İhlas
“Arınmak, saflaşmak, kurtulmak” manasına da gelen ihlas “bir şeyi, içine karışmış ve değerini düşürmüş olan başka şeylerden temizleyip arındırmak, saflaştırmak” anlamına gelir.
“Biz bu kitabı sana gerçeğin
bilgisi olarak indirdik; öyleyse içten bir inanç ve bağlılık göstererek sadece
Allah’a ibadet et.” (Zümer; 2) diye
emir olarak bize buyuran Mevla ihlası “içten bir inanç ve bağlılık”
olarak tarif etmektedir. O halde tek gayemiz bu doğrultuda yaşamak olmalıdır.
Yüce Mevla’mız bunu da şöyle ifade eder. “De ki: Kuşkusuz ben, kendisine
içten bir inanç ve bağlılık göstererek Allah’a ibadet etmekle yükümlü
kılındım.” (Zümer; 11)
Pekâlâ bunun aksine hareket eden,
yaptıklarını Allah rızası için değil de dünyevi çıkar ve menfaatler, başka
faydalar için yapanın durumu nasıldır. Bunu da yüce Mevla şöyle ifade eder. “Yazıklar
olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarını ciddiye almazlar, İbadetlerini
gösteriş için yaparlar.” (Maûn; 5) İbadetlere gösterişin karışması riyadır
ve riya da o ibadetin manevi değerini yok eder. Hatta Hz. Peygamber (a.s.)
riyanın küçük şirk olduğunu beyan ederek riyayı Deccal’in şerrinden daha
tehlikeli sayarak bizi uyarır ve ibadetlerde ölçüyü “Benim namazım, (her
türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir.” (En'âm; 162) şeklinde ayetle beyan eder.
İnsan işlerinde ve amellerinde
hem yaratana hem de yaratılanlara karşı samimi olmalıdır. İhlas ve samimiyetle
ifa edilmeyen kulluğun kişiye faydası değil bilakis zararı dokunacaktır. Çünkü “Şüphesiz
Allah Teala sadece kendisi için ve kendisinin rızası için yapılan ibadetleri
kabul eder.” (Nesai sünen, Cihad, 24)
İhlasla yapılan ibadetlerin
karşılığını Hz. Peygamber (sa.s.) “Sizden biriniz Allah’a kulluktaki
samimiyetini güzelleştirirse yaptığı her iyilik onun için on katından yedi yüz
katına kadar çoğalarak yazılır” (Buhari, İman, 31) diye müjdelemektedir.
Gerçek iman sahiplerinin kalbinde zaten Allah rızasını kazanmaktan başka gaye
de bulunmaz. “Ey insanlar, biliniz ki mümin kalpler şu üç şeyde hainlik
yapmaz, onları tam olarak yerine getirir. İbadetleri sırf Allah rızası için
yapmak, idarecilerinin hayrını istemek, Müslümanların cemaatine bağlı kalmak.
Zira Müslümanların duası onları arkalarından kuşatır.” ( Darimi, Mukaddime,
24)
Şeytan Allah’tan mühlet isteyip
kendisine mühlet verildiğinde “Rabbim! Benim sapmama imkân verdiğin için
yemin olsun ki ben de yeryüzünde onlara (günahları) şirin göstereceğim ve
-aralarından senin samimi kulların hariç- onların topunu kesinlikle yoldan
çıkaracağım” demişti. (Hicr, 40; Sâd, 83). Çünkü Şeytan sadece ihlaslı kişilere zarar veremez
ve onları yoldan çıkaramaz.
İhlâs bir şeyi karışımdan
temizleyip saf hale getirmektir.
İhlas ibadet ve iyilikleri
riyadan ve çıkar kaygılarından arındırmaktır.
İhlas her şeyi sadece Allah için
yapmak demektir.
İhlâs şirk ve riyadan, bâtıl
inançlardan arınmaktır.
İhlas kötü duygulardan, çıkar
hesaplarından beri olmaktır.
İhlas gösteriş arzusundan kalbi
temizlemektir.
İhlas yalnızca Allah’ın rızasını gözetmektir.
İhlâs yalnızca Allah’a yönelip
O’na kulluk etmektir.
İhlas yalnız Allah’a güvenip
O’ndan dilekte bulunmaktır.
İhlas, sadece Allah’ın dinini
tanıyıp din konusunda kendini Allah’a adamakdır.
İhlas tevhit inancının saflığını
bâtıl itikatlarla zedelemekten sakınmaktır.
İhlas saf dindarlıktır.
İhlâs dinî ve ahlâkî bir fazilettir.
İhlas ibadetin ruhudur.
İhlas kalbin ameli, amellerin
özüdür.
İhlâs peygamberlerin başlıca
niteliklerindendir.
İhlassız emelin de amelsiz ihlasın
da bir faydası yoktur.
İhlaslı kul “Allah’ın
yardımına mazhar olup hâlis dindarlığa ve hidayete ulaştırılmış kul”
(Taberî, XIV, 33). demektir.
Hz. Peygamber duada ihlaslı olmayı öğütlemiş, ihlaslı
bir kalple iman etmiş kişinin ahiret kurtuluşuna ereceğini müjdelemiş, “Ya
rabbi! Beni sana karşı ihlaslı bir kul yap” şeklinde dua etmiştir.