Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2964.47
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Ekim 2013

Hz. Ömer ve Kocakarı

Bazı dönemler vardır. Aldığınız karar hayat trenindeki kompartıman ve sınıfınızı değiştirir. Yol güzergahınız ve duraklarınız da değişir. Kişinin aldığı karar sadece kendi hayatını değiştirmez bu karara bağlı olarak diğer insanların da hayatı etkilenir. Bu anlamda yaklaşmakta olan seçimler de hepimizin hayatını değiştirecek önemli hadiselerden.

Olayın iki yönü bulunmaktadır. Birinci yönü seçimin sonucunda bizim hayatımızın nasıl değişeceği ile ilgili olan kısmı. Diğer kısmı ise seçilen adayın hayatının nasıl değişeceği ile ilgili kısmı. Her ikisinin sonunda da kazanan veya kaybeden her iki taraf olduğu için seçimler çok önemlidir. Seçimler günümüzün moda deyimi demokrasinin en önemli unsurudur. Bu önemine binaen seçimlerin neticesine çok fazla önem atfedilmektedir. Zira belirlenmiş olan süre içerisinde bir şehrin yönetimi o kişinin inisiyatifi ile şekillenecektir. Bu kadar önemli bir görevi üstlenen kişinin önce ortaya çıkarken akabinde parti tarafından aday gösterilirken akabinde de seçmen tarafından seçilirken büyük titizlik gösterilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde sonu hüsran olan, boşa geçen yıllar.

Toplumun o şehrin yaşadığı hayal kırıklığının tarifi anlatmakla ifade edilemez. Bu nedenle aday belirleyenlere çok önemli görevler düşmektedir. Temsili bir makamdan ziyade icra-i bir makam olan belediyelere, seçilecek kişilerin mutlaka çok ciddi elemelere tabi tutulması gerekmektedir. Zira görev istenmez verilir düsturunun çok gerilerde kaldığı bir dönemi yaşamaktayız. Artık herkes her şeyi istiyor. Herkes her şeyi yapabilme kuvvet ve kudretini kendinde görüyor. Bu nedenle seçicilerin kriterleri ve de ön eleme süreçleri çok önem kazanıyor.

Tüm bunların yanında kaçırdığımız bir hususta kişi egolarına teslim ettiğimiz bu makamların neden bu kadar albenisinin fazla olduğudur. Eğer bu kadar albenisi fazla ise bu makamların bunun da sorgulanması gerekmektedir.

Son söz aslında aday olan herkes için ilk söz olması gereken söz aslında. İstiklal Şarimiz Mehmet Akif Ersoy'un Kocakarı ve Ömer şiiri de buna parmak basmış. Tüm adayların bu şiiri okuması akabinde adaylığı tekrar gözden geçirmesi gerekmektedir. Eğer gözünden yaş gelmiyor ve o hesap gününde karşılaşacakları çokta fazla aklına gelmiyor ise bu yola çıkmasından çıkmaması hem şahsı hem de seçim bölgesindeki insanlar için hayırlı olacak demektir. Zira bekleriz Ömer adaletini her adaydan. Bekleriz geceleri şaşalı salonlar yerine varoşları da gezsin dertlere derman olsun. Bunları yaparken de yanında kocaman kocaman kameralarla değil bizatihi almış olduğu sorumluluğun bilinci ile gitsin o kapıya. Atsın imzaları. Ama unutmadan masanın diğer tarafını. Attığı her imzanın vebalini hatılasın, her gün kontrol etsin kalbini. Ömer' kocakarının dediği gibi;

Ya ben yetim avuturken emu00eer uyur mu gerek?
Raiyyetiz, ona bizler vedu00eeatu'llahız;
Gelip de bir aramak yok mu?
-Haklısın, yalnız,
Zavallının işi pek çok zaman bulup gelemez;
Gidip de söylememişsen ne haldesin bilemez.
-Niçin hilafeti vaktiyle eylemişti kabu00fbl?
Sonunda böyle çürük özrü kim sayar makbu00fbl?
Zavallının işi çokmuş!... Nedir, muharebe mi?
İşitme sen de civarında inleyen elemi,
Medane halkını üryan bırak, Mısır'da dolaş...
Gaza! Gaza! diye git, soy cihanı, gel paylaş!

Eğer çok olacaksa işleri etraflarını görmelerini engelleyecek kadar veballeri kalkmayacağı için girmesinler bu yola da ne bizi ne de kendilerini kandırsınlar zira girdikleri yol ateşten gömleği üzerlerine geçirdikleri hesabın çok çetin olduğu bir yol. @CavitTatli