Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2964.47
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Eylül 2014

I Ş İ D

ABD'nin 1. ve 2. Irak işgali IŞİD sonucunu doğurmuştur. Sonuç cümlesini baştan söylemiş olalım. Hukuk toplumsal düzeni sağlamak için vardır. ABD'nin Irak'ı işgali ve burada oluşturduğu kargaşanın kendi menfaatine dönük olarak devamını sağlayan "hukuksal düzen" Irak'taki ve oradan da bölgede yaşanan tüm olumsuzlukların nedenini oluşturmaktadır.

Hukuksal düzenden kastımız anayasal anlamda Irak'ın mezhepler üzerinden parçalanarak bir yönetim şekli oluşturulması ABD ve Batı menfaatine uygun ancak temelinde adalet ilkesinden uzak olması nedeni ile bugün tüm dünya IŞİD adlı terör örgütünden bahsetmektedir. Kaldı ki bu örgütün dış istihbarat örgütleri ile yakın bağlantısını ve iç içe yapısını da göz ardı etmemek gerekmektedir.

Bu anlattığımız husus öyle derin dış politika bilgisini gerektirmeyen o bölgeyi biraz bilmenin yeterli olduğu ve gelişmeleri takip etmenin yorumlamak için yeterli olduğu konular. Daha önce PKK ya sağlanan destek bu bölgede IŞİD ve diğer yapılara da sağlanmıştır. Ve şimdi IŞİD nedeni ile PYD ve diğer yapılara da maddi ve silah desteği sağlanmaktadır. Burada ne olacak? Daha büyük bir kargaşa çıkacak ve bu kargaşa daha fazla kişinin ölmesine, bölgede daha fazla istikrarsızlığa ve Türkiye'nin daha fazla baskı altında kalmasını sağlayacak.

Bu tür durumlarda ilk bakılacak konu mevcut durumdan kimin yada kimlerin yararlandığı sonucudur? Kimler yararlanmıştır. IŞİD'in kestiği kafalar, girdiği köyler, öldürdüğü insanlar kimleri mutlu etmiştir? El cevap İsrail, ABD, İngiltere yönetimlerini. İsrail bölgede son yıllarda girdiği tüm savaşları hem de devlet gücü olmayan küçük çaplı silahlı kuvvetlere karşı ağır yenilgiler almaktadır. En son Gazze'de işlediği her türlü savaş suçuna, uymadığı tüm kurallara rağmen kaybetmiştir. Ancak IŞİD çıkması sayesinde dünya kamuoyundan bu yenilginin tartışılmasını engelleyebilmiştir. Bu durumu kara çevirmiş ve de bölgede IŞİD'e karşı güvenilir ülke imajı ile menfaat peşindedir. Oysaki IŞİD'in düşmanları arasında İsrail bulunmamaktadır.

ABD bu durumu kara çevirmiştir. ABD ve İngiltere savaş lobisi tüm akan kanın sebebi olan silahların sahibidir. Bu silahları o bölgeye satan ülkedir. Şimdi oluşturulan bölge ülkeleri ile de savaşın maliyetini (!) paylaşacaklar. Bölgedeki ülkelere de silah satacaklar. Irak ve Suriye şu anda yeni silahlar için fuar alanı! bu zaviyeden bakıldığında IŞİD birileri için tam zamanında ve tam yerinde ortaya çıkmış bir figüran.

Bölge için olması gereken nedir? Olması gereken yukarıda saydığımız ülkelerin işine gelmeyen bundan dolayı da bölgesel olarak kullandıkları taşeronların da işine gelmeyen bir durum. Zira adalet temeline dayanmayan hiçbir anlaşma hiçbir çözüm, gerçek anlamda çözüm olmayıp yeni sorunların kaynağını teşkil etmektedir. Irak'ta Saddam gitti ama sorun çözülmedi. Libya'da keza Kaddafi gitti ancak yine sorun çözülemedi. Libya hala kaynıyor. Bu kaynamanın altında yatan sorun ise bölgedeki zengin doğal kaynaklar. Bosna'da Sırp Hırvat saldırısı olduğunda insanlar katledilirken ve bunu TV ler canlı verirken harekete geçmeyen ülkeler kendi menfaatleri konu olduğunda oluşturdukları kamuoyu ve her türlü ayak oyunları ile dünyayı kendi menfaatlerinin devamını sağlamak üzere harekete geçirmeyi başarabiliyorlar.

Kötü olan durum ise bu ülke menfaatleri uğruna oluşturulan gayri adil yapılara tepki olarak ortaya çıkan her oluşum yine bu ülkeler tarafından kullanılıyorlar. Bu oluşumlar içinde bulunanlar da bilmeden/bilerek bu ülkelere hizmet ediyorlar.

Olması gerekenin ne olduğunun cevabı çok basit. Adaletin tesisi. Bu yapılabilir mi? Yapılmalı. ABD İsrail AB ye rağmen yapılabilmeli. Zira Afganistan da hala huzur yoksa bilinmeli ki savaş giren hiçbir yer eskisi gibi olmuyorsa adalet temelli bir dünya düzeni için haykırmak hepimizin sorumluluğudur. Aksi takdirde menfaati doğrultusunda bir kişinin dostu veya düşmanı olmak yaşamak ya da ölmek o kadar kolay ki. Edilgenlikten etkenliğe geçmek zorundayız. Bu kolay olan adaleti sağlamak adına gündelik meşgalelerden sıyrılmak ve önce sorgulamak sonra da farkındalık yaratacak çalışmalar yapmak zorundayız. Bunu ülkeler düzeyinde ve STK lar düzeyinde yapmalıyız. Zira bunu yapmak birilerinin hoşuna gitmese de Osmanlının merkezi olan Anadolu'nun insanlarının üzerinde bir vebaldir.

Afrikada Sahra altından başlayıp orta doğu, Türki Cumhuriyetler, Kafkaslar ve Balkanları gözünüzün önüne getirdiğinizde sorunlu denen bu bölgelerin hiçbir tanesinde sorun yaşanmadan yüzlerce yıl yaşamışken insanlar daha lokal bölgelerde neden mezhep nedeni ile birbirlerini öldürüyorlar. Hem de aradan daha 100 yıl geçmemişken. 100 yıl diyorum zira Filistin'de işgalci İsrailliler 1000 yıl öncesinden tarihlerine ait sözde kalıntı arıyor, AB sınırları kaldırıyor. ABD içinde onlarca farklı dil, din ve ırk yaşıyor. Bu bölgede ise derebeyler ortaya çıkartılmaya çalışılıyor. Bölgenin gerçek aktörleri olarak bu bölgelerden uzak durmak, sorunlara sırt dönmek sadece sorunlarla daha da büyüdüğünde karşılaşmamıza neden olur. O bölgedeki insanların kardeşimiz olduğu gerçeğinden hareketle onların evlerine düşen ateşi yüreğinde hisseden bizlerin orada olmamız ise dünya gerçeğini görmemizi sağlar. Evet haçlı savaşları devam ediyor. Evet ortaçağ beyinlerde hala yaşanıyor. Bu savaşta var olmanın yolu ekonomi, basın, hukuk ve siyaset. Bizlerin eksik olduğumuz konular. Saygılarımla.@CavitTatli