Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Şubat 2014

İHANET VİRÜSÜ İNSANI HELAK EDER.

Mesleğim gereği virütik hastalıklarla hep karşılaşmış ve koca koca çınarları nasıl devirdiğine çokca şahit olmuşumdur.Beyin hücrelerine musallat olduklarında ise durum daha da vahim .

Teknolojideki gelişmeler sayesinde bu yaratıkları görebiliyor cinsini cibiliyetini ve tehdit gücünü değerlendirebiliyoruz.İnsan beynine musallat olanların beyinde yaptığı tahribatları ve sonuçlarınıda gözlemleyebiliyoruz.Müsbet ilim ve kanıta dayalı tıp bu tür hastalıklar ve teşhis tedavi protokolleri ile ilgili çağ atlamış durumda.Çok şeyi bugün düne göre daha iyi biliyoruz.

İnsanın fızyolojik ve biyolojik yapısı yanında psikolojik ruhsal ve zihinsel yapısıda mevcut.Sağlıklı olmak tanımında da bu ögeler de kullanılır.

İhanet kavramı insan hafızasında ve toplum algısında hep olumsuz çağrışımlar oluşturmuştur.İhanet etmek aynı zamanda ciddi bir karekter ve kişilik sapması.Ama ihanet hep olmuş ve insanlık devam ettikçe de hep olacaktır maalesef.

Bir kısmı şöhret tuzağına bir kısmı şehvet bir kısmi ise servet tuzağı pek fark etmez.Sonuçta olmaz bu dediğimiz bir sürü garabetleri duyar işitir ve yaşarız.İnsanın akli tekamüiü akıl etme gücü zekası ile paralel olmuyor. Zeki olmak bu tuzaklara karşı bağışık olmasını garanti de edemiyor maalesef.Beyin hücrelerine giren virüse karşıda bağışık olmamız bir çok virütik hastalığa yakalanmama garantisini bize vermiyor. Demekki yaşadığımız süre içerisinde havf ve reca ile manevi dinamiklerimiz ve onların sağlam sütunları arasında korunaklı yaşamamız daha mantıklı.Daha garanti ve daha doğru.

Sağlığımızı korumamız hastalıklar gelmeden sağlığımızın değerini bilmemiz nasıl elzemse heva ve heveslerimize karşıda nefsimizi dizginlemek şeytanı dahi şaşkına çevirecek basitliklere alçaklıklara karşıda manevi şemsiyelerimizi sağlam olanlardan seçmek te o kadar elzem.

Yoksa kaybedenlerden oluruz gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalırız. Rezil ve rüsvay oluruz.Yaşam boyu hayat imtihanında sıklıkla hep bu sorular ile karşılaşırız.Dersimize iyi çalışmamışsak bu sorulardan hep çakarız.Halbuki merkeplere atfedilen bir hikayede onların dahi bir hatayı iki kere yapmadığından bahsedilir.

Din algısı yeteri kadar bizim yolumuzu aydınlatamaz oldu ise sorun bizim gözlerimizdedir .Sorunu ve sorumluları ararken lütfen önce kendimizden başlayalım. Aynalar bugün dünden daha çok bize gerek. Aynaya bakmayı bir alışkanlık haline getirebilir ve tefekkür edebilirsek bu günler daha çabuk geçer bu sis daha çabuk dağılır.

Sorunlarımızın kaynağı olan sorumluları ararken hep yanımıza sağa sola bakarsak hiçbir zaman sorunlarımızı gerçek çözücü olamayız.Ülkemizin içerisine düşürülmeye çalışılan gayya kuyusuna düşmesine bir ihanet unsuru da biz olmak istemiyorsak ki istemiyoruz o halde derhal aynanın karşısında bir kez daha dikilelim. Beden dilimizin bize anlattıklarını kulaklarımızla olmasada gözlerimizle süzelim dinleyelim .Kaç paralık adamız.Nefsimize hoş gelen meseleler dinimi diyanetimi ne kadar enterese ediyor?

Bugün dedikodu makinasına dönüşmüş dost görünümlü düşmanlarımızı kalp gözlerimizle teşhis edemiyorsa vay halimize.Kalp gözlerini açan bildiğim tek ilaç muhabbet ve samimiyet.Bunlar eczanelerde satılmıyor. İnsan kalitesi tarafında doğal olarak bedenlerimizde üretiliyor.Bizde ne kadarı var ve yetermi ? Bu soruların cevabını insan sadece ayna karşısındaki duruşunda bulabilir.Çare ve çözümü başkalarından beklememiz ise bizim için olsa olsa zül olur diyorum. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.