Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Kasım 2020

İhanetin CHP'cesi

Kanından mıdır nedir bilmem ama bir yerlerinde ciddi bozukluk olmasaydı ülkelerine bu kadar zarar vermeye çalışmazlardı.

Kalıtsal olup olmadığı tartışılır, lakin genlerindeki ihanet yadsınamayacak kadar belirgin.

Ülkenin dostlarına düşman, düşmanlarına dost olurlar.

Devletin başarılarına üzülür, başarısızlıklarına sevinirler.

Başka ülkelerle savaşması halinde Türkiye'ye karşı savaşacaklarını söylerler.

Terör örgütlerini ve terör eylemlerini destekler mahiyette açıklama yaparlar…

Ermenistan Azerbaycan’a saldırıyor,

Azerbaycan topraklarını savunmak için saldırgan Ermenistan askerlerini hezimete uğratıyor. Azerbaycanlı gardaşlarımızın bu başarısında Türkiye'nin Azerbaycan’a sattığı SİHA’ların büyük etkisi konuşulduğu bir sırada kameralara çıkıp, “Türkiye Ermenistan'a karşı savaşmaları için Suriye’deki CİHATÇILARI cepheye gönderdi” diyorlar.

Şehirlerde hendek kazıp çukur terörünü başlatan PKK’lılara “arkadaşlar”,Suriye'de Türkiye’nin yanında operasyonlara katılan yani Türkiye için ölüme giden Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) “terörist!”diyorlar.

CHP’den,

CHP Genel Başkanı’ndan,

CHP Genel Başkan Yardımcılarından,

CHP milletvekillerinden,

CHP il başkanlarından bahsediyorum.

Anlayacağınız en tepedeki CHP’liden en alt kademedeki CHP’liye kadar bir bütün olarak CHP’den söz ediyorum. Elbette ki istisnası vardır;bir avuç kadar.

CHP’nin bu ülke için tehdit oluşturduğunu defalarca yazmıştım.

Ülkenin toprak bütünlüğüne,

Ülkenin birlik ve beraberliğine,

Ülkenin iç ve dış güvenliğine yönelik tehdittir CHP.

Bu CHP’nin ne vakittir böyle olduğunu tartışmıyoruz, ama çok uzun zamandır net olarak biliyoruz ki CHP bu ülkenin geleceğine yönelik en ciddi tehdittir.

Bakınız,Türkiye’de vesayet odaklarını kaybeden CHP, iktidar olmak için çareyi yurt dışındaki kirli odaklarla işbirliğinde arıyor.

Nasıl mı?

CHP’li, CHP’de Genel Başkan Yardımcılığı yapan, halen milletvekili ve CHP Genel Başkanı Yardımcısı emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz, Türkiye’nin iç ve dış politikaları ile ilgili sorun bellediği konuların çözümü için ABD Başkanı seçilen Jeo Biden’a müracaat ediyor.

ÜnalÇeviköz Biden’a adeta manda yönetimini kabul etmiş bir ülkenin temsilcisi gibi yaltaklanarak; “Biden yönetiminden ilk beklentimiz:Hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, yargı sisteminin siyasetten arındırılmasına, güçler ayrılığına, demokratik reformlara, medya, ifade, toplanma özgürlüğü gibi tüm temel hak ve özgürlüklere çok güçlü bir vurgu yapmasıdır”diye çağrıda bulundu.

Bir süre önce,Türkiye’de muhalefete yardım ederek Erdoğan’ı devireceğiz, diyen Amerikalı Biden’a, Türkiye’nin en eski partisi CHP’liler zillet içinde sırnaşarak siyasetimize müdahale edin diyorlar.

Ünal Çeviköz sıradan bir CHP’li değil; dünyanın en önemli 2. Ülkesi İngiltere’nin Başkenti Londra’da Türkiye’yi temsilen Büyükelçi olarak görev yapmış, CHP’de Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten bir milletvekilidir. İşte bu Ünal Çeviköz, Amerikan-Alman Marshall Fonu (GMF) adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği panelde, Türkiye’nin milli menfaatlerini hiçe sayarak Türkiye’nin Libya, Doğu Akdeniz, S-400 gibi son derece önemli meselelerinde ABD ve Batılı ülkelerin tezlerine destek veriyor.

İlerde 1923’lerden günümüze Türkiye’nin CHP sorununu yazacağım inşaallah, ancak şu kadarını söylemeden geçmeyeceğim:

CHP’liler, parti küçük olsun, yeter ki bizim olsun, dediği gibi;

Türkiye küçük olsun, bizim olsun diyen bir partidir. Bu “küçük”lük maalesef gerekirse ülkenin territoric olarak da küçülmesi demek olduğunu ifade etmeliyim. Zira CHP aynı CHP, değişen hiçbir şey yok. Yunan’ı denize döktükten sonra Ege’deki bütün ada ve adacıkları Yunanistan’a veren, kalan Meis adasını da Musollini’ye hediye eden de bu CHP değil miydi?

Musul’u, Kerkük’ü hatta Türkiye’ye bıraktıkları halde Süleymaniye’yi İngilizlere terk eden yine aynı CHP değil miydi?

Ünal Çeviköz, İsmet İnönü’nün bıraktığı yerden devam ettiğini biliyoruz.

Dedik ya, ilerde daha tafsilatlı yazmak lazım.

İnşaallah…