İç ve dış siyasi gelişmelerin ışığında Türkiye nereye koşuyor?
Tarihte kadim bir devlet olmanın gururu ile yaşarız. Savaşçı ruhumuz bizler için gelecek inşasında hep nirengi noktası olmuştur.
Suriye iç savaşı ile
ülkemize başlayan göç dalgası karşısında ağızlarda pelesenk olan bir cümleye
vurgu yapmadan geçemeyeceğim;
“Bizim Türkiye’den
başka gidecek yerimiz yok. Ya ölürüz ya da savaşır ayağa kalkarız.”
Birinci Dünya Savaşı
sonrası Osmanlı dağılmasaydı bugün bambaşka bir harita olurdu karşımızda. Çünkü
Türk devlet aklı komitacılık anlayışı ile Hindistan’dan Afrika’ya tüm bölgeyi
teşkilatlandırır ve bambaşka bir haritanın çizilmesini sağlardı.
Ama öyle olmadı.
İçimizde ki ayrılığı
kullanarak çeşitli vaatlerle kandırdıkları kukla idareciler ile bugünü inşa
ettiler.
Kaderin cilvesi demekten
başka bir teselli bulamıyorum.
Geçmişle ağlamanın zamanı
ve yeri değil.
Gerçekle yüzleşmek
zorundayız.
Artık çevremiz çembere
alınmaya çalışılıyor. ABD’nin Yunanistan’da üs teşkil etmesi bunu aşikâr etti.
ABD’yi yönetenler ve
emperyalistler tek devletli bir Dünya kurguluyor. Ve doğal olarak tek din…
Kendilerini Olimpos Dağı
Tanrılarının yarattığına inanıyorlar…
Gelecekte Kanada’dan
başlayan Avrupa’nın neredeyse tamamını kuşatan bir buzul çağının geleceğinden
endişe ediyorlar.
Bu tehlikeden korunmak
için Ortadoğu onlar için bulunmaz Hint kumaşı.
Bunun için Yahudilerin
bugünkü İsrail topraklarına göç etmesini Nazi Almanya’sı üzerinden
kurguladılar.
Sonrasında Rusya’dan
gelen Yahudi göçe dalgası...
Böylelikle Yahudilerin “Arzı
Mevud” idealleri üzerinden bölge cadı kazanına çevriliyordu.
Sonrasında Osmanlıdan
sonra bölgede oluşan devletler ikiye üçe bölünerek kolay lokma haline
getirilecekti.
Ama bu olmadı.
Irak ve Suriye’de tuttu
derken Türkiye’nin oluşturulmak istenen terör devleti koridoruna vurduğu darbe söz
konusu planı sekteye uğrattı.
Dikkatinizi çekeyim plan
henüz bozulmadı.
Bugün HAMAS’ın İsrail’e
vurduğu darbe bölge ülkelerinin iç dünyalarında “altı gün savaşlarından”
sonra ilk kez ete kemiğe büründü diyebiliriz.
ABD’nin apar topar son
teknoloji uçak gemisi ile soluğu bölgede alması ondan.
Amaç İsrail’i tehdit
edebilecek muhtemel devletlere gözdağı vermek.
Türkiye tarafsız duruş
göstererek bu resti gördü.
Bölgemizde İsrail’e dur
diyebilecek tek ülke Türkiye…
Türkiye’nin ulaştığı
teknolojik seviye şimdiden endişelendiriyor gibi…
ABD ve Rusya’ya rağmen Türkiye’nin
Dağlık Karabağ’da ve Libya’da elde ettiği başarıyı gördüler.
Yakın gelecekte 5. Nesil savaş
uçağı başta olmak üzere uzun menzilli füze sistemlerini hayata geçiren
Türkiye’nin yönünü İsrail topraklarına çevireceğinden eminler.
Ama henüz her iki tarafta
bunu henüz dillendirmiyor.
Medeniyet coğrafyamızda
tüm dindaşlarımızın içi yanıyor.
Türkiye ise kan ağlıyor.
Çünkü bu vahşeti durdurma
kudretine rağmen istediği güce henüz kavuşamadı.
Bu iş eninde sonunda
kucağımıza gelecek.
Türkiye bölgede ABD ve
Batı ile karşı karşıya kalacak.
İşte o günü gelecek nesil
yeni Türkiye’nin Malazgirt’i olarak tarih kitaplarından okuyacak.
Benim içim rahat sizde
rahat olun…
Türkiye, yeni bir
imparatorluğa koşuyor.