Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Ocak 2022

Huzuru şefkat tesis eder

Toprak hiçbir tohumu hakir görüp, tepesine vurup; diğer tohumların daha kabiliyetli olduğunu ve senden hiçbir halt olmaz sözünü kullanıp, yaralama yapmaz, hepsini şefkatle bağrına basar. Tohumlar toprağın bağrında, kendi istidatlarına göre gelişir ve hayat bulurlar, özelliklerine göre netice verirler. Toprağın, her çekirdeği, tohumu şefkat ile sarıp sarmalayışı ve onların fıtratlarını zorlamayışı, Allah’ın emri dışına çıkmadığını gösterir.

Fıtratları zorlamak, tohumu ve çekirdeği yaralamaktır. Zorlama ile asla istenilen neticeye ulaşılmaz. Her çocuğun kişiliği fıtratı tohumdur, çekirdektir, kendine has özellikler taşır. Bize düşen; ondaki cevherin uygun bir şekilde yol bulup ortaya çıkmasını şefkatle sağlamaktır. Şefkat aynı zamanda insana aciz ve fakir olduğu hakikatini de hatırlatır. Aciz ve fakir olduğunu bilen bir insan şefkatinde yardımıyla karşısındakinin sadece iyiliklerini nazara alır ve sadece iyilik yapar. Aşkın ve sevginin beklediği karşılığa tenezzül etmez.

Anne ve babanın çocuğa karşı sorumlu olduğu; barınma, yiyecek ve giyecek gereksinimleri dışında mühim vazifesi; imanın altı esasını ve temel ahlaki bilgileri öğretmektir. Daha sonra onun geleceğine ait; iş, meslek ve eş seçimi hususunda sadece tavsiye niteliğinde ışık tutup, karar zamanında ise tam bir birey olduğunu çocuğa hatırlatıp, tercih etme meselesinin kendisine ait olduğunu belirtmektir. Zaten çocuklar, istisnalar hariç; ebeveynlerinden bu inandırıcı ve samimi tavrı gördüklerinde, tavsiyeleri de asla göz ardı etmez; karar verirken buna göre düşünürler… İşte böyle sağlıklı ebeveyn olmak sevgiyle olmaz; sevgi ve aşk karşılık ister; benim dediğim olsun ister. Ama şefkat, beklentisiz ve karşımızdakinin huzurlu ve mutlu olmasını ister, elinden ne gelirse ise esirgemeden onu yapmayı çalışır. Eyvallah, elbette sevgi gerekir ama şefkatin objektif bakışı ve illa benim dediğim olsun değil, gereken ne ise o olsun feraseti ister.

Günümüzde televizyon haberlerinin ve programlarının moda haline getirdiği kadına şiddet, hayvana şiddet hadisesi ve mutsuz çocuklar meselesi her kesimde var. Özellikle mütedeyyin ailelerin çocuklarının bunalımlara girmesi, dinden çıkması şefkatsizlik yüzündendir ve asla kabullenilmez! Sorsan, her kesim, eşlerine deliler gibi âşıktırlar ve çocuklarını can feda eder derecesinde seviyorlardır ama şefkat olmayınca hata ediyorlar; eş katledip, çocukların geleceğini hatta inancını karartıyorlar… Geçmişte ve günümüzde sağlıklı aile hayatlarına ve çocuklara dikkat edip, baktığımızda; şefkatin ne kadar etkin ve yetkin olduğunu görürüz. Başta Habip-i Ekrem’imiz ve Allah dostlarının saadet dolu aile hayatlarında sancak daima şefkattir, çocuk eğitiminde sağlam ve tesir edici rahle şefkattir.

Tercih edilmese bile; şartların gereği ayrılmak zorunda kalan insan, sevdiğine – âşık olduğu kişiye kavuşamadığında eğer vicdanına aşk ve sevgi hâkim değil; şefkat hâkim ise der ki: Evet, âşık olduk, bir yastığa baş koyduk, sonunda ayrılma raddesine gelecek şekilde birbirimize yabancı olduk. Allah, eski eşimi ya da âşık olduğum kızı bundan sonraki hayatlarında daha mutlu etsin ve benden daha hayırlı insanlar ile karşılaştırsın. İşte böyle düşünüldüğünde yani şefkatli davranıldığında, ne aşkına karşılık vermeyen kızın hayatını karartır, nede ayrıldığı ve isteklerini kabul etmeyen karısının peşine düşüp; ya benimsin, ya da kara toprağın diyip, canice hayatına son vermez.

Şefkat Nübüvvet yoludur, aydınlık yoludur. Eğer Peygamberler ümmetine âşık olsaydı yani sadece sevgi ve muhabbet gösterseydi, biri hata yaptığında, ya da itaat dışı kaldığında basardı nefreti; basardı bedduayı ve de düşman tavrını takınırdı… Peygamberler ümmetlerine öyle bir şefkat göstermiş ki hatta onların ciğerlerini, ruhlarını gayb-âşinâ gözlerle tanıdıkları halde, kusurlarına sabretmişler daima hidayetleri için, günahlardan kurtuluşları için dua etmişlerdir... Bu sabrı ne aşk gösterir ne de sevgi. Hz. Ebû Bekir (ra); “cehennemi lebalep ben doldurayım, Resulullah’ın ümmetinden hiç bir kimse yanmasın” diye yakarışı şefkatin neticesidir. Bediüzzaman’ın kendisine zulmeden alçaklara beddua etmemesi ve “Milletimizin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım...” demesi şefkatin meyvesidir.

Her insan bir dünyadır ve o dünyanın özellikleri manzarası farklıdır. İhanet ve yüz kızartıcı durumlar hariç, insan manzaralarının keyfini çıkarmak, yeni bir belde keşfetmek gibi tanıma heyecanı yaşamak şefkattir… Karşılık beklemeden sevmek şefkattir… İhanet etmeden dostluk sürdürmek şefkattir… Ayrılsa, kavuşamasa bile eşine, sevdiğine hainlik düşünmemek selametleri için dua etmek şefkattir… Temiz ve hayırlı çocuk yetiştirip, illa benim dediğim olsunu bir kenara bırakıp, çocukların mutluluğu için müdahale etmeden dua edip tercihleri arkasında durup alkışlamak şefkattir… Hatta biz sevemesek bile evladımızın tercih ettiği eşi bağrımıza basıp, mesleği için önyargıları yerin dibine atıp, samimi ve sevecen davranmak şefkattir. Unutmamalı: Sağlıksız, huzursuz aileler, bocalayan ve tehlikelere düşen çocuklar şefkatsizliğin eseridir. Artan kadın cinayetleri, çoğalan çocuk isyanları şefkatin hüküm sürmemesidir. Toprak her karakterde, özellikte olan tohumu, çekirdeği bağrına bastığı gibi bizler de çocuklarımızı ve eşlerimizi – sevdiklerimizi şefkat ile sarmalarsak, ne kusur görürüz, ne dışlarız, nede sevgimizle onları yok ederiz. Silaha dönüşen sevgi ve aşk daha öldürücü oluyor!

Sevgili Psikoloğum Bediüzaman; “Şefkat, aşk ve muhabbetten çok keskin ve parlak ve ulvî ve nezihtir.” diyor. İsm-i Vedud tecellisine mazhar olan insanlar şefkati ön planda tutarak hareket etmiştir. Ve yine Bediüzzaman; “Rahmet-i İlâhiyenin en lâtîf, en güzel, en hoş, en şirin cilvelerinden olan şefkat, bir iksir-i nuranîdir, aşktan çok keskindir. Çabuk Cenâb-ı Hakka vüsûle vesile olur.” diyor. Sevgili psikoloğum Bediüzzaman eğer şefkati esas almasaydı acı ve sıkıntılar içinde, milletin imanını esas alan, canhıraş mücadeleler vermezdi. Bu düşünce ile yola çıkarak, aile hayatında ve çocuk yetiştirmede şefkatli davranılır ise her kes mutlu ve huzurlu olacaktır. Hatta arkadaşlık ve dostlukta, hatta hatta siyasette bile şefkat esas alınıp, taraftarlık ve aşk bir kenara bırakılır ise hizmet edenlerin hizmeti görülür ve alkışa sebep olur.