İbrahim'in Ateşine Odun Taşımak
Bayramın ikinci günü Gaziantep'te yaşanan menfur olay ve daha önce yaşanan sayısız terör olaylarına baktığımız zaman, karşımıza sürekli bir insanlık sorunu çıkıyor. Bundan dolayı ben meseleyi "kürt sorunu" olarak değil, bir etnisite, ırkçılık ve insanlık sorunu olarak evrenselleştirme taraftarıyım. Milat Gazetesi'ne verdiği röportajda Altan Tan, bunu bir "Güneydoğu Sorunu" olarak görenleri meseleyi anlamamakla suçluyor ve problemi "kürt sorunu" adlandırıyor. Ancak Altan Tan da çok iyi bilir ki, seküler ideolojilerin insanlığın başına musallat ettiği etnisite ve ırkçılık, sadece Kürtler ya da Türklerle ilgili bir sorun değildir. Meseleye evrensel olarak bakmazsanız, sürekli olarak ırkçılık ve etnisite temelinde "biz" ve "siz" meselesi olarak yaklaşırsınız. Dolayısıyla Türkiye'de yaşananlar, meselenin bu evrensel boyutunun bir istisnası değildir.
Evet, mesele bir etnisite ve ırkçılık sorunudur ve kim yaparsa yapsın kınanmalıdır. Bir Müslüman olarak bizim bakış açımız; Bir insanın öldürülmesi katldir. Allah indinde büyük bir günahtır ve sahibini cehenneme götürmeye yeter. Öldürülen kişinin dini, etnik kimliği, dili hiç önemli değildir. Bu sebeple Hirant Dink'in öldürülmesi ile herhangi bir Türk ya da Kürt insanın öldürülmesi arasında hiçbir fark yoktur.
Maalesef terör olayları hiç hız kaybetmeden sürüyor. Soruna etnik bir bakış açısıyla yaklaşıldığı için, ırkçılık ve milliyetçilik söylemleri yükseltiliyor ve sorun halledileceği yerde daha da fazla karmaşıklaştırılıyor. Bu durum akl-ı selimin de gittikçe kaybedilmesine yol açıyor maalesef. Sorun şu ki; kahir ekseriyet İbrahim'in ateşine odun taşıyor.
Buradan açık bir çağrı yapıyorum; Türk, Kürt ve başka etnisiteden bütün akıl ve hikmet sahibi insanları göreve çağırıyorum. Birleşelim ve kendilerine ateşe odun taşıma misyonunu biçmiş olanlara karşı İbrahim'in misyonunu yüklenelim. İnsanlar ölüyor, Türkiye'nin her yerinde ölüyor ve vicdan sahibi herkesin rahatsızlık duymaması mümkün değil. Entelektüeller, hikmet sahipleri, dünyada kendisine "insanlık için" misyonunu biçmiş tüm akl-ı selim sahiplerini Müslüman olsun ya da olmasın Türkiye'nin "Yeni Hanifler"i olmaya çağırıyorum.
Firavun, kendi halkını ırkçı temele göre bölüyor ve yönetiyordu. Hz. Musa'nın misyonu Firavun'un saltanatını sona erdirdi. Nemrut, hevasını ilah edinirken, kendi çarpık düzeni ve iktidarını sürdürmek için Hz. İbrahim'i yok etmek üzere ateş yakmaktan çekinmedi. Tarih boyunca seküler ideolojiler insanlarını bir şekilde ateşe attı. İbrahim ise, haniflerden olarak o ateşe meydan okudu. Bugün sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde küresel iştihaları kabarmış aktörler tarih boyunca olduğu gibi bugün de, ateşler yakmaya devam ediyorlar. Bu ateşi "serin kılacak" yegane yol öncelikle tarafımızı belli etmektir. O ateşe odun taşıyanlardan mı olacağız yoksa, haniflik misyonunu yüklenip ateşler üzerinden iktidarlarını sürdürenlere dur mu diyeceğiz?
Birleşin Türkiye'nin hikmet ve akıl sahipleri! Sözün kurşun geçirmez, insanlığı kuşatan gücünü gösterin insanlığa. Tüm dünya Nietszche'nin çöle odun taşıyan develeri gibi olsa da, siz "şehrin öbür tarafından insanlığa koşup gelen" ve "hikmet"i hatırlatan insanlar olun. Aynı anda ırkçılıktan, etnik kışkırtmalardan, insanlığa şantaj yapan ideolojilerden uzaklaşın ve "Yeni Hanif"lik misyonunu yüklenin.