doğru şey olan “iyiyi yapma” iddianızın olmadığını ilan ediyorsunuz demektir.
Dolayısıyla siz siyasi hayatınızda “aman ne olursa olsun gitsinler değil tüm
ülke için gerekirse kendimi feda eder sadece iyi ahlak ve iyi işler olsun diye
çaba gösteririm” diyorsanız hem kendinize hem ülkenize kazandırırsınız.
Ancak böyle değil tam tersini yaparak hem ülkenize hem de dünyaya kaybettirirsiniz.
Belki de böyle bir durumda siyasetçilerdeki siyasi ahlak
ve söylemin gelişmesi adına yapılabilecek en doğru seçmen tercihi, ahlak ve
söylemini iyileştirmeyen siyasetçiyi ömür boyu siyasetten uzaklaştırmaktır.