İki Yüz Yıl İleriye Atılmak
Asırlar önce 1453 yılında "çağ kapayıp açan" fethi ve bu fetihte kullanılan yeni teknik ve teknolojileri gerçekleştiren bir milletiz.
Öncesinde medeniyet olarak önde olmakla beraber biz bu olayla; yaklaşık 300 sene batı dünyasını geride bırakmış, batının bizi yakalaması ise 1700'lü yılların ikinci yarısını ancak bulmuştur.
Batının bizi yakalayıp geçmesinde tarihteki sıralama itibariyle üç olay çok etkili olmuştur:
u00a7 Sanayi devrimi.
u00a7 Demiryolu ile uçağın keşfi ve etkin olarak kullanılması.
Bu üç olay, batıyı bize göre 150-200 sene ileriye götürmüştür.
Sanayi devrimi ile buhar gücünün üretimde kullanılması sonucunda üretimin fabrikalarda hızlı ve ucuza yapılması imkanı sağlanmıştır.
Bu olay, batıyı ekonomik olarak güçlendirmiş, hareket yeteneklerini daha da geliştirmiş ve çeşitlendirmiştir.
Arkasından ekonomik pazarları ve üretimi dünya boyutuna taşımış, "Globalleşme veya Küreselleşme" olarak adlandırdığımız ekonomik dönüşüm gerçekleşmiştir.
Bununla beraber küçük sermayeden, büyük sermayeye geçilmiş ve dev kartelleri ortaya çıkarmıştır.
Ucuz ve çok üretim, bu üretimin daha büyük pazarlara taşınma imkanı ve çok tüketim nihai olarak dünya ticaret dengesini değiştirmiştir.
Özellikle bilinçli olarak çıkarılan I. Ve II.Dünya Savaşları da yeni dünya ticareti dengesini pekiştirmiştir.
Bu süreç yaşanırken diğer taraftan Osmanlı Devleti sanayiini çağdaş tekniklerle güçlendirememiş ve sanayi devriminden olumsuz yönde etkilenerek geri kalmıştır.
2002 sonrasında ekonomi ve diğer alanlarda çok büyük işler başardık.
Özellikle kendim çok önemsediğim ve ayrı bir değer verdiğim "milli özgüvenle" ilgili olarak olumlu anlamda çok büyük değişimler gerçekleştirdik.
800 milyar dolarlık dev bir ekonomi, tank, uydu, helikopter gibi birçok milli projeyi gerçekleştirmekle beraber milli savaş uçağı, milli uçak gemisi, milli araba gibi birçok projeyi gerçekleştirmek için de millet olarak ön adımlarımızı attık.
Ancak şuana kadar millet ve yönetim olarak yaptıklarımız daha çok batı medeniyetinin olumlu taraflarını yakalamak için gerçekleştirdiğimiz projeler ve işler.
Peki, 1453'te yaptığımız gibi asırlarca ileriye geçmenin yolu yok mu?
Kanaatimce var.
Şuana kadarki yol ve yöntemlerden farklı şeyler yapmamız lazım.
Bunun için de iki seçeneğimiz var:
1) Ya imamenin başındaki tespih tanesinden başlayarak tüm taneleri aşa aşa imamenin diğer tarafındaki taneye ulaşacağız.
2) Yahut imamenin üzerinden atlamak suretiyle diğer tarafındaki taneye ulaşarak diğer tüm tespih tanelerini geride bırakacağız.
İmamenin üzerinden atlamak için de şu dört alanda yeni ve farklı teknikler bulmamız gerektiğini düşünüyorum:
u00a7 Farklı bir üretim ve askeri teknoloji.
u00a7 Farklı bir ulaşım yolu.
u00a7 Farklı bir ekonomi modeli.
u00a7 Farklı bir enerji maddesi veya enerji tekniği.
Beşinci olarak "birlik ve beraberlik" şartı da var. Ancak köşemizin adı "EKO-YORUM" olması sebebiyle bu konuya girmeyeceğim.
Bu dört alanda da şuan uygulanan yöntemlerden çok farklıişlere imza atmamız mümkün.
Bu alanlarda inovatif yol ve yöntemleri gerçekleştirmemiz halinde diğer alanları da çok rahat bir şekilde yönlendirme imkanı bulacağımız kesin.
Bu dört konuda çok farklı yöntemleri gerçekleştirebilecek ilham kaynaklarımız da aslında var.
Yeter ki, görelim ve inanalım. Ve sonuç odaklı düşünelim.
Çünkü inanmak, tüm inovatif (yani farklı ve yeni) teknik ve yöntemlerin başlangıcını ve ruhunu teşkil eder.
Efendim!.. Allah'a inanan ve ölümden sonrasına hazırlananların başaramayacağı şey yokturu2026
Fatih'ten ilhamen demeliyiz ki; "Ya Bu Dünya Bizi Yer; ya da Biz Dünyayıu2026"
Bu yeryüzünde illa ki, izzetli bir hayatu2026 İkinci şık bizim için izmihlalu2026
Ve ifade etmek isterim ki "Eski hal muhal; ille de yeni hal, ille de yüksek halu2026"