İdlib’de katliam !
Haftalardır bombalanıyor İdlib. Rusyanın kontrolündeki Esed rejim uçakları, dört milyona yakın insanın bulunduğu bölgeyi gece gündüz demeden, hedef gözetmeden, sivil insanları havadan vurarak katlediyor. Halep’den kaçıp İdlib’e sığınan insanlar için artık kaçış noktası yok. Rejimin zulmüne boyun eğmeyen muhalifler ellerindeki kısıtlı imkanla yoğun saldırılara karşı direnmeye çalışıyor.
Şu satırları yazdığım saatlerde İdlib'in güneyindeki Han Şeyhun yerleşim bölgesine saldırı başlamıştı. Bu bölge de düşerse Türkiye’nin bölgede bulunan 9. Kontrol noktası rejimin kontrolün bölgesinde kalacak. Rusya ve Esed rejimi, son üç aylık sürede 80 bin kilometrelik alana 60 bin hava saldırısı düzenledi. Yüzlerce insanı çoluk çocuk demeden katletti.
Çocuklar bombalar altında can veriyor, insanların gidecekleri bir yer yok. Türkiye sınırına daha şimdiden yüz binlerce insan geldi ve saldırılar artarsa bu sayı milyona ulaşabilir. Türkiye’de mülteci düşmanlığını körükleyen şebbiha bozması tipler yüzünden insanların artık bu meselede hassasiyeti de azaldı.
Sınırda güvenli bölge oluşturup Suriyelileri bu güvenli bölgeye yerleştireceğiz derken bu saldırılarla başlayacak yeni bir göç dalgasına karşı ne yapabiliriz? Sadece Kurban Bayramı'nda İdlib'e yapılan saldırılardan kaçmak zorunda kalan 124 bin sivilin, Suriye-Türkiye sınırındaki kamplara göç ettiği söyleniyor.
Astana sürecinde yapılan anlaşmalarda çatışmasızlık bölgesinin garantörlerinden biri de Türkiye idi. Dera, Humus ve Halep’ten kaçan insanlar çatışmasızlık bölgesi kabul edilen İdlib’e yerleşti. Bu kapsamda da çatışmaları önlemek için Türkiye olarak 12 kontrol noktası kurduk. Rusya ve İran bu anlaşmayı hiçe sayarak günlerdir sivil katliamı yapıyor. Garantör ülkelerden biri olarak bu konuda bir şeyler yapmamız gerekiyor.
Diğer taraftan, ABD ile yapılan güvenli bölge anlaşmasının Rusya tarafından hoş karşılanmayışının göstergesi mi bu saldırılar? Yoksa ABD-Rusya arasında Suriyelilerle birlikte bizi de tuzağa düşüren bir danışıklı döğüş mü? Sınır hattımızdaki güvenli bölge meselesi de, ABD’nin her zaman yaptığı oyalama taktiğine benzediği için bu şekilde düşünmek anormal gelmiyor.
Rusya, İran ve Esed rejimi, ABD öncülüğünde Suriye içinde PYD-PKK unsurlarına açılan alandan ve kurulmak istenen devletten hiç rahatsız olmuyor ama bizim güvenli bölge hamlemize hemen tepki gösterdiler.
ÖSO ve diğer direniş grupları rejim saldırılarına direnmeye çalışıyor. Ülkemizin içinde bulunduğu durumu da göz önüne alırsak, saldırılara direnmeye çalışan Suriye halkına destek vermekten başka çare var mıdır bilmiyorum. Ama yanı başımızda insanlar katledilirken, kardeşlerimiz öldürülürken bir şekilde buna engel olmazsak bu vebalin altından kalkamayacağımızı biliyorum.
İdlib’te her gün insanlar katlediliyor ve bu vahşet artık dikkat bile çekmiyor… Bombalanmış binaların enkazından çıkartılan çocuk bedenleri taşlaşmış vicdanları harekete geçiremiyor.
Ülkelerinde bombalarla parçalanıp, zindanlarda işkence ile katledilen, kaçıp sığındıkları ülkelerde yokluk ve sefaletin yanında ırkçı faşistlerin saldırılarıyla ezilen mazlum Suriyelilerin, kardeşlerimizin yardımcısı olsun Rabbim. Rabbim kafir, zalim ve hainlere fırsat vermesin.