İFTAR VE İNFAK GÜNLERİ...
İlahi öğretideki şu gerçeği bilmeyenimiz yoktur...
"Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı onikidir..."
Bu oniki aydan birini Allah'ın öne çıkardığını biliyoruz...
"Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri
olarak Kuran'ın indirildiği aydır.Öyleyse sizden kim Ramazan ayını idrak ederse onda oruç
tutsun..."(Bakara 185)
Evet, aylardan bir ay var ki; o daha farklı... Daha evla ve daha efdal...Ramazan ayı... Nasıl ki,günlerden cuma günü farklı ise...
Gecelerden,Kadir gecesi farklı... Hem de bin aya bedel bir gece...
Yeryüzünde gelmiş ve gelecek tüm yapılardan farklı olanı, Muazzam Kabe...
Taşlardan Haceru'l-Esved'in, sulardan zemzemin farkını bilmeyenimiz yoktur...Yaratılmışların eşrefi; insan... İnsanların ekmel ve ahseni, alemlere rahmet olarak gönderilen Hz.
Muhammed (s.a.v)...Zirve insan, ufuk peygamber...Kitaplar'ın kitabı ise Kuran'dır... Kitapların anası... İşte bu kitabın indiği ay, Ramazan... Salih ameller önemlidir, kulluk her
zaman geçerlidir... Fakat bazen zaman, mekan ya da bazı haller var ki yapılan amele kıymetler üstü kıymet katar... O anlarda ifa ve eda edilen ibadetler katbekat katlanır, sahibini
yüceliğe ve sonsuz esenliğe taşıyıverir...
İşte Ramazan ikliminde böylesine engin ve zengin ilahi bir krediye ya da
kaçırılmaması gereken bir kampanyaya kavuşmuş oluyoruz... İşte yatırımsa yatırım... Fırsatsa fırsat... imkansa imkan...
Kuşkusuz Hz. Muhammed (s.a.v) insanların en cömerdi idi. Böyle iken Ramazan ayı girince o günlerde Efendimiz (s.a.v ) rahmet rüzgarlarından daha cömert idi... Hesapsız verirdi...
O '(s.a.v) na sorulduğunda :
" Hangi sadaka daha faziletlidir ?" cevabı belli idi;
" Ramazan da verilen."
Ramazan atmosferin de infakı, ihsanı, isarı doya doya yaşamak ve yaşatmaktır...
Bu ayda Allah bizi niçin aç ve susuz bırakır ki ?
Açların halinden aç kalanlar anlasınlar diye... Afrika'yı, Arakan'ı analım, arayalım, hallerinden anlayalım diye...
Kimsesizlere, yetimlere, öksüzlere abi, abla, ana, baba, veli olalım diye... Ramazan mektebinde " hizmet içi" eğitime tabi tutuluyoruz...
Evet, biz sofralarımızı garibanlara açalım ki gök sofraları da bizlere açılsın...
Allah'ın işaret ettiği adreslere ulaşalım ki O'nun yardımını yanımız da bulabilelim...
Her akşam çoluk çocuğunun karşısına eli boş, boynu bükük çıkan işsizlikten muzdarip yağız delikanlılarımız var... Asgari ücretle açığını kapatamayan, onuru yerle bir olan, hanımının karşısında mahçup, mahrumlarımız var...
Gözü kapıda birilerinin bir tas sıcak çorbayı özleyen biçareler var...
Tüm umutlarını Ramazan fitresine, kumanyasına bağlamış naçarların beklentisini boşa çıkarmayı göze alabilir miyiz ?
Acaba sadaka-i fıtrımızı hani limit üzerinden hesaplamayı düşünüyoruz ? Arpa ekmeği hiç yememiş olsak bile fitremizi arpa üzerinden hesaplamak, bize daha mı ekonomik geliyor ?
Evet fitre hesaplamalarını zekat konusu malların tespitini hangi kriterlere göre yapacağız ?
Hesabını hesaplar üstü hesaba göre yapınca, o zaman vermenin de almanın da rengi değişir... Anlarsın o zaman, önden gönderdiklerin seni bekleyenlerdir... Anlarsın işte o zaman sahip oldukların asıl verdiklerindir...
Münzevi bir iklime, mistik bir dünyaya bizi hapsedecek bir oruç değil... Orucun kıta kıta bizi taşıması lazım... Gazze'ye, Magudişi'ya, Humus'a, Arakan'a, Patani'ye, Sierra Leono'ya...
Dünya'nın herhangi bir yerinde görülen Ramazan hilali nasıl bağlayıcı ise, orucun evrensel mesajı da o kadar bağlayıcıdır... Oruç kıtalar ötesi yürekleri buluşturuyor...
Kutuplaşan dünyanın gönül köprüsü oruç tutan muttakilerdir...
Evet, obeziteden yığılıp kalanlarla açlık sınırında sızlananları buluşturacak, barıştıracak Ramazan dan başka alternatif bilmiyorum...
Vermek bir iç huzuru, yürek yumuşamasıdır...
Ramazan ışıktır... Isıdır...
Karanlık güçlerin savaş, sömürü, işgal ile dünyalarını kararttığı mazlum halkların üzerine Ramazan hilali doğacak mı, dersiniz ?
İniltileri gök kubbede bir bir sönen kardeşlerimiz bize sesleniyor...
Nerdesiniz ?
Dostlar, Filistin de, Arakan da, Halep'de Ramazanlar bizim Ramazanlara benzer mi, acaba ? İftar sofralarında menüleri nedir ? Bilenimiz var mı ?
Bomba mı ? Füze mi ? Mermi mi ? Varil mi ? Misket mi ? Kan mı ? Göz yaşı mı ? Çile mi ?
Görelim Ramazan bizi ne kadar kardeşleştirecek ? Ne kadar rabbanileştirecek ?