Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Ekim 2013

İbrahim Yolundan Halil İbrahim Buluşmalarına

Günümüzde yardımlaşma ve dayanışma duygusunun ne kadar önemli olduğunu ta o günlerden anlamıştık. Bir avuç insan olarak Hz. İbrahim'in kutsal penceresinden olaylara bakmış, önce Halil İbrahim Sofrası daha sonra da Halil İbrahim Buluşmaları adını alan projemizle sivil dayanışmanın örneğini sergilemiştik. Mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır, acılar da paylaşıldıkça azalır demiştik.

Peki, bizi bu yardımlaşma ve dayanışma duygusuna götüren sebep neydi. Gelin bunun hikayesini dinleyelim. Yıl 2006, dünyanın en iyi üniversiteleri arasında gösterilen Harvard Üniversitesi, Ortadoğu'daki savaşa, dinu00ee ve kültürel çatışmalara karşı "barışı" desteklemek için Türkiye, Suriye, Ürdün, İsrail ve Filistin'de ayakları olan bir projeyi hayata geçirme çalışması içerisinde idi. Bunun için ünlü bir otelde yapılan tanıtım toplantısına bazı akredite engellemelerine rağmen katılmayı başarmıştım. Çünkü proje hakkında bazı tereddütlerim vardı. Ve bu yüzden onlar hakkında olumsuz yazılar yazmıştım.

Otel'in konferans salonunda yapılan toplantıda şu bilgilere ulaşmıştım. İbrahim Yolu (Abrahampath) olarak adlandırılan bu proje Şanlıurfa'dan El Halil'e kadar 1.100 kilometrelik bir yürüyüş yolunu kapsıyordu. Bu projeyi yürüten Harvard Üniversitesi Küresel Müzakere Birimi'nin başında arabulucu olarak ünlenen William Ury bulunuyordu. Harvard Üniversitesi neden bu proje için Ury'i tercih etmişti. Çünkü Ury, ülkemizde de basılan 'Evet Dedirtme Sanatı' adlı kitabın yazarıydı ve onun kitabı dünyada 6 milyondan fazla satılmıştı. Gerek Harvard ve gerekse temsilcisi Ury, bu projenin karşılık bulacağını inanıyordu. Çünkü onların nazarında İbrahim peygamberin hikayesini dünyada 3 milyardan fazla insanın biliyordu.

İlk başta safiyane bir yaklaşım ile tanıdığımız Harvard Üniversitesi, bizi avlanmayı bekleyen balıklar gibi görüyordu. Bunun için bazı yemleri de esirgemiyorlardı. Eğer, İbrahim Yolu Projesi hayata geçerse Türkiye, ciddi bir ek turizm geliri sağlayacakmış. Hatta kendilerinin misyonu savaşlara, kültürel çatışmalara, uzlaşmazlıklara karşı çözümler üreten bir üniversiteymiş.

Gelelim meselemizeu2026 İslam coğrafyalarında kan ve gözyaşının asıl kaynağının nereden geldiğini artık rahatlıkla tahmin edebilecekken o dönemlerde bu merkezlerin barışa hizmet adına aramızda bulunmalarını belki anlamış değildik. Fakat hissediyorduk. Hislerimizde de haklıydık. Çünkü konuşmalardan sonra bize gösterilen bir haritada Hz. İbrahim'in gittiği yerler vardı. Bu yerler "Urfa-Harran-El-Halil" arasında düz bir yoldu. Oysaki biz Müslümanlar inanıyoruz ki Hz. İbrahim defalarca Mekke'ye gitmiştir. Orada Allah'ın evi olan Kabe'yi inşa etmiştir. Ve oğlu Hz. İsmail'i oraya bırakmıştır. Kur'an-ı Kerim'in haber verdiği üzere insanları burayı haccetmeğe çağırmıştır. Bu yolu ihmal ettiği apaçık belli olan Harvard Üniversitesi "hac" olayının bu bölümünü de dışlamış oluyordu.

Daha sonra bu olayı o zamanlar kendisine saygı günü düzenlediğimiz mütefekkir-yazar Zübeyir Yetik ağabeyimizin gündemine taşıdık. Kendisi haritayı, abrahampath web sitesindeki bazı bilgileri incelemiş. Ve konuyla ilgili bize bir rapor sunmuştu. Değerli mütefekkirimiz Zübeyir Yetik, İbrahim Yolunun "Abrahampath" belirtilen güzergahının yalnızca İshak'la bağlantılı bölgeleri kapsadığını söylemiş ve bu çalışmanın bir yanıyla İsmail'in ve dolayısıyla İslam'ın fiilen dışlanması anlamına geldiğini, İbrahimu00ee inancı/öğretiyi İshak'a özgüleştirme yoluyla İsmail'i ve dolayısıyla İslam'ı "İbrahimu00ee" çerçevenin dışında bırakma girişimi olduğunu söylemişti.

Raporun devamını da zikretmekten beis duymuyoruz:

"İbrahim'in yolu"nun gerçekliği, açık bir deyişle "İbrahimu00ee öğreti"nin gerçeği, elbette, bu coğrafya değildir; tarih de değil.. O yaşayan bir inançtır ve bu inancın en belirgin özelliği de Gelenekçi ve Gizemci inançların karşısında olmaktır. Oysa, sayfanın genel havası, İbrahim Yolu adı altında inançları ucu Animizme dek varan Gelenek ve Gizem yüklü bir "yeni inanç"ı pompalanmak istendiği izlenimini vermektedir.

Buysa, İslam'ı farklılaştırma amaçlı BOP'tan daha ileri bir başkalaştırma/yönlendirme amaçlı İbrahimu00ee kökenli bütün inançlara/öğretilere yönelik bir çalışma olarak görünmektedir. Açık bir ifadeyle söylersek, Gelenek/Gizemcilik/Paganizm İbrahim'in adını kullanarak İbrahim'den ve Oğullarından/Soyundan "rövanş" almak girişimi..

Bu yüzden sahici/samimi/bilinçli (ister Yahudi, ister Hıristiyan, ister İslam olsun) dindarların bu oyuna gelmeyeceği inancındayım. Şu an sizinle birlikte hareket edenler varsa, (aşırı safdiller hariç) onların bir bölümü nezaketen, bir bölümü de kimi çıkarlar gözeterek bu işin içinde olabilirler.

Dolayısıyla bu çalışmanızın kalıcı sonuçla vermesi mümkün değildir. Şu var ki, "sel gider, kum kalır" örneği bir kalıntınız elbette olacak ve bu kalıntı yeni bir rafizilik hareketi olarak bu üç dinin bağlılarında da yeni bir rahatsızlık sebebi olacaktır.

Saygılarımla.."

(Memleket Edebiyat Dergisi, Zübeyir Yetik Özel Sayısı, 2007)

Bu rapor doğrultusunda bir grup arkadaşımızla yaptığımız toplantıya Zübeyir Yetik ağabeyimiz başkanlık yapmış ve onun önerileri doğrultusunda şu karara varmıştık. Biz, karanlığı kovamayız ama ona ışık tutarsak karanlık aydınlık olur. Bu yüzden"Abrahampath" dediğimiz proje'nin karşısına tamamıyla millu00ee, tamamıyla mahalli ve tamamıyla İbrahimu00ee öğretiyi ön plana çıkaran "Halil İbrahim Buluşmaları" projesini geliştirdik. Bu proje başta Hz. İbrahim'in cömertliğine vurgu yapacak, onun yardımsever ve misafirperver melekesi ön plana çıkarılacaktı. Yardımseverlik yönüne atıfta bulunarak ülkemizin bütün yardım kuruluşları Urfa'ya davet edilip onlara bir yardım fuarı açmıştık. Bununla beraber misafirperverlik yönünde de gerek yurt içinden ve gerekse yurt dışından gelen misafirleri Urfa gelenek ve göreneğini yansıtan ailelere misafir etmiştik. Bu çalışmayla da şehrimize gelen bazı yabancı misyon şefleri ayakkabısını ilk defa çıkararak eve girdiğini itiraf etmişti.

Biz, bu çalışmaları yaparken ortada başıboş kalan "Abrahampath grubu", bize katılmak istediyse de onlara karşı güçlü bir set oluşturmuş ve onları aramıza almamıştık.

2006 yılında dal budak salan Halil İbrahim Buluşmaları, geleneklerimizi yaşatmak adına bir fırsat olmakla beraber, yardıma muhtaç insanlara yardımda bulunan kuruluşlara bir teşekkür günü daha doğrusu onların bir bayram gününe dönüşmüştü. Halil İbrahim Buluşmalarının ilk yıl ki gibi bütün yardım örgütlerinin katılacağı bir yardım fuarının te'sis edilmesi temel dileğimizdir. Ve bu etkinlikte Hz. İbrahim'in İsmail'e bakan yüzünün, yani İslam'a bakan yüzünün dillendirilmesi, bu manada felsefesinin geliştirilmesi arzusundayız. Yine bu etkinliğin sivil bir harekete dönüşmesi onun ömrünü uzatacaktır diye düşünüyoruz.

İnşallah bu yıl ki Halil İbrahim Buluşmaları da Diyanet İşleri reisimiz Prof. Dr. Mehmet Görmez Hocamızın iştirakiyle tarihu00ee mecrasını bulacaktır.