İhtiyaç algısı üzerine
İnsan, yaradılışı gereği muhtaç bir varlıktır. İhtiyaçlarını gidermek için de çalışması gerekir. İhtiyaç kavramı da genel olarak “karşılandığında mutluluk veren, karşılanmadığında acı ve ıstırap veren duygu” olarak tanımlanır.
Nitekim iktisat/ekonomi de bu ihtiyaçların karşılanması
üzerine yoğunlaşmış ve bu doğrultuda çalışmalar yaparak bir bilim haline
gelmiştir.
İhtiyaçlar, bir zamanlar avcılık/toplayıcılık ile
giderilirken, ilerleyen dönemlerde ihtiyaçlar artmış ve farklılaşmıştır. Zaman
içinde icatlar yapılmış, sanayi ve teknoloji gelişmiş, böylece yeni ihtiyaçlar
ortaya çıkmaya başlamıştır.
İhtiyaçlar zamana, mekâna ve duruma göre değişkenlik
gösterir. Her insan her zaman her şeye ihtiyaç duymaz.
İhtiyacın giderilmesi için üretim gerekir. Gıda
ihtiyacımızın giderilmesi için tarımsal üretim, barınma ihtiyacımızın
giderilmesi için inşaat, güvenlik ihtiyacımızın giderilmesi için silah, ulaşım
ihtiyacımızın giderilmesi için otomobil gerekir. Bunların üretimi için ise en
önemli ihtiyaç ise yine insandır.
İnsanlar kendi ihtiyaçlarını giderebilmek için üretime,
üretim için ise emeğe, sermayeye ve doğal kaynaklara ihtiyaç vardır.
İhtiyaçların sıralaması değiştikçe üretim faktörleri ona
göre planlanır. Kimi zaman emek yoğun üretim gerçekleşirken, kimi zaman sermaye
yoğun, kimi zaman da doğal kaynakların yoğun kullanılması gerekebilir.
Sanayi devrimi ile birlikte üretim kapasitesi oldukça
artmış, ilerleyen yıllarda teknolojik gelişimlerle ihtiyaç fazlası üretim
yapılmaya başlamıştır. Bu durum işletmelere “ihtiyaç yaratma” düşüncesi oluşturmuş
ve insanların ihtiyacı olmayan ürünleri sanki ihtiyaçlarıymış gibi satın
almalarını sağlamaya çalışmışlardır.
Günümüzde bunun da büyük ölçüde başarılı olduğunu
görebiliyoruz.
Birçok insan reklamcılık, sosyal medya, sinema ve diziler
doğrultusunda tüketim alışkanlıklarını değiştirerek ihtiyaç olmayan ürün ve
hizmetleri ihtiyacı gibi hissederek gelirlerinin üzerinde harcamalar yapmaya
başladı.
Örnek olarak; son model küresel marka olan akıllı telefonu
ihtiyacı olmadığı halde ihtiyacı gibi hissettiği ve geliri yetersiz olmasına
rağmen alamadığından dolayı eksiklik duygusu içine girerek bankadan borçlanarak
o telefonu alıyor. Bu nedenle bir süre borç ödemek zorunda kaldığından asıl
ihtiyacı olan şeyleri alamamaya başlıyor. Buna bağlı olarak da günümüzde ekonominin
krizde olduğu ifadelerini kullanmaya başlıyor.
İhtiyaçların birincil, ikincil gibi çeşitli sıralamaları
vardır. Bu ihtiyaçların giderilmesi de gelire bağlı olarak kalite farkı
gösterir. Türkiye ekonomisi 2000’li yılların başında şimdiye göre çok daha
küçük iken ihtiyaçlar düşük modelli otomobiller, telefonlar, evler ile
giderilirken artık günümüzde lüks otomobiller, telefonlar ve evler ile
gideriliyor.
İşin aslı Türkiye ekonomisi son 15 yılda lig atladı. 2000’li
yılların başında Türkiye’nin ekonomik verileri neredeyse hiçbir Avrupa ülkesi
ile kıyaslanamayacak seviyede iken artık Avrupa ülkelerinin ekonomileri ile
kıyaslanmaya başladı. Türkiye’nin yükseldiği yeni ligde artık daha zorlu
rakipleri var. Yeni ligde üst sıralara çıkması için alınması gereken daha çok
yolu var. Ama bu başarılamaz demek değildir.
Yeşilçam filmlerini izlediğimizde tüp, gaz, ekmek
kuyruklarından bahsedildiğini görüyoruz. Günümüzde ise küresel bir marka olan
akıllı telefonları erkenden alabilmek için geceden kuyruğa giren insanları
görüyoruz.
Ekonomik problemlerden bahsedilirken daha gerçekçi sorunlar
dile getirilmeli. Sosyal medyanın, TV haber sunucularının bize dayattığı
gündemden çok gerçek gündeme odaklanılması ve bu sorunların çözülmesi için çaba
sarf edilmesi gerekir.
Sosyal medyada daha fazla takipçi, TV’lerde daha fazla
izlenmek için yapılan haberler gerçek gündemden uzaklaşmaya neden olmamalı.
İhtiyaçların giderilmesi gerekir. Ancak ihtiyaç fazlası
israf durumuna düşer. İhtiyaçların karşılanması için çalışmak ve üretmek gerekir.
Ancak mümkün olduğu kadar yerli üretimlerle karşılamak, ülkemizin ekonomik
güvenliği için önemlidir. İthal ettiğimiz her ürün yabancıya iş kapısı
oluştururken, bizim insanımızın işsiz kalmasına neden olur.
Zorunlu ihtiyaçların elbette dışarıdan alınmasında bir beis
yoktur. Ancak yerlisi varsa onu tercih ettiğimiz zaman daha kaliteli ve daha
çok üretilmesine katkı sağlayacaktır. Yeni istihdam alanları oluşturmasını
sağlayacaktır.