İkinci Musa: Musa Bin Meynun
Musa Bin Meymun, Yahudi ilahiyatını derinden etkileyen ve şekillendiren büyük bir teolog, doktor ve filozoftur. İsrail sınırları içindeki Taberiye şehrindeki mezarının taşında onunla ilgili şu eski söz yazmaktadır: “"Musa'dan [peygamber] Musa'ya [ibn Meymun], başka Musa zuhur etmemiş" ( From Moshe (of the Torah) to Moshe (Maimonides), there was none like Moshe.) “Meymun, sadece Yahudi ilahiyatı için değil, insanlığın felsefi teolojik ve tıbbi düşüncesine büyük katkılarda bulunmuş evrensel bir mütefekkir, filozof ve hekimdir. Yahudi kültüründe Rabbi Moşeh ben Meymon olarak bilinen Meymun’un isminin başharflerini kısaltan Yahudiler, ona kısaca Rambam demektedirler.30 Mart 1135 Yılında Kurtuba’da doğan Musa Bin Meymun, 13 Aralık 1204 yılında Mısır’ın Fustat şehrinde ölmüştür. Kuzey Afrika’nın büyük bölümünü hâkimiyetlerine alan Muvahhid devletinin baskıcı din politikalarından kurtulmak için Fas’ın Fez şehrinde bir süre yaşadıktan sonra Mısır’a yerleşen Musa Bin Meymun, Selahaddin Eyyubi ve oğlu el-Afdal ile vezir Kadı'I-Fadıl'ın özel doktorluğunu yapmıştır. Fransa Kralı Aslan Yürekli Richard’ın doktoru olmayı reddeden Meymun’un Selahaddin’in doktorluğunu yapması önemlidir. Görmüş olduğu bütün baskılara rağmen Meymun, Yahudi dinine bağlı bir insan olarak yaşamıştır. Bilim, felsefe ve ilahiyat alanlarında zirve bir mütefekkir olan Musa Bin Meymun, aklı ve araştırmayı esas alan bir düşünür ve sosyal liderdir. Bilim ve felsefeye hayatı boyunca ilgi duyan Meymun, hiçbir zaman mistik biri olmamıştır. Meymun’un hayatında belirleyici olan iki unsur, akıl ve tevhiddir.
14 Ciltlik Mishneh Torah (Torah’ın Tekrarı)
isimli eseriyle Yahudi hukukunu sistemleştiren Meymun, Talmud’daki bütün
kanunları sistematik, öz ve açık bir şekilde ortaya koymuştur. Meymun’un bu
eseriyle, Sözlü Talmud kanunları, yazılı hale dönüşmüştür. Meymun, Yahudi
inancının on üç maddelik amentüsünü yazan kurucu ilahiyatçıdır. O, Delalet’ül
Hairin (Yolunu Şaşırmışlar için Rehber) isimli eseriyle teoloji alanındaki
sistemini ortaya koymuştur. Meymun’un, Yunan felsefesi ışığında Yahudiliği
yorumlaması önemlidir. Yahudiliğin kendisini felsefeye adabte etmesi Meymun
sayesinde olmuştur. Torah’ın bilim ve tarih kitabı olmadığını söyleyen Meymun,
dini metinlerin ahlaki nitelikteki çeriklerine dikkat çekmektedir. Dini
metinlerin ahlaki ve sembolik bir içeriğe sahip oldukları yaklaşımı
önemlidir. Dini metinlerin literal
anlamlarının ötesinde mecazi ve metaforik anlamlarını araştırmak gerektiğine
yapılan vurgu, çok meydan okuyucu bir yaklaşımdır. Atina ve Kudüs arasındaki
karşıtlık metaforuyla ifade edilen vahyedilen inanç ve entelektüel felsefe
arasındaki çatışma Meymun’da sentezle sonuçlanmıştır.
Doğa kanunlarının Tanrı
tarafından düzenlendiğini söyleyen Meymun, insanın sürekli aklını kullanması
gerektiğini vurgulamakta ve erdemliliği ancak aklını kullanan insanın
gerçekleştireceğine inanmaktadır. Kişi, aklıyla, hikmetiyle ve kavrayışıyla
insan olmayı başarabilir. Din kullanılarak akıl değersizleştirilemez. Felsefenin
insanı sapkınlığa götüreceği şeklindeki kadim hezeyanı reddeden Meymun, Talmud
dahil dini kaynakların ancak bilimler ve matematik sayesinde anlaşılabileceğine
dikkat çekmektedir. Ahlak ve dinin, bilim ve felsefenin yeşereceği, büyüyeceği
ve gelişeceği bir ortamı oluşturmaya hizmet edecek şekilde bir işlevleri
olmalıdır. Meymun, her bireyin kendi
doğal eğilimine uygun olacak şekilde kendiyle uyumlu bir benlkik arayışı içinde
olması gerektiğini söylemektedir. Meymun’a göre hakikat arayışı, insanın
kendini aramasıdır, araştırmasıdır ve anlamasıdır. İnsanın özgür seçimler yapan
bir varlık olduğunun altını çizen Meymun, kaderciliği reddetmekte ve insanın
özgürce hayatı seçmesini savunmaktadır. Meymun, Yahudi toplumuna kaybettikleri
öğrenme, araştırma ve anlama zihniyetini yeniden kazandırmaya çalışmaktadır.
Meymun, tam bir bilim insanıdır. Bir
bilim insanı olarak Meymun, astroloji gibi şeyleri bilim olarak değil, hastalık
olarak görmektedir. Astroloji gibi şeylerin kendi şemsiyeleri altında her türlü
hurafeyi ve sapkınlığı topladığını söyleyen Meymun, aptal ve şarlatanların
astroloji gibi bilim adı altında dayatılan sapkınlıklara değer verdiğini ve
kandığını ifade etmektedir.
Din ve tıbbın varoluş amacı,
insanın bedensel ve ruhsal gelişimini sağlamaktır. Kendi döneminde bir tıp
otoritesi olan Meymun, sağlığın ilaç ve
müdahalelerle değil, uygun bir hayat yaşamakla mümkün olduğuna vurgu yapmıştır.
Meymun, kişinin sağlığını nasıl koruyacağını göstermek için Kitab Tedbir
el-Sıhhat isimli eserini yazmıştır. Meymun, uygun bir hayattan acıkınca dengeli
yemeyi, susayınca yeterli su içmeyi,
tuvalet ihtiyacının ertelenmemesini, temizlendikten sonra yemeğin yenilmesini,
yemeği hazmetmeden yürüyüş, koşma gibi vücut hareketlerinin yapılmamasını,
düzenli bir cinsel hayatın olmasını,
sağlık, eğitim, barınma, temizlik
ve hukuk alanlarında yeterli altyapıya sahip bir yerleşim yerinde yaşanmasını
kastetmektedir.
Meymun, hiçbir otoritenin körü
körüne takip edilmeyeceğini, bütün otorite görülen görülşerin sorgulanması
gerektiğini, insanın gözlem ve deneyi esas alması gerektiği şeklinde bilimsel
bir anlayış ortaya koymuştur. Mısır’da yıllarca Yahudi toplumunun dini ve
sosyal liderliğini yapan Meymun, dini hizmetlerinden dolayı hiçbir zaman bir
ücret almamıştır. Meymun, hiçbir zaman
dini bir geçinme mesleği, servet, şöhret ve makam edinme aracı olarak
kullanmamış ve istismar etmemiştir. Musa
Bin Meymun, hayatını içinde yaşadığı
topluma bilimsel, felsefi, sosyal, tıbbi ve dini açılardan katkı sunmak için
adayan örnek bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır.