İkiyüzlü Dünya!
G20 Zirvesi için çok sayıda devlet başkanı ve ekibi Antalya'da bir araya geldiler. G 20 deyip geçmeyelim. Dünyanın ağa babaları ve para babaları bunlar. Dünya ekonomisinin % 85'ine hükmediyorlar. Küresel sistemin görünmeyen yüzündeki gerçek patronların da bunların ülkelerinde merkezleri, ofisleri var. Dünyanın bütün kalburüstü üretim güçlerinin patronajı da aşağı yukarı bu ülkelerde. Büyük finans kuruluşları, petrol şirketleri, silah tüccarları bu ülkelerde. Aynı zamanda dünya siyasetini ve ekonomisini yönlendiren karar merkezleri ve gizli yönetim odakları da bu ülkelerin etkisi altında, sınırları içerisinde. Yani dünyayı etkileyen bütün önemli hadiselerin, hareketlenmelerin ve kararların kahır ekseriyeti bu grubun temsil ettiği dünya içerisinde hayat buluyor. Dünyanın jandarmalığına soyunan ABD, güneşi batmayan sömürgeci İngiltere, Afrika ülkelerinden hala haraç almaya devam eden Fransa, Yahudi medya patronlarını el üstünde tutan ve dünyadaki bazı terör hareketlerini besleyen Almanya ve diğer benzeri ülkeler bu grubun içerisinde. İşin Türkçesi, dünyayı yakıp yıkan da, kirleten de, işgal eden de sömüren de bunlar. Önce İŞID diye bir örgüt kurdurdular, Ortadoğu'nun başına bela ettiler, sonra bu örgüt önce Türkiye'nin sonra Fransa'nın başına bela oldu. Şimdi de kalkmış gelin bunlarla hep birlikte mücadele edelim diyorlar. Önce kurduruyorlar peşinden de herkesi kendi elleriyle ürettikleri bir canavarla savaşmaya davet ediyorlar. Tam bir Yahudi oyunu. Bir yandan güçlerini tatmin edecekleri zemini üretirken öbür yandan işgal edecekleri, bölecekleri ya da üzerine oyun kuracakları ülkeler için prova yapıyorlar. Sonra da kalkıp gelin hep birlikte mücadele edelim diyorlar. İyi de bütün bu radikal örgütleri insanlığın başına bela eden zaten sizler değil misiniz? PKK'yı, IŞID'i ve sair örgütleri destekleyen, başları sıkıştığında yardımlarına koşan siz değil misiniz? Şimdi soralım bu g 20'lere, Irak'ı işgal ederek 1.5 Milyon insanın ölümüne sebebiyet veren siz değil misiniz? Suriye meselesinde çıkarlarınıza göre pozisyon alarak orada akan kanı keyifle seyreden siz değil misiniz? İsrail, Filistin'de silahsız sivilleri sokak ortasında infaz ederken sessiz kalan siz değil misiniz? E şimdi ne oluyor da gelin hep birlikte terörle mücadele edelim diyebiliyorsunuz? Hey gidi iki yüzlü dünya, Erdoğan, "dünya beşten büyük" derken hepiniz ellerinizi ovuşturarak olup biteni seyrediyordunuz. Zirvelerde, toplantılarda attığınız insan hakları, küresel barış, hukuk nutuklarının birer palavra olduğunu biz zaten biliyorduk. İki yüzlü olduğunuz da. Bir de içimizdeki muhipleriniz anlayabilse bunu! Anlayacaklar da biraz zaman alacak galiba.
Çok Toplantı Az İş!
Bütün modern dünya gibi Türk yönetim sisteminin vazgeçilemeyen bir hastalığı var: Toplantı. Bir masa etrafına toplanıp uzun uzun konuşmayı çok seviyoruz. Ama iş yapmayı nedense çok sevmiyoruz. Pastalı börekli toplantılar olsun da ne olursa olsun. Sonrasında bir şey yapmasak da olur. Birer iyi temennide bulunur geçeriz nasıl olsa. Uzun uzun notlar alırız ama bu aldığımız notların pratik hayatta bir karşılığı yoktur. Yani sadra şifa bir şey çıkmaz bizim bu uzun toplantılarımızdan. Bütün olumsuzluklar, bütün yanlışlar etrafımızı sarmışken bol bol toplantı yaparız ama neticede ortaya bunları giderecek bir eylem ya da eylem planı çıkmaz. Çok azdır çıkanlarıu2026 Zira Türkiye Cumhuriyeti bir tören ve toplantı cumhuriyetidir. Bol bol tören bol bol toplantı ama iş iş yapmaya gelince ortalıkta kimseyi bulamazsınız. Zira iş yapmak risklidir. İş yapmamaktır en konforlu ve garantili yöntem. Türk kamu yönetiminde ihmali sorumluluk yoktur, icrai sorumluluk vardır. İş yapanlara hesap sorulur, yapmayanlara kimse gıkını çıkarmaz. Onun için toplantı yapmak en az riskli iş yapma ya da yapıyor görünme yöntemidir. Bürokrasi bu altın kuralı bilir onun için bol bol toplantı yapar memurlar, ama sıra iş yapmaya gelince herkes kirişi kırmaya kalkar. Sonra şöyle nutuklar atmaya başlarız sağda solda: elin Japonuna helal olsun, ne robot yapmış adamlar bee! Elin Almanına bak ne araba yapmış adamlar! Elin Amerikalısına bak adamlarda ne füzeler var! Evet bütün bunları bu ülkelerde kamu yapmıyor belki çoğunu özel sektör üretiyor ama işin bilimsel hazırlık, icat ve kolaylaştırma kısmı kamuda görülüyor. NASA on yıl sonra ticarileştireceği bir buluşu önce kendisi askeri ve istihbari amaçlar için kullanıyor, yenisi icat edildikten sonra önceki buluşu ticarileştiriyor. Ey büyük Türk milleti uzun uzun toplantılara devam!
En Ucuz Ürün Nerden Alınır?
Marketten bir çıktık akşam üstü ama öyle böyle değil. Sanki bir servet bıraktık kasaya. Aldığımız da hep temel ihtiyaç maddeleri içinde öyle pastırma, sucuk filan gibi bize lüks ürünler de yok. Temizlik maddesi, bakliyat, peynir, şeker, çayu2026 Ya arkadaş ya paranın adı var, kendisi yok ya da bu para bizde yok! Enflasyon yok filan diyorlar ama yarın aynı paraya aynı miktarda ürün alamıyorsunuz memlekette. Ya resmi istatistikler yalan söylüyor ya da bizim hesabımızda bir yanlışlık var. Anlamadım gitti. Önce müdür bey peşinden Kahraman Abi uzun uzun İstanbul yolu üzerindeki bazı büyük grosmarketlerin ne denli ucuz olduğundan bahsettiler. Bir dahaki ay oraları bir ziyaret edeceğim bakalım. Gerçekten fark edecek mi? Biri Nevşehirlilerin, biri Kırşehirlilerin, biri de Kayserililerinmiş. Dediklerine göre altılı soda 2.5 TL değil de 1.35 TL imiş. Göreceğiz bakalım, hangisi daha ucuz!