İhracat: 500 Milyar Dolar… Ama Nasıl?
500 milyar dolar ihracat…
Hedef seçilip açıklandığında ulaşabilir miyiz, diye yorum yaptığımız ve hayal olarak gördüğümüz, ihracat rakamı.
Son 4 yıl içinde genelde aynı rakamlar etrafında dolanıyoruz. 2018 yılı itibariyle gerçekleşen ihracat rakamı, Cumhuriyet tarihimizin de rekoru aynı zamanda… 168,1 milyar dolar.
Ne yapılabilir…
500 milyar doları yakalamanın çözümleri üzerine daha önce birkaç yazımda görüş ve değerlendirmelerimi paylaşmıştım.
Bu yazılarımda daha çok uzun vadeli çözümler odaklı olarak mesleki uzmanlık bilgi ve tecrübelerimi aktarma imkânı bulmuştum.
Bugün farklı bir konuya dikkat çekmek istiyorum.
Lojistik…
Lojistik yani nakliyeyi pratik bir tanımla şöyle ifade etmeyi tercih ediyorum.
Doğru yerde, doğru zamanda, doğru ürün ve doğru lojistik maliyetleri ile rekabet edebilir fiyatlar ve daha büyük pazar payı.
Malum, lojistiğin “karayolu, demiryolu, denizyolu, havayolu ve boru hattı taşımacılığı” olmak üzere beş çeşidi var. Bunlardan birkaçının beraber gerçekleşmesi hali ise karma taşımacılık olarak ifade ediliyor.
Türkiye olarak taşımacılık konusunda iyi bir noktadayız.
Özellikle devreye sokulan “Türkiye Lojistik Master Planı” ile ciddi çalışmalar başlatılmış ve gerçekleştirilmiş durumda.
Yakalanan lojistik seviyeyi daha çok kazanca çevirmek ve mevcut imalat modeliyle de olsa ihracatı daha da artırabilme imkânı sağlanabilir…
Nasıl…
Çin Halka Cumhuriyeti’nde ihracat malını taşımaya yönelik navlun giderlerini düşürmek amacıyla destek veriliyor.
Bu ne işe yarıyor…
Öncelikle maliyetler düşüyor. Ve Çin ürünlerinin dünya pazarlarında rekabet edebilirliğini arttırıyor.
Çin’de işçilik ucuz, doğru. Ama Çin bununla yetinmemiş. İhracat yapmak şartıyla navlun giderlerine de destek sağlamış.
İmalat modelimiz inovasyon ve teknoloji yoğunluklu bir model değil. İşçiliğin ülkemizde ucuz olduğu da söylenemez.
En azından kısa ve orta vadede ihracat yapmaya münhasır taşımacılık giderlerinin yüzde 100 veya kısmi oranda ihracatçıya ödenmesi suretiyle teşvik edilmesi dünya pazarlarında ürünlerimizin rekabet edebilirliğini ve ihracatımızı daha da artırabileceğimizi düşünüyorum.