Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2968.81
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Mart 2020

İdlib Güvenli Bölgesi tamam

Türkiye, İdlib’de fiili olarak güvenli bölgeyi kurdu. 5 Mart Mutabakatı ile de bunu başta Rusya, tüm dünyaya duyurdu. Bu mutabakatın geniş anlamı, TSK’nın, ileri teknolojiyi kullanan silah gücü ile Putin’in Stalinleşmesinin önüne geçilmesidir. Hem İdlib’de, hem Libya’da, hem Ukrayna ve Kırım’da… Stalin, iktidarı ele geçirdiğinde Türk kavimlerini darmadağın etmiş, onları Sibirya’nın uzak köşelerine sürmüştü. O sürgünlerin acıları hâlâ dinmedi.

5 Mart Mutabakatı iki önemli sonuç doğurdu. Biri, İdlib şehir merkezinin Türkiye’nin denetiminde Suriye Milli Ordusu kontrolünde kalacağı, İdlib bölgesinin artık muhaliflerin merkezi olacağının netleşmesi. İkincisi de Rus savaş uçaklarının sivil yerleşim yerlerini bombalayıp boşaltarak Müslümanları Türkiye’ye sürme girişimine son verilmesidir. Rusya bir daha sivil yerleşimleri bombalamayacağına dair yazılı taahhütte bulundu.

Göçün katlanarak büyümesi ve sınırımızdaki göçmen baskısının azaltılması adına bu iki husus önemlidir. Bu konulara uyulmadığı takdirde ise Türkiye’nin bölgedeki silahlı gücü ile müdahale hakkı saklıdır.

***

Türkiye, Rusya ve Esed’i dizginledikten sonra süratli bir şekilde İdlib şehir merkezine girmeli, Heyet Tahrir’üş Şam (HTŞ) teşkilatını tasfiye ederek Suriye Milli Ordusu bünyesine katılmasını sağlamalı, katılmayanları da tasfiye etmelidir. İdlib’de huzurun sağlanması, kontrolün tek elden yapılması adına önemlidir.

5 Mart Mutabakatının en önemli kazancı Türkiye - Rusya ilişkilerinin uçurumun kenarından dönmüş olmasıdır. Türk – Rus ilişkilerini baltalamak için her yolu deneyen, her fırsatı kullanan batılı ülkelere karşı en büyük kazanç bu olmuştur. Bunu sağlayan da iki ülkenin güçlü liderleri arasındaki diyalogdur.

Türkiye, çok yönlü bir dış politikada izlemektedir. Rusya’nın yanı sıra ABD ve AB ile ilişkilerini sürdürmekte de kararlıdır. İdlib krizinin geldiği nokta ABD ile ilişkilerimizi tamir için bir fırsat doğurmuştur. Türk – ABD ilişkileri iyileştirilmeli, F 35 krizi çözülerek, proje ortaklarından olmamızdan kaynaklanan 37 milyar dolarlık kazancın yok olmasının önüne geçilmelidir.

***

Türkiye, İdlib’de Kıbrıs dâhil şimdiye kadarki en büyük yığınağı ve operasyonu hayata geçirmiş, altı günlük kısa sürede Esed zalimine inanılmaz kayıplar verdirmiş, ummadığı, beklemediği kuvvetli bir tokat indirmiştir.

Esed’in Türkiye’yi karıştıran en büyük fitne kaynağı olduğu gerçeği bir daha ortaya çıkmış, Türkiye içinde beşinci kol faaliyetleri icra edilerek ordumuzun direncine ve devlet adamlarımızın kararlılığına darbe vurulmaya çalışılmıştır. Ağrı’daki bombalı araç saldırısı bunun sonucudur.

CHP’li bir vekilin çıkıp savaştaki Türkiye’nin baş komutanına hakaretler savurması beşinci kol faaliyetinin uç noktasıdır. Hesabını hukuk önünde verecektir.

***

İdlib krizinin en önemli kazancı Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye’nin başına sardığı AB ile 18 Mart 2016 tarihli mülteci mutabakatından kurtulmuş olmasıdır. Davutoğlu’nun, Merkel’in oyununa gelerek yaptığı anlaşma Türkiye’nin başına sardığı en büyük belaydı.

İdlib’de biriket barakalar kurmak için söz verdiği 25 milyon euroyu bir haftada gönderemeyen Almanya, Yunanistan’a mültecileri engellemesi için bir günde 700 milyon Auro gönderivermiştir.

Türkiye’ye duyulan güvenin en güzel örneği İdlib’de sınıra yığılıp çadır kentlerde yaşayan 2 milyon insanın Türkiye’ye girmek için bir girişimde bulunmamasıdır. Türkiye’nin durun demesi onlar için yeterlidir. Bunu ifade eden en güzel söz ise aralarında söyledikleri şu cümledir: “Yüzünü kıbleye, sırtını Türkiye’ye dön.”

Silahların susup, barış görüşmelerinin detaylarına geçilmesi sevindiricidir. Ancak mutabakat imzalanmış olsa bile tetikte olunmalı, hem Rusya’ya, hem Esed’e güvenilmeyeceği bilinerek hareket edilmelidir. Fırsatını bulduklarında bu ikilinin yine Stalinleşmesi işten bile değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Rejimin saldırılarına karşılık verme hakkımızı saklı tutacağız” cümlesi, en küçük bozgunculukta tepelerine ineceğimizin güvencesidir.