Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.04
Gram Altın
3002.58
BIST 100
9424.43
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 May 2021

Huzurun engeli imtihanı unutmak mı?

İmtihan, ne öküzler ne eşekler ne de sefilin sefili olanlar içindir. İmtihan, kendisine verilmiş birçok meziyet ve akıl nimeti olanlar içindir. Bunun aksi elbette ki düşünülemez.

Tarih, ne hayvanların ne de bitkilerin dünyayı etkileyen bir savaş ya da barışını anlatır. Ne bir öküzün kurduğu imparatorluk ne de onu yıkan başka bir kral eşekten, insanları etkilemiş, değiştirmiş diye bahsedilir. Tarihi oluşturan ve yazan sadece insan ve insanlıktır.

Tarih itibari ile olmuş bitmiş, geçmişte kalan sadece insanın kurabildiği ve yaşattığı bir durum vardır. Ancak bugün ve yarın denilince, sürekli akan bir nehir gibi hala akmakta ve yine akacak olan diri bir hayat barındırdığı anlaşılır. Bu hayat olmasa ne görev olur ne de imtihan olunur. İmtihan olanın da bu imtihanı kazanmak için bir gayesinin olması gerekir.

Nimet ve meziyetlere sahip insanın asıl gayesi Cenneti kazanmaktır. Kazanamazsa sonu her türlü hüsrandır. Cenneti kazanmak için insandan hayatı boyunca tabi tutulacağı imtihanlarda cennete layık olduğunun ispatı istenir. Dolayısıyla yüksek ve temiz bir ahlak istenir. Bunun için denenmesi, çile çekmesi, pişmesi, imtihan sebebi acı ve ıstıraplara sabretmesi gerekir. Yine bu hayatta imtihanların hepsini kazanabilmek için görevini yapmış kâmil bir insan olması umulur.

İnsan, boş yere değil gayesi için bir imtihan manzumesi üzere yaratılmıştır. Hedefi, temiz ve yüksek ahlak, nefsini ve Allah’ı tanımak, bilmek ve O’na hakkıyla ibadet etmek olan insan olmaktır. Ayrıca hem kendisi hem de toplumu bu gaye için değiştirmek ve dönüştürmektir.

İnsan tıpkı devlete sorumlu bir vergi mükellefi gibi görevleri ve imtihanı itibariyle Allah’a karşı sorumlu bir imtihan mükellefidir. Yüce Allah; insanı, yaptıklarının hesabını vermeyen, sadece yer, içer, başıboş ve manasız bir hayat yaşayan varlık olarak da yaratmamıştır.

İnsan; yaratılışındaki hikmet, kendisinden istenen görev yok varsayılırsa sadece et, kemik parçası bir hayvan benzeridir. Anlam olarak insanın görevi, yapacağı hayırlar, sevaplar ve bu minvalde muhatap kılındığı imtihan olmazsa insan hayatı bomboş kalır. Bu yüzden bildirilmiştir ki insan asla başıboş bırakılmamıştır.

İnsanın ev hayatı, iktisadi, akli, ilmi, siyasi, ahlaki,.. gibi alanlarının tamamı başıboşluk üzerine değil yaratıcının istediği üzere olmak zorundadır. Sizin dünya görüşünüzün, sosyolojik bağlamınızın, ekonomik tercihlerinizin, ideolojik aidiyetinizin ne olduğu değil Allah’ın istediği yolda olup olmaması sizin son durağınızın yerini belirleyecektir. Tercihleriniz, yaptıklarınız ve yapmadıklarınızla Cennet veya Cehennemi hak edeceksiniz demektir. Bu neticeye de en çok “ahlak tamamlamak üzere gönderilen” bir Allah Resulünün ahlakına ne kadar sahip olduğunuz etki edecektir.

Bir talebenin her ne talim ediyorsa etsin bir imtihana girmemesi beklenemez. Aynı şekilde insanın iman, amel, muamelat ve ahlak çizgisindeki hayatı için de beklenemez. Sadece insanda olabilecek akıl ile ilim, ahlak, siyaset, iktisat gibi alanlara hâkim olabilmesi ve emniyetli bir teşkilat kurabilmesi asıl imtihan sebebidir. Göğün ve yerin yaratılışı, ölümün ve hayatın varlığı da imtihan gayesidir. Bu imtihana göre de layık olacağı son bir durağı vardır.

İnsanlığını mazide bırakıp, yaşayacağı Peygamber ahlakını, gireceği imtihanı duvarda asılı kitabın sayfalarında unutanlar son durakta huzur bulamaz. Dünya ancak görevini hatırlayan, insanlıktan vazgeçmeyip imtihan kazanma gayesi taşıyan insanlarla huzura ulaşır.

İmtihanı ve geleceği “önce meslek, sonra sonra ahlak sahipleri” değil “önce ahlak, beraberinde meslek sahipleri” diyenler kazanacaktır.

Unutulmamalıdır ki; refah ülkesi olmakla insanımızı ama ahlak ülkesi olmakla, imtihan gayesi olanların ülkesi olmakla insanlığımızı kurtarır ve selamete erdiririz.