İki bayram daha istiyoruz
Çocuklar ve gençler dün karnelerini aldı. Müthiş bir sevinç yaşadık. Yarın da Kurban Bayramı, sevincimiz katlanacak. Bayramı tatil yerine koymayıp bayram gibi kutlayanların bayramını şimdiden tebrik ediyorum. Benim görüşüme göre dini bayramlar özüne uygun kutlanmalı, küçükler sevindirilip büyüklerin gönlü alınmalı, aile, akrabalar, dostlar ve arkadaşlarla coşkulu şekilde yaşanmalıdır.
Bu coşkulu bayramlardan yani Karne ve Kurban bayramından sonra iki bayram daha istiyoruz. Birincisi Gazze’de ateşkes yapılarak barışın sağlanması; katliamcı İsrail ve ABD’nin durdurulması. İkincisi de emeklilerin ve dar gelirlilerin şartlarının iyileştirilmesi. Bu iki olay da kolay değil, biliyorum. Ama yönetime talip olup bu işe soyunanlar bunu hayata geçirmenin yollarını aramalıdır.
Özellikle 2000’li yıllarda ablukaya alınıp sürekli zulmedilen, 7 Ekim’den beri de açık bir katliamın yapıldığı Gazze’deki Müslümanların kurtuluşu, daha önce de yazdığım gibi vicdanlı ülkelerin bir araya gelerek bir konsey ve silahlı barış gücü oluşturması ile ABD ve İsrail soykırımcılığına dur demesinden geçiyor. Türkiye’nin ticareti tamamen kesmesi ile Husilerin İsrail’e hizmet eden gemilere karşı uyguladığı yaptırım tüm ülkelere yayılmalıdır.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın talimatı ile emeklilerin şartlarının iyileştirilmesi ile ilgili çalışmalar bürokrasinin ağır çarklarına takılmış durumda. Halbuki Çalışma Bakanı enerjisini bu işe yoğunlaştırarak açıkladığı konuları bir an önce hayata geçirip bayram müjdesi verebilirdi. On yıllardır hep aynı şeyler tekrar ediyor, siyasiler talimat veriyor bürokrasi ağırdan alıyor… Halbuki o kanun ve yönetmelikler bir gecede değişir, şartların iyileştirilmesi aylarca süren toplantılara bırakılmaz!
Emekli kartı çıkarmak, orduevi, öğretmenevi ve polisevinde emeklilere indirim uygulamak çok mu zor? Cep telefonu operatörlerine bir talimat verip devlet memurlarına uygulanan indirimli tarifeleri emeklilere de yaymak niçin vakit alıyor? Türkiye, her gün yeni petrol ve doğalgaz müjdeleri ile uyanıyor. Geçen yıl olduğu gibi bu müjdelerden emekliler ve dar gelirliler neden belirli oranda faydalanmıyor?
Görevini zamanında yapmayan, işini savsaklayan devlet memurları bir dakika bile o görevde tutulmamalı. Yapmayan, yapamayan, savsaklayan memur ve yöneticiler değiştirilmeli. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi bu alanda da uygulanmalı ve işler hızlandırılmalıdır.
***
Türkiye’de devlet memuru olmak, bir bakıma yan gelip yatmak anlamına geliyor. Mesainin bittiği saat 5’e yakın bir zaman diliminde kimseyi yerinde bulamıyorsunuz. Helal – haram kavramı burada devreye girmediği gibi vatandaşa hizmet anlayışı da yok gibi… Devlette ve belediyelerde çalışanların zihnindeki tek tarihin ay başları olması üzücüdür. Hizmet içi kurslarla tüm çalışanlara öncelikle vicdan ve gülümseme dersi verilmelidir!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze konusunda hala ABD’den ve Nato’dan ümidini kesmiş değil, ısrarla onların devreye girmesini istiyor. Ama İsrail’i silaha boğan ABD ve Almanya’yı kontrol eden Siyonist yöneticiler varken bu mümkün değil. O yüzden Türkiye, üçüncü yolu teşvik etmeli, ister müstakil, ister Brics bünyesinde, ABD’ye rağmen İsrail’i durduracak yeni bir güç odağı ortaya çıkarılmalıdır.
Karne sevincinden sonra Kurban bayramına hazırlanan yediden yetmişe tüm okuyucularımın bayramını kutluyorum. Dileğim, bu iki bayrama iki bayram daha eklenerek sevincimizin katlanması…