İdeal siyasetçiyi kim bulacak?
BAŞKAN Erdoğan, İstanbul seçimlerinin ardından en kapsamlı değerlendirmesini AK Parti İstanbul İl Danışma Toplantısında geçtiğimiz günlerde yaptı. Sandıkta birinci çıkmasına rağmen yine de AK Parti’de ters giden bir şeyler var. Özellikle Ankara, İstanbul, Antalya gibi illerin kaybı AK Parti’de ciddi bir sorgulama ve hesaba çekilme pozisyonu oluşturdu. Tek başına bir dönemler yüzde ellileri alan bir AK Parti, nasıl oldu da çoğunluğu kaybetti, İstanbul, Ankara gibi kaleleri muhalefete kaptırdı?
****
Ne dedi Başkan Erdoğan?
“Kendi nefsinin peşine düşen, sadece kendi ajandasına, kariyerine ve hesabına odaklanan kişiden dava adamı olmaz. Gurur abidesi olanlardan dava adamı olmaz.”
Yani kendi ve yakınlarının istikbalini, davanın ve ülkenin istikbalinden üstün ve öncelikli görenlere ikaz ve uyarılarda bulundu. Kendi tercihlerini halkın tercihinden üstün gören, kendi adamlarını halkın adamı diye merkeze dayatan, adamcılık ve kayırmacılık yapanlara isyan ve itirazını en üst perdeden dile getirdi. ****
“Diyorum ya hep birlikte Ömerler olmaya aday olmalıyız” diye devam etti Başkan Erdoğan. Yani “Ömer” diyerek adaleti, ehliyeti, liyakati, dürüstlüğü ve cesareti ön plana çıkardı. Bu vasıflara sahip insanların partide yer tutmalarını istedi. “Emaneti adamlarınıza ve yakınlarınıza değil ehline teslim edin” dedi. “Nepotizm yani adam kayırmacılık yapmayın” ikaz ve uyarısında bulundu.
Ancak asıl dert şu: “Ömerleri bulması ve emanetleri ehillerine teslim etmesi istenen Başkan Erdoğan’ın etrafındaki kimi yapı ve şahısların bizzat kendileri, bulunması istenen Ömerlerin vasıflarını taşımıyorsa ne olacak peki?”
Bu davanın menfaati, geleceği ve bekası yerine kendilerinin veya kendilerine yakın olanların menfaatini, geleceğini, bekasını düşünürse ne olacak? Ki AK Parti’deki en büyük sorunlardan biri de bu değil mi zaten?
****
“Bulunduğu makamın gücüne, imkânlarına güvenerek gönül kıran, insanları rencide edeni, vatandaşa tepeden bakan kibir abidelerinin bu davada yeri olmaz. Unutmayın, milleti karşısına alan bizi de karşına alır. İnsan kalbini kıranın biz de partideki görevleri ile ilgili kalbini kırarız” şeklinde sert uyarılarda bulundu Başkan Erdoğan.
Yani halka tepeden bakan, ne oldum delisi, kibir abidesi, küçük dağları ben yarattım havasında olup insanları küçük gören, taşıdıkları emanetin ağırlığını bilmeyen, belediye başkan yardımcılarından tutun da rektörüne kadar, valisinden tutun da vekiline kadar son günlerde tartışma konusu olup, tepki çekenlere sert bir şekilde ikazını dile getirdi.
AK Parti’yi girdiği her seçimde birinci parti yapan, bugünlere kadar iktidar olarak taşıyan yegâne özelliği “tevazu ve samimiyettir.”
Bırakın halkı, vekillerin dahi ulaşamadığı kimi bakanlar var. Halkla arasına zırhlı bariyer koyan kimi bürokrat ve idareciler var. Ne telefonlara çıkıyorlar, ne de randevu veriyorlar.
****
“İdeal siyasetçi oturduğu koltuktan güç alan değildir. Oraya güç katandır” ifadesiyle de önemli bir soruna dikkat çekti Başkan Erdoğan. Yani yıllardır kendi sırtından, siyasi bakiyesinden, halkın gönlündeki karizmasından siyaset yapıp, en kıyak makamlara gelenlerden “artık yük olmalarından ziyade yükünü almalarını, halkın gönlünü kazanmalarını, kendi şahsına verilen oylara, kendi siyasi çabalarıyla ve çalışmalarıyla da üç beş oy katmalarını ” istedi.
****
“Yolsuzluğu, haksızlığı, çalıp çırpmayı hiç saymıyorum bile. Bu tür vasıflardaki insanların kapımızdan bile içeri girmesi bizim için zuldür” diyen Başkan Erdoğan, çıkar ve menfaat peşinden koşanları, ihale ve rant kovalayanları, cebinde altı partinin rozeti bulunup da tek derdi iktidarın nimetlerinden faydalanma olanları, harama bulaşıp, yetimin hakkına göz koyanları, kötü ve kötülükleri acımadan tasfiye edin mesajını verdi.
Bu haklı mesajı giderek güçlü bir şekilde AK Parti’ye sandıkta halk da veriyor ama kim yapacak veya niçin net bir şekilde yapılmıyor gereği? AK Parti’ye gönül ve emek veren milyonlar artık “mesaj alınmıştır” söyleminin gereğini görmek istiyor, umut ve heyecanla bekliyor. Gereği yapılsın ki bu davaya gönül ve emek verenler umut ve heyecanını daha da güçlendirsin, kızıp küsmesin, yeni siyasi oluşumlardan umut ve heyecan aramasın, onların peşine takılıp, AK Parti’den kopmasın. Söz konusu artık AK Parti’nin bekasıdır.