İhtifalci
Pazartesi, Türkiye'nin çok önemli ve tarihu00ee günlerinden biriydi. Aziz milletimizin tercihiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kabul edildi ve yürürlüğe girdi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yemin etti ve göreve başladı; yeni Bakanlar Kurulu üyelerini açıkladı. Türkiye'miz, İslam alemi ve Türk dünyası için hayırlı uğurlu olsun. Vatanını, milletini ve ümmetini seven herkes onların doğru yolda başarı göstermeleri için duacı olmalıdır. Cenab-ı Allah idarecilerimizi bütün hayırlı işlerinde ve çalışmalarında muvaffak eylesin.
Toplumun değerlerini unutturmayan şahsiyetler vardır. Onlardan biri de "İhtifalci Ziya" adıyla bilinen merhum müellif Mehmed Ziya Bey'di. ESKADER olarak onun adına, Babıali'de 31 Mart 2011 tarihinde bir toplantı düzenlemiştik. O günün sabahında merhum yazarımızın Eyüp Sultan Mezarlığı'ndaki kabri başına gitmiş, ruhuna Fatihalar okuyup dualar etmiştik.
Hayatı boyunca vefat etmiş veya kendi devrinde yaşayan şair ve yazarlar ile ilim adamları hakkında toplantılar düzenleyen, önemli günleri hatırlatan ve bu hususiyeti dolayısıyla "İhtifalci" adıyla meşhur olan Mehmed Ziya Bey, ilk defa kendisi de önemli bir ihtifale konu olmuştu. O güne kadar sadece bir kaç kitabı yayımlanmış, ama bu kıymetli zat hakkında herhangi bir program yapılmamıştı. Halbuki o, hayatı boyunca edipler için toplantılar düzenlemiş, müellifleri mezarları başında anmış, zaferlerimiz ve destanlarımız için geceler tertip etmişti. M. Ziya, 1866 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'ni 1886 yılında tamamladıktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nü bitirdi. Çeşitli okullarda hocalık ve müdürlük yaptı. Kültür ve tarih vadilerindeki incelemeleriyle tanınıp sevildi, 1930 yılında da Hakka yürüdü. Yayımlanmış başlıca eserleri u00c2lem-i İslamiyet (1900), Kariye Cami-i Şerifi (1910), Yenikapı Mevlevihanesi (1913) ile İstanbul ve Boğaziçi (2 cilt, 1920-1928)'dir.
İhtifalci Ziya, başta İstanbul ve Boğaziçi ile Bursa'dan Konya'ya Seyahat olmak üzere çok değerli eserlere imza atmış bir yazardır. Bununla birlikte hem tarihimizde önemli olan bir çok günü hatırlayarak ve hatırlatarak hem de alimlerimiz ve müelliflerimiz hakkında ihtifaller düzenleyerek hafızamızı tazelemiş, milletimize moral vermiş, manevi dünyamızı zenginleştirmiştir.
Yedi sene önceki o toplantıda değerli konuşmacıların başında merhum Prof. Dr. Semavi Eyice de vardı. Eyice, "İhtifalci Mehmed Ziya Bey değerli eserlere imza atmıştır. Çok kültürlü bir insandır. Maarifçidir. Arapça ve Farsça bildiği gibi Fransızcası ve Rumcası vardır. İstanbul ve Boğaziçi isimli eseri önce eski yazıyla yayımlanıyor, yeni harfler kabul edilince bu çalışma yarım kalıyor." demişti. Onun en büyük özelliğinin, tarihte yaşanmış olayları, vefat etmiş sanatçıları ve alimleri ölüm yıldönümlerinde halka hatırlatmak ve yad etmek için toplantılar düzenlemesi, bu meclislerde bizzat halkı bilgilendirmesi olduğunu söylemişti. Semavi Eyice, Mehmed Bey'in Mevlevu00ee olduğunu, Bursa'dan Konya'ya Seyahat adlı eserinde Mevlevu00ee şeyhlerinden bahsettiğini, İstanbul ve Boğaziçi adlı kitabının da Osmanlı ve Bizans tarihini öğrenmek için başvurulacak temel eserlerden biri olduğunu ifade etmişti.
Geçen gün arkadaşım Muhsin Karabay'dan bir e-posta aldım. Eyüpsultan'da İhtifalci Mehmed Ziya Bey'in kabrini bir tesadüf sonuca gördüğünü ve mezarın çok perişan olduğunu söylüyordu. Yedi yıl önce gittiğimizde de öyleydi. Demek ki hiç sahip çıkılmamış. Osmanlı'nın son devrinde kültür ve sanat dünyamıza, medeniyetimize sahip çıkan bu kıymetli zatın mezarı bu halde olmamalıydı. İşte Cumhurbaşkanımız da sık sık bu konuları hatırlatıyor aslında. Değerlerimize sahip çıkmalıyız. İhtifalci Ziya'nın eşi Pakize Hanım ve yeğeni Eşref Neş'et de aynı yerde yatıyor. Hayırlı isim alan Eyüpsultan Belediyesi'ne düşen görev, bu mezarlığa hemen sahip çıkmak, restore etmek, okunamayan yazısını bir ustaya yazdırmak, merhumunn hatırasını hakkıyla yaşatmaktır. İhtifalleri başlatmış olan bu kıymetli şahsiyet çok daha fazlasını hak ediyor. Ona değer vermek önce bizi yüceltir, vefalı ve iyi eder.