Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2970.73
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Nisan 2023

​İktidar değişirse ne olur?

Seçim günü yaklaştıkça manipülatif haberlerin sayısında hızlı bir artış yaşanıyor.

İktidarın değişeceğini düşünen bazı ekonomistler devlet kadrolarında makam-mevki alabilmek için rakamlarla algı operasyonu yürütmeye başladı.

Ortodoks ekonomi modeli savunucuları hâlâ faiz artırımı yaparak enflasyonun düşürüleceğini iddia ediyorlar.

Öyleyse olası bir iktidara gelmeleri durumunda ekonomide nasıl etkiler olacağının projeksiyonunu çizelim.

Türkiye, cari açık veren bir ülke. Deprem sebebiyle ihracatta önemli bir azalma yaşandı. Buna bağlı olarak da cari açık artış gösterdi.

Muhalefetin iddia ettiği gibi faizlerin artırılarak cari açığın finanse edilmesi senaryosuna göre; faizler artırıldığında Türkiye’ye sıcak para girişi olacaktır. Ancak faiz oranının pozitif reel faiz olması gerekir. Yani enflasyon oranının üzerinde bir faiz oranı gerekiyor.

Enflasyonun %50’nin üzerinde olduğu göz önüne alındığında faiz oranının daha yüksek olması gerekir. Aksi hâlde sıcak para girişi olmayacaktır.

Faizlerin artmasıyla sıcak para girişi olduğu varsayımıyla olası etkilerini düşünecek olursak;

Döviz kuru düşecektir. Döviz kurunun düşmesi ithalatı artırırken ihracatın azalmasına neden olacaktır. İhracatı azalan işletmeler üretimlerini azaltacak, üretimi azaltan işletmeler işçi çıkarmaya başlayacaktır. Bu da işsizliğin artmasına neden olacaktır. Faiz oranlarının %50’nin üzerine çıkarılması nedeniyle borçlanmanın maliyeti artacak, bu durum da yatırımlar azalacaktır. Üretimlerin azalmasına bir de yatırımların azalması eklendiği zaman işsizlik daha hızlı artacaktır.

Özel sektör çalışanlarının muhalefetin ekonomi modeliyle işsiz kalmayı şimdiden göze alması gerekir.

Elbette sadece özel sektör çalışanları değil, kamu çalışanları da maaş artışı beklememelidir. Çünkü muhalefet deprem sebebiyle ortaya çıkan 104 milyar dolarlık finansman ihtiyacının karşılanması için IMF ile masaya oturacaktır. IMF ile anlaşma sonrası borcun ödeme planı kapsamında IMF Türkiye’nin ekonomi politikalarına müdahil olacak, memur ve emeklilere yapılacak her maaş zammına müdahil olacak ve zam yapılmasını engelleyecektir. Nitekim Türkiye IMF’li yıllarda bunları yaşamıştı…

14 Mayıs seçimlerinde olası bir iktidar değişimi birçok alanda değişime neden olacaktır. Nitekim yapılan açıklamaların da bu yönde olduğunu görüyoruz.

Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP/Yeşil Sol Parti 7’li masada yer alan İYİP, GP, DEVAP, DP, SP oy toplamlarından daha fazla oy almaktadır. Bu bağlamda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun en büyük ortağı da HDP/YSP olacaktır.

HDP/YSP’nin açıkladığı seçim beyannamesine göre Suriye ve Irak’taki operasyonlara son verilecek ve geri çekilecek Türkiye.

Peki, Türkiye neden Suriye ve Irak’ta varlık gösteriyor?

Terör örgütü PKK/PYD’nin ABD desteği ile bu bölgede terör devleti kurmayı planladığını artık sağır sultan bile duydu, biliyor. Türkiye, burada Türkiye’nin bekasını tehdit eden terör yapılanmalarını engellemek için Suriye ve Irak’ta bulunuyor. Nitekim Kılıçdaroğlu’nun da sair zamanlarda Türkiye’nin Suriye ve Irak’tan çekilmesi gerektiğini söylediğine şahit olmuştuk. Türkiye’nin bu bölgeden çekilmesi durumunda PKK/PYD’nin önü açılacak ve ABD PKK/PYD terör devletini kuracaktır. Hatta Kılıçdaroğlu’nun en büyük ortağının HDP/YSP olması nedeniyle ilk tanıyan ülkelerden biri de Türkiye olacaktır.

Yurt içinde de terörle mücadele sona erdirilecek, hapislerdeki PKK, DHKP-C, FETÖ suçluları serbest bırakılacaktır. Nitekim bu da onları seçim vaadi olarak görünüyor.

DHKP-C, FETÖ, PKK gibi terör örgütlerinin desteği ile seçilen Kılıçdaroğlu ve ekibinin yaptıkları açıklamalar doğrultusunda görüyoruz ki hapisteki teröristler ve terör destekçileri çıktıktan sonra tekrar devlet kadrolarına iade edilecekler.

Terörle mücadele operasyonları sona ereceği için Özel Harekât, Uzman Çavuşlar, savunma sanayi gibi yapılara ihtiyaç kalmayacak ve birimler ve fabrikalar kapatılacaktır. Nitekim bunları da yine seçim propagandalarında görüyoruz.

Türkiye’nin AB politikaları bağlamında Doğu Akdeniz politikaları da değişecektir. Güney Kıbrıs’ı tanıyacak ve Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasına ses çıkarmayacaktır. Aksi hâlde cari açığı finanse etmek için faiz artırımı yapılsa da bu adımlar atılmazsa sıcak para Türkiye’ye gelmeyecektir.

Olası bir iktidar değişikliğinin Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda olup olmadığını düşünerek oy kullanmak Türkiye’nin aynı zamanda beka meselesi olduğunu unutmamak gerekir.