Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ağustos 2021

Hz. Muhammed kimdir?

Bir sır var, kâinatın bütün sırlarını içinde barındıran. Bu sır öyle bir anahtar ki bütün insanlığın tüm dertlerine tabip olunabilecek nitelikte. Aklın bütün fonksiyonlarını kalbin tüm melekeleriyle birleştirip eylem gücüne dönüştüren bir sır var. Sırrı muazzama. İnsan ve onun katmanında olan bütün yaratılmışlığın tüm boyutlarıyla huzura kavuşacağı bir sır var. Hani sihirli değnek gibi diyeceğim ama değil, mucize cinsinden işte. Hani her şey huzur için değil mi, o ebedi huzur için, işte o sırdır sırların sırrı. İşte o sırdır kalbimize nakışlanan, aklımıza bakışlanan…

Dünyanın hâline taşlar bile hayrette. Belki faydam dokunur diye karıncalar bile gayrette. Nafile, biçare, insan keskin bir gaflette… Onu kaybedişin gafletinde…

Nasıl bir ölmüşlüktür ondan mahrumiyet. Onunla tanışmamışların çürümüşlüğüdür hayat. Nasıl bir yitikliktir ona uzaklık. Çölde çölleşmektir, taşla taşlaşmaktır onu bilmemek…

Onun kokusunda açılır bütün kapılar, onun dokusunda ışık bulur tüm buluşmalar.

Onun aşkında vücut bulur özlemler, vuslatlar. Varlığın bütün güzel iklimleri onun isminin neşesiyle cem olur. Buluşur bütün ikramlar, kavuşur bütün âşıklar, onun suretinde siretinde. Göklerin neşesidir o, yerlerin en şen sesidir o…

Karanlığa mahpus olan dünyanın-dünyalının kurtuluş dilekçesidir o. Tarumar olmuşluğumuzun toparlanma bilekçesidir o. O kimdir. O, tükenmişliğimizin yeniden filizlenmesidir, ümitsizliğimizin dua pınarıdır o. Kalbimizdeki hazinenin en emin bekçisidir o. Gönlümüze düşen o cemrenin can suyudur o. Dosta kavuşma ânımıza, miraç olan rehberdir o. Şeb-i arusumuza sancağıyla gölge olan refakatçidir o. Diriliş burçlarının kumandanıdır o. Arştaki yıldızların serdarı, arzdaki nefeslerin serhadıdır o. Gökteki kilitli katların, kapıların o güleç anahtarıdır o. Bir sır var, onun adında mündemiç.

Bir sır var, ruhumuzu azaptan kurtaran bir sır. Hikmetler ummanından kopup gelen bir sır var: onun adıyla dirilen, onun adında dillenen bir sır var. Onun namında ünlenen bir sır var, gönlümüze sermaye olan, aklımıza akıl olan o sırrı muazzama…

Âşıkların aşkıyla, mâşukların meşkiyle, dertlilerin derdiyle, hastaların şifayı bekleyişiyle, diken diken olan tüylerin kökünde, derya olup sular seller gibi akıp da durmayan o aşkımızın nurunda bir sır var. Bizi kibirden azat eden, aşkıyla bize aşkı murad eden bir sır var. Gözyaşımız deryasında balıkların ismini müjdelediği bir sır var. Cehalet çukurundan aydınlığın o kutsi burçlarına bizi ulaştıran, bizi adının namıyla selamete kavuşturan bir sır var. Sadece ve sadece bütün güzelliklerin kendinde toplandığı, bütün kelebeklerin etrafında cümbüşe çekildiği, merhametiyle ruhumuza derman olan, dermanımıza ferman olan bir sır var…

Sırların sırrıyla, sana tarifsiz bir meyildeyiz. Ayıklanıp geliyoruz, senin kapının gölgesinde ağlayıp bekleyenleriz. Hüzün sarmaşık olmuşken kalbimizin bütün kutuplarına, kalbimize mücahit olan o aziz bakışlımızsın sen. Gelesin dinsin hüzün, ey gözyaşının mükâfatı. Gelesin iman kokulum, bakışlarından bir demet isterken bir tutamına bile muhtaç bütün insanlık. Beşeriyet senin lütfuna muhtaç, ey gönlümün göğü gelesin, sana, sana, senin yoluna, bütün bütün hevesim…

Yolundaki o dilber, o kederdeki derbeder sana vurgun, sana durgun, ya sen, sen kimsin. Sen ki varlığın en büyük nimetisin. Dört nala, kana kana, sana kavuşma hülyasındaki o kervanın küheylanına ricacıyım, alasın bizden de bir selam. Selam götüresin kâinat neşesine. Sen kimsin? Sonsuzluk saadetim. Ya Muhammed Mustafa… Bir sır var isminde. İsminin esamesinde.

Sen kimsin. Âşıklar kumandanı ey Muhammed Mustafa sende bir sır var: Sallallahü aleyhi vesellem. Gözyaşımızın gölünde balıkların sırrıyla sana salat ve selam, esma-i hüsna hikmetleri kadar sana selam…