İkinci Turdan Sonra.. Şu işleri toparlamak lâzım!
Hatırlar mısınız bilmem;
AK Parti kurucularından ve eski bakanlardan Faruk Çelik, cumhurbaşkanı
seçilmek için gereken yüzde 50+ 1’lik oy oranının değiştirilmesini teklif
etmişti,
“İlk turda yüzde 40 ve
üzeri oy alan seçilsin. Yüzde 50 artı 1 formülü Türkiye’yi yorar!” diyerek.
Şimdi işte ikinci tura hazırlanıyoruz!
Sayın Çelik’in teklifi hayata geçirilmiş olsaydı, böyle bir
derdimiz olmayacaktı.
Yüzde 40’ı aşan iki adaydan, yani Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’ndan
hangisi daha fazla oy aldıysa işi “O”
bitirecekti.
Yani, mâlûm, açık farkla Sayın Erdoğan.
Şimdi, bir dolu pazarlık, masraf, hazırlık…
Sonuç yine “çok güzel”
olacak gibi ama, ne lüzumu vardı yani!..
Diyeceksiniz ki,
“Yüzde 50’yi alamayan
Cumhurbaşkanı’nın meşruiyeti tartışılmaz mı?”
Elin ağzı torba değil ki büzesin, söylemek isteyen her
durumda söylüyor bir şeyler!
Oyunun kuralı neyse, herkes nihayetinde ona razı olmak
mecburiyetindedir.
AK Parti 2002’deki ilk seçiminden yüzde 34.3 çıkartabildi
ama TBMM’deki üye sayısının yüzde 66’sını aldı.
Onunla da işini gördü.
Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanı Adayı olarak yüzde 50’yi fark
atarak geçti ama tartışmalar bitmedi!..
Onlara kulak asmayın siz!
***
İşte..
İkinci Tur seçime gidiyoruz artık.
Hayırlısıyla, ilk turdaki gibi “olumlu” bir sonuç çıkacak.
Sonra…
İşte geldik 2023 Haziran’ına.
Sonra…
Yerel seçimler var!..
Aşağı yukarı 10 ay sonra, hadi bakalım yeni ve yine “tarihi” seçim!..
Bu seçimin hazırlıkları, hemen Haziran’da başlar…
Yani ikinci tur biter bitmez!..
E, öyle hemen ertesi gün yeni seçime hazırlanmak gibi bir
mecburiyet getiriyor demokrasi denilen model.
Seçim demek yeni hesaplar demek, bütün oyunların yeniden
kurulması, kurgulanması demek…
Seçim demek, seçim ekonomisi demek!..
Seçim demek, menfaat ve talep gruplarının alana inmeleri, “Dediğimi yapmazsanız size oy yok!”
diye tehdit etmeleri demek!
Seçim demek, oyu çok olanın, daha doğrusu iyi tantana
yapanın dediğini yaptırması demek!..
Seçim demek, kafalarda kuyrukları birbirlerine değmeyen
kırkar tilkinin dolaşması demek.
Seçim demek, istikrarsızlık demek!..
***
E, demokrasi bu.
Sandık da demokrasinin namusu!..
Yani, seçim de öyle oluyor bir yerde.
Bu namusu iki de bir kurtarmak yerine, seçim sayısını biraz
azaltsak?
Mesela…
Hadi, bir teklif:
Mart sonunda yapılacak yerel seçimi, öne alsak!..
Sonrası için de,
Cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği ve yerel seçimi birleştirsek?
***
İlk tur seçiminde bir kilometrelik listeden beğendiğimiz ya
da ehven-i şer olarak gördüğümüz partinin logosunu bulduk, oraya mührü bastık…
Buna bir de yerel seçim listesi eklensin, altından kalkarız
elbet.
Şimdi…
Cumhurbaşkanlığı seçimi “artık” şöyle olsa:
Yüzde 40’ı bulamayan adaylar zaten elense…
Yüzde 40’ı geçen iki adaydan, hangisi daha yüksek oy alırsa,
o Cumhurbaşkanı seçilse…
Çok sayıda aday olursa ve bundan dolayı hiçbiri yüzde 40’ı
bulamazsa..
Bu sefer, yüzde 40’ın altında kalanlar arasından ilk iki
sıraya girenler finale kalsa.
O iki aday finalde yarışsa..
Birisi haliyle yüzde 50’yi geçse..
Alın size meşruiyet!
***
Bir şey diyelim mi size?
Bu formül uygulanırsa, seçimin ikinci tura kalma ihtimali
çok düşer.
İlk turda biter bu iş!
***
Yazının başına dönelim:
Hatırlar mısınız bilmem;
AK Parti kurucularından ve eski bakanlardan Faruk Çelik, cumhurbaşkanı
seçilmek için gereken yüzde 50 artı 1’lik oy oranının değiştirilmesini teklif
etmişti,
“İlk turda yüzde 40
ve üzeri oy alan seçilsin. Yüzde 50 artı 1 formülü Türkiye’yi yorar!”
diyerek.*
Sayın Çelik’in bu teklifine destek vermiştik o günlerde.
Meclis’teki Grup Toplantısı’nın ardından “Faruk Bey’in teklifine nasıl baktıkları”
sorulunca, “Bu konudaki kararı Meclis
verir” diyerek, “gerekli” mesajı vermişti Sayın Cumhurbaşkanı.
Sonra…
Olmadı işte..
Ve geldik ikinci tura!..
Şimdi “ihmale, rehavete gelmez bu işler!” ikazını ihmal
etmeden, “ilk turdaki” gibi bir fark
bekliyoruz!..
Sonrasında ise, “sistemin
aksayan yönlerinin düzeltilmesini” istiyoruz…
Ya da en azından ben istiyorum!
Ben kimim biliyorsunuz;
Aşağı yukarı 40 yıllık Gazeteci-Yazar’ım.
Aynı zamanda sosyal medyada teşkilâtlanmaya başlayan ve ilk
günlerden itibaren büyük ses getiren kurulması muhtemel TABELA PARTİSİ’nin Genel Başkanı’yım!
Bana kulak verseniz iyi edersiniz!