Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2970.52
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Aralık 2022

İki Yol Açıcı Üzerine

Türkiye Yazarlar Birliği denilince akla gelen ilk isim şüphesiz D. Mehmet Doğan’dır. Doğan’ı İmam Hatip yıllarımda “Batılılaşma İhaneti” isimli kitabıyla tanıdım. Dahası neredeyse tüm Türkiye onu bu eseriyle tanıdı sanırım. Onun bir diğer özelliği ise dil üzerine yaptığı çalışmaları neticesinde “Doğan Büyük Türkçe Sözlük” adıyla sözlük sahibi olmasıdır. Onun siyasi ve sosyal tarih üzerine farklı bir bakış açısıyla ele aldığı kitapları ve makaleleri de kültür dünyamızda önemli bir yere sahiptir.

D. Mehmet Doğan’ın bir diğer özelliği de Cumhuriyet dönemi fikir adamlarından Nureddin Topçu’nun rahle-i tedrisinden geçmiş olmasıdır. Doğan, Topçu’nun çıkardığı Hareket dergisinin son dönemlerinde dergi kadrosunda hatta tabiri caiz ise mutfağında da bulunmuştur. Nureddin Topçu hakkında kitap yazmış olması ve onun hakkında konferanslar vermekte olması hocanın hususiyetleri arasında yer alan diğer önemli özellikleridir. Hatta Mehmet Doğan’ın isminin başındaki “D.” kısaltması da ona merhum Topçu tarafından verilmiştir.

Üstad Doğan’ın “İki Yol Açıcı” kitabı, içeriği bakımından Türkiye’de ilk belki de tek olma özelliğini halen korumaktadır. Bu kitapta; Necip Fazıl ve Nureddin Topçu hayatları ve mücadeleleri ile mukayeseli olarak anlatılmış. Tefekkür dünyamızda iki önemli damarı temsil eden Topçu ve Necip Fazıl, Doğan’ın da ifadeleriyle iki yol açıcıdır. Bu ismin seçilmesi ve kitaba verilmiş olması da tesadüfi değildir. Geçmişle tüm irtibatın koparılması adına yapılan yıkımlar, yeni neslin önünde dağlar kesafetinde bir enkaz yığını gibi dururken, bu enkazı delip geçmişe yol açmak ve kök ile gövdeyi buluşturmak adına çabalayan bu iki isme “yol açıcı”dan daha anlamlı bir isim bulunmazdı sanırım.

Kitabın tamamını değerlendirdiğimizde, şüphesiz ilk olarak bu iki mücadele adamının ortak özellikleri göze çarpacaktır. Her iki isim yurt dışında tahsil yapmış, yurda döndükten sonra her ikisi de Nakşi şeyhleri (Abdulhakim Arvasi ve Abdulaziz Bekkine) ile tanışmış ve bu tanışma neticesinde mücadelelerini dini ve milli mecrada vermişlerdir.

Ancak Topçu siyasete uzak dururken Necip Fazıl belki resmen bir siyaset adamı olmasa da siyasi alanda da mücadele etmiş bir fikir ve aksiyon adamı olmuştur. Onun 1943 yılından neredeyse ölümüne kadar çıkardığı Büyük Doğu dergisi (raporları da bu çerçevede değerlendirirsek) Türk siyasi tarihinin en cevval dergilerinden birisi olmuştur. Bu yüzden birçok kere kapatılan, toplatılan bu dergi, zamanın iktidarlarının korkulu rüyası olmuştur.

Topçu’nun Hareket dergisi ise daha çok fikri ağırlığı ile fikir dünyamızda yerini almış müstesna bir dergidir.

Kitaptaki yazılar her ne kadar Do­ğan’ın farklı zamanlarda neşrettiği yazılarından oluşsa da kitap hazırlanırken bütünlük oluşturması amacıyla yeniden elden geçirilmiş.

Kitabın “Sunuş” bölümünde, Cumhuri­yetin ilk yıllarında “Sebilürreşad” dergisinin kapatılmasıyla matbuat âleminde dini düşüncenin ancak 1939’da “Ha­reket” dergisi ve 1943’te “Büyük Doğu” dergilerinin yayın hayatına girmesi ile neşriyatta yer aldığı belirtilmekte.

“Giriş” bölümünde Doğan; “Cumhuriyet dönemi­nin şartlarında fikir, fiil ve tavırlarıyla genç nesil­leri şekillendiren, kültürel alandan siyasî alana kadar geniş bir yelpazede iz bıra­kan aslî karakterler arasın­da, doğum sırasına göre, H. Nihal Atsız (Ocak 1905), Necip Fazıl Kısakürek (Mayıs 1905) ve Nureddin Topçu (1909) önemli yer tutar.” denilmekte. Ayrıca Topçu ve Necip Fazıl’ın benzer hususiyetleri anlatılmakta. Hatta bu bölümde “Hareket” dergisinin yayın hayatına ara verdiği dönemlerde Topçu’nun “Ma­arif Davamız” gibi önemli yazılarını “Büyük Doğu” dergisinde yazdığı da bahsedilmekte. Hatta Nihal Atsız’ın da “Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferleri” isimli otuz sayılık bir seriyi Büyük Doğu’da yazdığını da bu bölümde öğreniyoruz.

Kitabın birinci bölümünde Nureddin Topçu, geniş bir biçimde ele alınmış. Hatta bu kısım Topçu’yu tanımak isteyenler için bir kılavuz olma özelliğinde. Bu bölümü okuduğumda “keşke hoca, Nureddin Topçu hakkında müstakil bir eser neşretse” diye düşünmedim değil. Zira Topçu’yu yeni neslin ta olarak tanıdığını sanmıyorum.

Kitabın ikinci bölümünde Necip mücadelesiyle ve tatlı bir üslupla anlatılmış.

D. Mehmet Doğan’ı okumaya devam edeceğiz. Bir başka yazımızda da “Kelimelerin Seyir Defteri”ni yazmaya niyetlendik.

Üstada sağlıklı ve uzun ömürler ve nice eserler dileyerek yazımızı noktalayalım.