Dolar (USD)
35.24
Euro (EUR)
36.78
Gram Altın
2962.85
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Nisan 2020

İçimizdeki ordu

Zor ve bir o kadar da çetrefilli bir dönemin içerisine doğru hızla yol alıyoruz. Virüs ile yatıp virüs ile kalkmak gibi kötü bir alışkanlık giderek daha yaygın hale geliyor.

Ülkemiz üzerinde bulunduğu coğrafya ve tarihi misyonu ile birlikte değerlendirildiğinde içerden ve dışardan açık gizli düşmanla mücadele etmek gibi bir kaderle yaşamak zorunda.

Gizli açık düşmanlara karşı zaaflarla ile birlikte yaşasak da, güçlü ordumuz ve ordu millet oluşumuz ile bugüne kadar yıkılmamış ve dimdik ayakta kalabilmeyi başarmışız.

Ülkemiz şimdi bambaşka bir savaşla karşı karşıya. Bu sefer karşısında gözle görülmeyen ancak şuuyu vukuundan beter haltlar yiyerek bizleri ölmeden öldürmeye çalışan ,geren ,strese sokan, korkutan bir virüs ile covid19 ile savaşıyoruz.

Bu savaşa karşı mücadele eden çok önemli iki ordu gücümüz var .Doku ve hücrelerimizde savaşan gizli görünmeyen içimizdeki ordu ki, biz buna bağışıklık gücü veya immün sistemimiz diyoruz.

Diğeri ise değerini bu günlerde daha iyi anladığımız sağlık ordumuz .

Son yıllarda uygulanan yanlış politikalarla itibarsızlaştırılıp halk nezdinde itilip kakılan sağlık ordusunun 40 yıllık bir neferi olarak son günlerde mücadele azmi ve kararlığı ve zalim virüs savaşındaki inanılmaz başarısından dolayı hem gururlanıyor hem de bugünleri gösteren Rabbime şükrediyorum.

Bugünler geçecek ve elbet hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Sağlık ordumuzun her bir ferdi de devleti ve milleti için yapmış olduğu fedakarlığın elbette karşılığını madden ve manen her iki dünyada da fazlası ile alacak.

Temennim odur ki, bundan sonra isteyen istediği zaman sağlık mensubu savunmasız insanlara had hudutta bildiremeyecek.

Hafta içi soysuz medyada tabip odalarından art arda açıklanan bir haberi görünce hayırdır inşallah dedim.

Bunca yıllık hekimlik hayatımda benim gözümde tabip odalarımız yaralı parmağa pansuman olacak hiç bir eylem ve söylemini duymadığım bir meslek kuruluşu. Ülkemiz aleyhine ,teröristlerin lehine tavır ve davranışlarına aşina olduğum ise tutum ve davranışları nedeni ile kesin.

Art arda soysuz medyadan duyurular ve sağlıkta şiddet ile ilgili basın açıklamalarını görünce , düğün değil bayram değil soysuz medyada ne işler çeviriyorlar diye kısa bir araştırma yaptığımda maalesef yanılmadığımı anlayarak böyle zor bir zamanda bir kez daha yıkılmadım desem yalan olur.

Meseleye sizlerde vakıfsınızdır. Malum yüce meclisimizde infaz yasası görüşülüyor ve muhalefette her zaman yaptığı gibi yine ipe un sererek bu yasaya terör suçlarından hüküm giymişlerin de ilave edilmesi şekilde sulandırma girişimlerini görünce meselenin özünü anlamakta gecikmedim.

Yani geçmişteki Rahşan affı gibi bir af çıkarılmasını istiyorlar. Hayvan bile düştüğü çukura ikinci kez düşmez .İnsan ise eşrefi mahluk olarak böyle bir hatayı tekrarlamayı aklından dahi geçirmez.

Bu açık gerçekliğe rağmen aklı evvel(!) bir CHP milletvekili yasa ile ilgili söz hakkı isteyerek zırvalarına birde bugünlerde popülerliği olan sağlıkta şiddet maddesinin eklenmesini teklif ederek meseleyi arap saçı haline dönüştürüp tam bir çorba haline getirmek istemiş.

İşte tam burada bizim tabip odaları kış uykularından uyanarak ver yansın demeye ve bilindik nakaratları ile meseleyi kördüğüm haline getirerek yasanın çıkmaması için elinden geleni arkasına koymamak için soysuz medyada bu yaygarayı kopartmış.

Şaştım mı? Tabi ki hayır.

Ancak Cüneyt Özdemir’in sosyal medyada alel acele konu ile ilgili maydanoz olmasına ve durumdan vazife çıkarma girişimine hem şaştım hem de yadırgadım. Bir süredir paylaşımlarından dolayı itibar kaybını(!) düzeltmek için olsa gerek bu alel acele çıkış diye de düşünmeden edemedim.

Zihniyet bozuk olunca bu ve benzeri eylemler hastalıklı zihniyet sahipleri için bulunmaz bursa kumaşı. Çok geçmeden yalancının mumu sönüyor tabi. Hükumet kanadından gelen doyurucu ve doğru açıklama bu köhne fikir savunucularının tahrikkar ve tahripkar davranışlarının önünü kesti.

Sağlık çalışanlarına şiddet konusu gibi çok önemli bir meselede ciddi bir yasa yüce meclisimizden önümüzdeki birkaç gün içerisinde çıkarılacak.

Bu zihniyete kalsa ülkenin batması halkın virüsten kırılması hiç önemli değil. Bu güruhun oksijeni kavga kaos ve kargaşa.

Sağlıkta şiddet, ekonomik kriz, darbe ülke menfaati hatta ülkenin batması gibi meseleler bu zihniyetin ibresinde zerre kadar bir hareketlilik oluşturmaz.

Ne demişler can çıkmadan huy çıkmaz.

Nerde kalmıştık?

Bağışıklık gücümüzü nasıl artırabiliriz?

Bünyemizin içerisinde saklı içimizdeki ordunun acımasız virüse karşı desteklenmesi bu günlerde çok önemli. Ne kadar güçlü olursa bu savaştan o kadar galip çıkacağız. . Virüsün belinin kırılması immün sistemin gücün desteklenmesine bağlı.

Sağlıklı uyku ,stresten uzak durmayı başarma ,hareketli olmamız ve dengeli düzenli beslenme immün sistemimizin güçlü olmasının olmazsa olmazları .

Felaket tellalı olmayalım. Tedbiri elden bırakmayarak hastalıkla mücadelede gecesini gündüzüne katan bilim kurulumuz ve hükumetimizin tavsiyelerine azami uyduktan sonra takdiri Allah’ a bırakalım.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.