İki Gözümün Çiçeği
Sözün
inceliği kalbin hassasiyetine bağlıdır. Konuşma merkezi kalpte değil ama her
kelimenin yüklendiği anlam kalpten doğar. İnsan kalbiyle sever, onunla taşır
sevdiğini ve kalbinde gizler. Sevilenin çok da aşikâr edilmeden sevilmesi
bundandır. Göstererek değil de içten ve kalpten sevmek samimiyettir, ihlâstır. Suskundur
âşık, biraz da mahcup…
Aşikâr
etmeden, onu satırlarda değil de sâdırda, içinizde yaşatmak. Merhum A.
Karakoç’un kâğıtlara yazılmıyor dediği ve en güzel söyleyişle beynimize
kazıdığı dizeleri anımsayalım:
“Yar, deyince
kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kâğıda
yazılmıyor Mihriban”
“Sen
bir tarafa, dünya bir tarafa” diyorken bile gizli bir tartı vardır, bu kıyas
bile yersizliktir. Sen teksin, gözümün gördüğü, ruhumun duyduğu tek sevgili… Gerçi
Cahit Sıtkı bunu öylesine güzel ifade eder ki:
“Dünya bir yana,
o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür döne dolana
Ağladığım yer penceresi midir?”
İnsan
duygularının esiridir biraz da. Kontrolsüz, sınırsız ve coşkun duygular. Sevdiğinizi tasvir ederken onun güzelliğini,
yüceliğini anlatmakta kelime bulamıyor ve zorlanıyorsanız onu kalbinizle
seviyorsunuz demektir. Şöyle de bir ifade vardır: “Tüm kalbimle…” Turgut Uyar tam da bunu söylüyor: “Kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm/Seni övdüğüm
zaman”
Tüm
kalbimizle ifadesi nedir? Biraz da bunu açmak gerekir. Sevginin evi kalptir. Kalp, aynı zamanda gönül
manasında da kullanılır. Kalbin tasviri, tanımı zordur. Metafizik bir anlamı da
ihtiva eder. Tasavvufta da kalp mühimdir. Kalbin arınması, dünyadan uzaklaşması
gerekir.
Hakikî
sevginin evi kalp… İşte dostluklarda da kalp bu sebeple kıymetlidir. “Temiz
kalpli” diyorken neyi anlatmak istiyoruz?
Sevgisinde samimî olanı ancak böyle ifade ederiz. Kalbe ağır gelen, onu yoran,
kirleten, karartan şeyler bizi
samimiyetten uzaklaştıracak ve sevgimize zarar verecektir. Kalbimizle
sevebilmek, bir şeyi bir şey için feda etmekle mümkün. Kalbiyle seven kişinin gözü
hiçbir şeyi görmez. Sadece sevdiği vardır onun gözünde.
Şimdi
sessizce sevelim. Kimseyi, hiçbir varlığı,
hiçbir canlıyı huzursuz ve tedirgin etmeden sevmek, sevebilmek… Zor
mudur? Kolay değil sanırım. Biz konuşurken saksıda bir çiçek açıyor olabilir,
bir kuş yavrusunun ağzına yemek bırakıyor olabilir, bir kalp sevdiği bir kalbin titreyişini
duymaya çalışıyor olabilir, bir anne bebeğini uyutuyor; bir bebek uykuya
dalıyor olabilir. Gözümüzün çiçeği bildiğimiz sevdiklerimizi kalbimizde
gizlemenin ve yaşatmanın yolu da sessizce sevmektir. İki gözümüzün çiçeği olanlarla güzelleşiyor
dünya. Yoksa neye yarar ki fâni olan…