İHRACATTA YENİ BİR ATILIM ŞART
Döviz gelirimiz giderimizi karşılamaya yetmiyor.
Sürekli döviz açığı, yani cari açık veriyoruz.
Geçmişte ortaya çıkan krizlerin kaynağı döviz kıtlığı olmuştur.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'yi en kırılgan ülke ilan etmelerinin nedeni de bu.
Açığı finanse etmek ve döviz ihtiyacımızı karşılamak için borçlanmak zorunda kalıyoruz.
Ve borcumuz her yıl artıyor.
Şu an itibariyle 400 milyar doları aştı.
Bir yıl içinde ödenmesi gereken dış borcumuz 170 milyar dolar.
Bu tutara 40 milyar doları bulacağı tahmin edilen cari açık da eklenince, rakam 210 milyar dolara ulaşıyor.
Küresel piyasalarda para bol ve ucuzken sorun yoktu.
Zaten borcumuz bu bolluk nedeniyle arttı.
Şimdi ise para muslukları kısılıyor.
ABD Merkez Bankası'nın (FED) faizi yükseltmesiyle birlikte dış kaynak bulmak eskisi kadar kolay olmayacak.
Doların son zamanlarda hızla değerlenmesi de bu yüzden.
Yıl başından bu yana TL karşısında yüzde 25 oranında değerlendi.
Bu ani yükseliş kaçınılmaz olarak ekonomide sıkıntı yarattı.
Bunu aşmanın yolu belli.
Döviz gelirinin ana kalemi olan ihracatı arttırmak.
2003-2008'de elde edilen başarıyı tekrarlamak.
2002'de 36 milyar dolar olan ihracat 2008'de 132 milyar dolara çıktı.
6 yılda 4 kata yakın artış.
Alkışlanması gereken bir performans.
Her ne kadar aynı dönemde ithalatın 51 milyar dolardan 201 milyar dolara fırlaması bu başarıyı gölgelese de yine de hakkını teslim etmek gerekir.
2008'den sonra ise ihracatta hissedilir bir yavaşlama görülüyor.
Hatta son 10 aydır düşüyor.
Bu yıl için 173 milyar dolar olarak öngörülen ihracat 143 milyar doları bulursa sevineceğiz.
Geçen yıl 158 milyar dolardı.
15 milyar dolarlık bir kayıp bahis konusu.
2008'e göre artış ise sadece 11 milyar dolar.
7 yılda yüzde 8,33 artışa tekabül ediyor.
Adeta yerinde saymış.
Önümüzdeki 3 yıl da umut vaat etmiyor.
2016-2018 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'da ihracat hedefleri 2016'da 150 milyar dolar, 2017'de 170 milyar dolar, 2018'de 192,5 milyar dolar olarak öngörüldü.
Önceki programda hedefler bu yıl için 173 milyar dolar, 2016 yılı için 187,4 milyar dolar, 2017 için 203,4 milyar dolar olarak tespit edilmişti.
Hedeflerde geri adım atılması üzücü.
Bu tempo ile 2023'teki 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak imkansızdır.
Tabii ki dünya ekonomisinin ortalama büyüme hızının yüzde 3 gibi düşük oranda seyretmesi, Euro/dolar paritesi ve jeopolitik riskler ihracatımızı olumsuz etkiliyor, bu olguları da göz ardı edemeyiz.
Ama bu olumsuzluklara rağmen dış kaynağa bağımlılıktan kurtulmak, cari açığı kapatmak ve sağlıklı büyümek için ihracatı arttırmak mecburiyetindeyiz.
Çünkü ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 65 gibi son derece düşük seviyede.
Böyle dengesiz bir ticari ilişki ekonomiye zarar veriyor.
Yeni hükümet ihracat seferberliği başlatmalı.
İhracatın önündeki tüm engeller kaldırılmalı, ihracatçıların haklı talepleri dikkate alınmalı.