Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.46
Gram Altın
2951.15
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Kasım 2024

​İhtimal

ABD Başkanlık seçimini TRUMP kazandı. Üstelik Kongrede ’de üstünlüğü sağlayarak, yeni döneminde eli de bir hayli kuvvetlenmiş oldu. Peki, kimilerine göre dünyayı pozitif yönde değiştirmesi umulan Trump, “gerçekten de beklentileri karşılayacak mı” derseniz? Orası tam bir MUAMMA. Niçin mi? Gelin ihtimalleri birlikte analiz edelim…

Trump’un seçimlerden evvel “SAVAŞLARIN SON BULACAĞI” vaadi, elbette ki olumlu karşılandı herkes tarafından. O nedenle de küresel ekonominin, iyiye gideceğini değerlendi bazı otoriteler. Yalnız Trump’un İLK DÖNEMİNE bakarsak, meselenin tam manasıyla öyle olmadığını kavramak mümkün. Kaldı ki geçmişte ABD ekonomisini koruma amaçlı bir yol izleyen Trump’un, bu dönem piyasaya aşırı sürülen DOLAR’ın bir bölümünü İMHA ETMESİ, bir bölümünü de Amerika’ya GERİ ÇEKMESİ sürpriz olmayacaktır. Haliyle bu hareket sebebiyle de, doların küresel DEĞERİNİN ARTMASI kuvvetle muhtemel seyredecektir. Böylece petrol dahil dolara endeksli ham maddelerin maliyeti de YÜKSELECEĞİNDEN, buna bağlı ürünlerin bir reaksiyon göstereceğini kesinlikle yadsımamak gerekir.

Bir diğer husus da Rusya-Ukrayna Savaşı özelinde, cereyan edecek malumunuz üzere. Trump’un önceki dönem Rusya ile olan diyaloğunu hatırlarsanız, bu savaşı bitirmesi çokta imkânsız değildir aslında. Zaten Pasifik’ e yoğunlaşması için başka bir seçeneği de yok. Lakin bunun NİTELİĞİ çok önemli. Şayet Trump, Rusya’nın ele geçirdiği yerleri, RUS YÖNETİMİNE BIRAKMAYA dönük bir teklifle gelirse ki bu ihtimal çok yüksek, bu sefer “Ukrayna’nın parçalanmasını ve Zelensky’yi bekleyen kötü akıbeti” konuşacağımız kesin. Tabi geri kalan Ukrayna topraklarının, AB üyeliğine alınmaması için hiçbir engel kalmaması da cabası.

İsrail’in giriştiği bölgesel fitnede ise mesele biraz farklı görünüyor. Zira KUDÜS’ün bir önceki Trump Başkanlığında, İsrail’in başkenti olarak tanınmasının çok şey ifade ettiği açık. Buna Trump’un kamuoyuna düşen bakanlarını da eklersek, KATIKSIZ İSRAİL YANLISI bir politika izleyeceği kati surette şüphe kaldırmayacaktır. Keza Trump’un atayacağını açıkladığı yeni İsrail Büyükelçisinin; “İsrail'in Batı Şeria'yı egemenliği altına alması” gerektiğini savunması da bunu bariz ispatlamakta. Ancak Trump’un hemen İran’a abanmayacağı, ilk aşamada yaptırımlarla ilerleyeceği ve İran bahanesi ile Suud’u MADDİ OLARAK tokatlayacağıysa nereyeyse muhakkak.

Gelelim konunun, bizi yakından ilgilendiren tarafına… Elbette şimdiye kadar olanların, Devletimizi bir şekilde etkileyeceği aşikâr. Fakat Trump’un K.Irak ve K. Suriye^deki PKK/YPG terör örgütüne olan bakış açısının, bölgede BÜYÜK KIRILMALARA yol açacağı da net. Bu perspektifte, “sanki diğerlerinden (Obama, Biden) farklı mı olacak” diye sorabilirsiniz doğal olarak? Haklısınız da sayılmazsanız. Çünkü söz konusu olan, “ABD MÜESSES NİZAMININ” değişmez politikalarından başka bir şe değil. Bunun için de sadece K.Irak Kürt Yönetiminin, 2017 de yaptığı “bağımsızlık referandumunda”, KİMİN ABD BAŞKANI OLDUĞUNA BAKMAK YETERLİ. Hatta o dönem defalarca Suriye’den asker çekeceğini ifade eden Trump’un, bırakın çekilmeyi YPG’ye tırlarca silah sevkiyatını sürdürmesini ise daha saymıyorum bile.

Anlayacağınız Trump Yönetiminde, bazı FİİLİ DURUMLARLA yüzleşeceğimiz tartışılmaz konuma sahip. Özellikle Ukrayna mevzusunda Rusya’ya jesti karşılığında, “Çin’den uzaklaşmasını ve Türkiye’ye YPG konusunda taviz vermemesini” isteyeceğini hesaba katmak şart. Tabi KOLTUĞA OTURUNCAYA KADAR FARKLI GELİŞMELER OLURSA, ona göre politika geliştirmesi de muhtemel. Bu minvalde Ukrayna, ABD füzeleriyle Rusya’ya saldırıp savaşı büyütür mü, göreceğiz? Ama her halükarda Devletimizin sınır ötesi harekâtlara başlayarak, BÖLGEDE LEHTE BİR FİİLİ DURUM OLUŞTURMASI beklenebilir. Gerçi Devletimiz her ihtimali değerlendiriyordur. Bunda bir tereddüdümüz de bulunmuyor. Bizimkisi sadece bir öngörü. Yoksa 20 Ocak’a kadar, neler olup biteceğini kim bile bilir ki!?