İDLİB'DE İNSANLIK KATLEDİLDİ!
Suriye savaşı, tarihe büyük katliamların yapıldığı bir insanlık kırımı olarak geçecektir. Salı günü (4 Nian 2017), Esed güçleri İdlib'te dünya tarihinin en kanlı katliamlarından birini gerçekleştirdi. İdlib'te Esed canilerinin kimyasal silahlarla gerçekleştirdiği katliamda yüzden fazla insan hayatını kaybederken, üç yüzden fazla insan yaralanmıştır. Esed rejimi, direkt sivilleri hedef alan kimyasal saldırılar yapmaktadır. Hayatını kaybeden insanların çoğu çocuktur. Esed-Rusya-İran şer ittifakı için ölenlerin, çocuk, kadın veya yaşlı olması önemli değildir. Bu şer ittifakı için önemli olan tek şey, insan hayatı üzerine iktidarlarını gerçekleştirmektir.
İdlip saldırısı, Esed rejiminin Rusya ve İran desteğiyle gerçekleştirdiği ilk kimyasal vahşet değildir. 23 Ağustos 2013 Tarihinde Esed rejimi, Doğu Guta'da büyük bir kimyasal katliam gerçekleştirmişti. Doğu Guta katliamında bin beş yüz civarında insan hayatını kaybetmişti. Esed rejiminin varil bombaları, klorin ve sarin gazları dahil her türlü silahı kullanarak gerçekleştirdiği katliamların sayısı artık bilinmemektedir.
Uluslararası hukuk açısından Esed rejiminin kimyasal silah kullanması, insanlığa karşı işlenen bir suç konumundadır. Esed rejimi, yıllardır insanlığa karşı suç işlemeye devam etmektedir. Kimyasal silah kullanarak insanlığa karşı gerçekleştirdiği sayısız vahşete rağmen, dünya Esed-Rusya-İran şer üçlüsü karşısında çaresiz kalmaktadır.
Amerika, AB ve BM, kimyasal silah kullanmanın suç olduğunu belirtip kınamalar yapmalarına rağmen, Esed rejimine karşı işlevsel olarak hiçbir şey yapamamaktadırlar. Amerika, kimyasal silah kullanmanın kendi kırmızı çizgisi olduğunu ifade etmesine rağmen, şimdiye kadar Doğu Guta ve İdlip katliamları karşısında hiçbir şey yapmamış olması, bir acizliğin ve iki yüzlülüğün ifadesinden başka bir şey değildir.
Suriye'de olup biteni, insanlıktan zerre kadar nasibi olanın kaldırması mümkün değildir. İnsanlığın tükendiği dünyada, Suriye'de işlenen katliamlara karşı büyük bir duyarsızlık söz konusudur. İdlib katliamının görüntüleri, hayatını kaybeden çocukların resimleri, dayanılacak gibi değildir. Yaşanan büyük insani faciaya rağmen dünya, insanlığın Suriye'de katledilmesine seyirci kalmaktadır. İdlib'te yaşanan büyük insani facia karşısında sergilenen duyarsızlık, Esed-Rusya-İran şer ittifakına cesaret vermektedir. Esed rejimi, İran çeteleri ve Rusya barbarları, Suriye'deki katliamlarına devam edeceklerini dünyaya ilan etmekten çekinmemektedirler.
Küresel emperyalizm, Suriye ve Irak üzerinden coğrafyamızda kanlı bir paylaşım savaşı gerçekleştirmektedir. Dünyaya hükmeden küçük bir azınlığın işkembesini ve cebini doldurması için her gün insanlarımız öldürülmektedir. İdlib katliamı, insan, insanın kurdudur gerçeğini hepimize acı bir şekilde hatırlatmıştır.
İnsanlık, İdlb'te katledilirken küresel emperyalizmin merkezlerinde kanlı diktatörler, en üst düzeyde ağırlanmaktadırlar. Amerika Başkanı Trump, Mısır diktatörü Sisi'yi Washington'da ağırlamakta, ona hayranlığını dile getirmekte ve Sisi diktatörlüğüne olan desteğin artarak devam edeceğini ifade etmektedir. Binlerce insanın kanı üzerine iktidar olan Sisi diktatörlüğünün Amerika yönetiminden görmüş olduğu destek, insanlık adına umutlarımızı tüketmektedir. Küresel emperyalist düzen, vahşet ve diktatörlük üretmekten başka bir işe yaramamaktadır. Sisi ve Esed diktatörlükleri, küresel emperyalist düzenin korumasında iktidar olmakta ve insanlığa karşı her türlü suçu işlemeyi kendilerinin meşru hakkı olarak görme sapkınlığı içindedirler.
Coğrafyamızda her türlü vahşet, terörle mücadele adına meşrulaştırılmaktadır. Rusya, İdlib katliamından muhalif grupları sorumlu tutan açıklamalar yapmaktadır. İdlib katliamı, Rusya'nın Esed rejimi üzerinden ST. Petrersburg saldırısına verdiği bir cevaptır. Rusya, İdlib'teki bütün muhalif grupların terörist olduğunu düşünmekte ve bunları direkt olarak Rusya'nın iç güvenliğine tehdit olarak sunmaktadır. Rusya'nın değişik bölgelerinden, Çeçenistan'dan, Orta Asya'dan ve Kafkaslardan Suriye'ye binlerce kişinin farklı örgütlere bağlı olarak savaşmak için gittiğini düşünen Rusya, bütün bu güçlerin bitirilmesini istemektedir. Rusya ve Esed rejimi, radika gruplarla mücadele adı altında İdlib'e yönelik saldırılarını yoğunlaştıracaklardır. Önümüzdeki günlerde İdlib adı, yeni saldırılarla ve katliamlarla daha çok anılacaktır.
İdlib katliamı, Esed rejimiu2014Rusya-İran ittifakının gerçekleştirdiği stratejik bir katliamdır. İdlib yakınlarındaki Han Şeyhun kasabasında kasıtlı bir şekilde kimyasal silah kullanılmıştır. Esed rejimi-Rusya-İran şer ittifakı, Halep'ten sonra muhalefeti burada da bitirerek bütün Suriye'de tekrar güçlü bir şekilde iktidar olmanın ve Esed rejimini tek hakim haline getirmenin hesaplarını yapmaktadırlar. Bu şer ittifakı için önemli olan, Esed rejimini iktidar yapma üzerine kurguladıkları bölgesel hakimiyetin gerçekleşmesidir. Yüzlerce çocuğun ve sivilin hayatını kaybetmiş olmasının, bu stratejik iktidar hesabı içinde önemli görmeyen emperyalist şer bloku, sahip olduğu gücün verdiği özgüvenle her türlü barbarlığı yapacağını zannetmektedir.
Amerika, Rusya, İran, Esed rejimi ve Bağdat rejimi, coğrafyamızı yakıp yıkmak için korkunç bir seferberliğe girişmiş durumdadırlar. Halep, Musul, Palmira ve daha birçok kadim merkezin yıkılmasının nedeni, coğrafyamızı bir daha ayağa kalkmayacak hale getirmektir. Başka bir ifade ile emperyalizm, coğrafyamıza ölümü ve köleliği kader olarak dayatmaktadır. DAİŞ, Haşdi Şabi ve FETÖ gibi yapılar bunun için icat edilmekte, coğrafyamıza saldırtılmaktadır. Emperyalist kuşatma ve saldırıya karşı İslam coğrafyasının sahih ve sahici anlamda ümmet olmaktan başka bir yolu yoktur. Ümmet olmadan, emperyalist kuşatmayı yarmanın ve var olmanın başka bir yolu olmadığını sahici anlamda idrak eden bir fıtrat yenilenmesi anlamında yeniden doğuşu gerçekleştirmek zorundayız.