Hz. İbrahim'in Kibarlığı
Hakkında en çok rivayet bulunan peygamberlerden Hz. İbrahim’e dair son zamanlarda ilginç makaleler okudum. Burada “rivayet” kelimesinden kastımın ilahiyatçıların kullandığı hadis rivayeti terminolojisi değil kelimenin ilk anlamındaki “nakletmek” olduğunu belirtmek isterim.
Hz. İbrahim
hakkında uzaktan bilgi sahibi olan bir kesim var. Bunlar seküler insanlar…
Bunların sürekli dillendirdiği bir söylem var: Üç semavî dinin atası İbrahim
Peygamber…
Hâlbuki din ancak
Allah’ındır. Nitekim dinin Allah’a ait olduğunu sadece kutsal kitabımız Kuran-ı
Kerim söylemez. Diğer semavî dinlerin kitapları da söyler. O zaman şöyle bir
yargıda bulunsak sanırım seküler kesimdeki insanların ne demek istediklerini
anlamış oluruz. Hz. İbrahim, Hz. Nuh hariç diğer üç ûlu’l-azm peygamberin
atasıdır. Hz. Âdem’in insanlığın ilk atası, Hz. Nuh’un da insanlığın ikinci
atası olduğunu bize yüce kitabımız söylediğine göre geriye kalan üç peygamberin
atasıdır Hz. İbrahim.
Hz. İbrahim
hakkında bilhassa Yahudi ve İslâm kaynaklarında onun tevhid inancını (Allah’ın
bir olduğu inancı) yerleştirmek üzere gösterdiği faaliyetler merkeze alınarak
bilgi verilmiştir. Hz. İbrahim’in hangi yönüne vurgu yapalım. Onun mücadeleci
yönüyle Nemrud’la mücadelesi, tebliği yönüyle babasına ve akrabalarına hitabı,
cömertliği dolayısıyla yolda geçen her insanı durdurup yemek vermesi insanlığa verdiği
en güzel mesajlardandır.
Hz. İbrahim’in
döneminde ve daha önceki dönemlerde var olan bir uygulamadan da bahsedebiliriz.
İnsanı kurban etme ritüeli… Eski zamanlarda insan kurban etme, umumiyetle tanrıları,
devrin yöneticilerini, din adamı figürünü veya ölmüş ataların ruhlarını memnun
etmek için yapılırdı. İnsanın kanını donduran bu olayı şimdi de şöyle veya
böyle birçok ülkede icra edilen idam cezalarının bir türevi olarak
düşünebiliriz.
Kurban olayına
biraz değinelim. Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’i Allah’ın emriyle kurban etmek
ister. İbrahim, Allah’ın verdiği bu emri icra sırasında Cebrail meleğiyle
gökten indirilen bir koçu kurban eder. Nitekim Rabbimiz ayetinde “ Biz,
(İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. Sonradan
gelenler arasında ona güzel bir isim bıraktık. İbrahim’e selam olsun. İyilik
yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.” Demiştir.
Bugün en ufak
bir sıkıntıda isyana meyleden insanların nisyanı da ters istikamette daha da
çoğalır. Yani insanlar, İbrahimî mesajı daha çabuk unutuyor.
Allah’ın
sevgisini kazanan İbrahim peygamberin zahmetsiz sevgi olmaz mesajını bütün
insanlık, bugün son peygamber Hz. Muhhamed’in mesajıyla öğreniyor.
Bugün
yeryüzünde Müslümanlar olarak peygamberlere imanı, imanın şartı olarak
biliyoruz. Nitekim kalbinde İslam nuru olan herkes buna inanır, iman eder.
Kutsal
kitabımızda peygamber kıssaları dolayısıyla kendisinden en çok bilgi verilen
peygamber Hz. İbrahim’dir. Hz. İbrahim’in beşerî (insanî) özellikleri içinde
onun Müslüman olduğunu yüce kitabımızdan öğreniyoruz. Aslında bütün peygamberler Müslümandır. Yine
kutsal kitabımızda hak-batıl mücadelesinde onun kral Nemrud ile mücadelesi ve gözünü
kırpmadan ateşe atılması bütün insanlığa örneklik teşkil etmektedir. Kutsal
kitabımızda Allah, “İbrahim ne Yahudi ne
de Hristiyan idi. O Allah’ı tanıyan dosdoğru bir Hanif idi. Ve o müşriklerden
değildi.” Der. Hz. İbrahim Allah’ın
dostu olması nedeniyle “Halilüllah” sıfatını almıştı. Nitekim diğer ululazm
peygamberlerden Hz. Muhammed, “habibullah” sıfatını, Hz. Musa “kelimullah” ve
Hz. İsa da “ruhullah” sıfatını almıştı.
Hz. İbrahim’in
yumuşak huylu olması müfik ve merhametli olması bugün insanlığın örnek aldığı
iyi davranışlardandır. Nitekim bir peygamberin tebliğ görevini yapması için
halim selim olması gerekiyordu. Taha süresinde “Şayet sen kaba, katı yürekli
olsaydın hiç şüphesiz (insanlar) etrafında dağılıp giderlerdi.” Buyurmuştur.
Hz. İbrahim
üzerine bir makale çalışması yaptığımı öğrenen kıymetli hocamız Yusuf Demirkol,
Hz. İbrahim ve Urfa hakkında çok değerli bilgiler aktardı. İnşallah bu
bilgileri gelecek yazımızda köşemize taşıyacağız.