Dolar (USD)
35.30
Euro (EUR)
36.71
Gram Altın
2989.49
BIST 100
10085.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Ocak 2025

İçim yanar yanar

Bazı yazıları yazmak gerçekten zordur. Hele çok sevdiğinizi birisini kaybettiğinizde içinizin yandığı gibi duygularınızı ifade etmek için kaleminizden dökülen kelimeler de kâğıdı yakar… Her nefis ölümü tadacaktır, amenna ve saddakna… Ama her ölüm yakıcıdır. Diyeceksiniz ki zulmün hâkim olduğu bu dünyada günde binlerce insan ölüyor, öldürülüyor. Ona da amenna… Ferdi Baba’nın dediği gibi yine de “söz geçmiyor gönlüme!”

Büyük bir ustayı, dev bir sanatçıyı kaybettik. Millet olarak onu çok sevmiştik. Bugün onun vefatı ile ketum diller çözüldü. Bir de gördük ki hiç ummadığımız kişiler onun gizli hayranıymış. Hele bizim kuşak! Yaşı 60’a dayananlar var ya, işte onlar için Ferdi Tayfur şarkıları sanki birer marş gibiydi. Çocuklarımız da bu marşları ninni niyetine dinleyerek büyüdü. Düşünün 70’lerden 2020’lere kadar tam 50 yıldır herkesin dilinde onun şarkıları, evinde, arabasında, işyerinde onun albümleri vardı. Filmleri hâlâ kırılamayan reyting rekorlarına sahip, 200 bin kişinin katıldığı efsane konserleri hakeza…

Ferdi Tayfur aslında sıradan bir sanatçı değildi. Tıpkı Orhan Gencebay gibi, Müslüm Gürses gibi… Şarkıları sıradan şarkılar değildi. Gerek ezgileri ile gerekse sözleri ile kendilerince bir çığır açtılar. Onların peşinden yüzlerce isim yürüdü gitti. Belki onların seviyesine çıkamadılar ama onlar da bu çığırda ekmeklerini buldular.

Onu tanıdığım da henüz çocuktum. 1977 yılında ilkokulda iken sınıf arkadaşım sevgili Aydoğan Evli onun şarkılarını gelip sınıfta söylerdi. 80’de seyrettiğim meşhur Çeşme filmi benim ona bağlanmamı sağlamıştı. 45 yıldır kesintisiz her gün mutlaka dinlediğim, dertlendiğimde dertleştiğim, mutlu bir olay yaşadığımda onun şarkıları ile daha da büyüttüm. Özellikle yatılı okul yıllarımda, üniversite eğitimimde yanımda hep onu gördüm. 1996 yılında bir konserinde canlı olarak izleme şansı buldum. Onun konserlerinde bütün şarkıları seyirciler söyler o da bu dev koroyu idare ederdi.

Onların okudukları müziğe birileri Arabesk ismini verdi. Onlar biz müzik yapıyoruz dediler ama millete tepeden bakmayı kendilerine meslek edinmiş bazı çevreler onları hep aşağıladı, hor gördü, sanatlarındaki dehayı görmezden geldi… Oysa onlarda Türk müziği içinde bir şeyler yapıyordu. Lakin onun hicazlar daha yakıcıydı, nihaventleri daha melankolikti, hüzzamları daha sarsıcıydı, gazelleri daha bir etkiliydi. Sözlerinde mutlaka topluma hitap eden mesajlar içeriyordu. İlkokul bile görmeyen bu adam Allah vergisi bir kabiliyeti ve o içli sesiyle milyonları peşinden tam elli senedir sürüklemeyi başarmıştı. Evet, ilkokul bile görmeyen bu adamın yazdığı ve binlerce satan romanları vardı.

Ferdi Tayfur ve onunla ismi anılan diğer ustalar aslında bu bozuk düzene şarkılarıyla itiraz eden, halkın duygularına tercüman olan kimselerdi. Necip Fazıl’ın şiirlerinde “bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul” diye dile getirip bu düzene kafa tuttuğu gibi bu isimler de halkın düzene itirazının sesi oldular. Ancak onlar milletin sanatçısıydı. Ekmeğini yedikleri bu milletin asla değerlerine ters düşmediler, onları aşağılamadılar. Bu yüzden de onların itirazları militan bir zemine asla yüz vermedi. 80’li yıllarda onların arkasındaki inanılmaz kitleleri gören bazı çevreler onları bu kitleleri toplumsal bir harekete dönüştürmedikleri için de eleştirdi. Oysa onlar vatanına, milletine, bayrağına, inançlarına bağlı insanlardı. O yüzden bu sanatçılar için aklı başında herkes “Türkiye’nin değeri” dedi.

Bu yüzdendir ki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Sanat camiamızın, Türk müziğinin en önemli ve kıymetli simalarından biri olan Sayın Ferdi Tayfur'un vefatından büyük üzüntü duydum.” diyordu.

Onun en büyük hayranlarından olan Sayın Devlet Bahçeli yayınladığı taziye mesajında onun halkın sanatçısı olduğunun vurguluyordu. “O kardeşimdi, gönül diyarıma tercüman olan ses ve söz ustasıydı. Adana'nın pamuk tarlalarında döktüğü teriyle helal rızkını kazanan, ardından da Türk müziğinin zirvelerine tırmanıp milyonların kalbine taht kuran cefakâr, fedakâr ve vatan sevdalısı bir sanatçımızdı. Emmioğlu şimdi yetim kaldı. Meleşir kuzuların sesiyle ölen bir garibin yasına gelen Çukurova'nın yanık ve yakıcı sesi ne yazık ki sevenlerini hüzne boğdu. Hakikaten kelimeler boğazıma düğümleniyor. Üzüntümü tarif ve telif edecek kelime bulamıyorum. Ferdi Tayfur'un vefatı bir parçamı alıp götürdü. Yerinde huzur bulsun. Mekânı cennet olsun. Cenab-ı Allah rahmetiyle muamele etsin. Aziz milletimizin, sevdalılarının ve hepimizin başı sağ olsun." diyordu Bahçeli…

Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, "Milletimizin gönlünde “Ferdi Baba” unvanıyla yer edinmiş, arabesk müziğin usta ismi Ferdi Tayfur’a Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve tüm sanat camiasına başsağlığı diliyorum." derken Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da "İçimiz daha bir başka yanıyor! "İçim Yanar", "Bana Sor" ve "Hatıran Yeter" gibi ölümsüz eserlerin sahibi olan Ferdi Tayfur'un aramızdan ayrıldığını derin bir üzüntüyle öğrendim. Sanat dünyamız bugün çok müstesna bir ismini kaybetti. Eserleriyle milyonların duygularına tercüman olan büyük usta artık gönüllerimizde yaşayacak; acılarımızda, sevinçlerimizde bizlere eşlik edecek. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve tüm sanat camiamıza başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun." diyecekti.

Geride onlarca albüm, yüzlerce şarkı bıraktı Ferdi Tayfur. Onu yok sayan azınlıklara rağmen onu bağrına basan milyonlar, geride bıraktığı şarkıları ile onu her zaman hatırlayacaklar. Hakkında kitaplar yazılacak, doktora tezleri yapılacak, anma programları düzenlenecek, konserler verilecek, albümler yapılacak… Ama onu yok sayanlar, tepeden bakanlar, onlara TV yasakları koyanlar, hatta arşivlerdeki görüntülerini dahi yok edenler unutulup gidecek…

Sözlerimi rahmet dileklerimle tamamlarken onun bir şarkısından bir bölümle yazımı sonlandırıyorum.

“Senden bir hatıra bana bu şarkı / Bir gün gitsen bile hatıran yeter!”

İçimiz yansa da bize bıraktığın hatıran yeter Ferdi Baba! Mekânın cennet olsun!