Huzura erdiğimiz bayramlar nerde?
Çinli bilginler eskiden birine beddua ederken “ilginç bir çağda yaşayasın” derlermiş. Beddua olduğuna göre ilginçlikten kasıt fantastik, olağanüstülük, güzel günler kastedilmemiştir. Zor, dramatik, çileli, hastalıklı ve salgınların olduğu çağlar kastedilmiş olmalı diye düşünüyorum. Çinli bilginlerin bedduası tuttu tutmasına da Çinli olmayanların ve günahsızların günahı nedir?
Dünyanın kalbi tekliyor. Geldiği noktada iyi değil ve düzen bozuk! Dünya iyi değil. Çünkü Dünyanın inançla ve yaratanla kurduğu ilişkiler gerçekçi, samimi ve iyi değil. Bu nedenle toplumsal ilişkiler, ahlak, değerler, merhamet, sadakat can çekişiyor. İnsanlık iyi değil ve can çekişiyor. Sınırlar zorlanınca kurşun (bela) adres sormuyor.
Kudüs işgal altında kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bir buçuk milyar nüfuslu Müslüman dünya tükürse İsrail’i sel götürecek bizler ne yapıyoruz, birbirimizi boğazlama derdindeyiz. Camilere karşı, Kebeye karşı kadeh kaldıranların sevinçlerine ortak oluyoruz. Hacca şeytan taşlamaya gideceksin şeytan seni taşlayacak! Sonra düzenin bozulmayacak öyle mi?
Her türlü rezalet allanıp pullanıp şirin gösterilsin sen engel olmayı bırak üstelik balıklama dal. Her türlü suça ve her türlü rezalete ortak ol. Sonra gel güzel günler göreceğiz de öyle mi? Bir Uygur atasözüdür, “Bugün göz yumduklarımız, yarın bize göz açtırmayanlar olacaktır.” Dünya iyi değil, çağ hasta, sen iyi değilsin…
Utanarak üstat Cahit Zarifoğlu dilinden herkese iyi dilekler sunuyorum.
"İyi bayramlar meleklerin şehri Gazze
İyi bayramlar utancımız, açlığımız Afrika.
İyi bayramlar Ömer Muhtar'ın soylu çocukları
İyi bayramlar Recep onbaşı, Salih uzman, er Mehmet
İyi bayramlar kırılganlıklar, üzüntüler, iyi bayramlar ey Hüzün…"
Bu bayram gününde hüzünlü olmaya gerek var mıydı dediğinizi duyar gibiyim. Neden hüzünlü ve dokunaklı olmayalım ki?
Burnunuzu dışarı çıkarabiliyor musunuz?
Kaç kere camilere gidebildiniz. Kaç kere Cuma kılabildik. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinden mahrum kaldık. Bunun ilahi bir mükâfat olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bir bayram daha sessiz sedasız ve boynu bükük geçti. Bu pandemi döneminde ne sevinçlerimiz sevinçti ne de acı ve hüzünlerimizi doğru dürüst yaşayabildik. Cenazelerimiz oldu katılamadığımız oldu. Aylardır camilerimiz kapalı. Kâbe kapalı. Bu hangi günahın bedeli olmalı Allah’ım. Hangi isyanın bedeli anadan babadan, yardan, çoluğumuz ve çocuklarımızdan ayrı kalmaktır. Hangi iyiliğinin hangi amelinin karşılığıdır bu yaşadığımız kötü günler. Tek tesellimiz Allah’ın yardımıdır. Bu da geçer Ya Hu diyoruz…
Hayat o eski hayat değil artık. Bayramlar zaten çoktan toplayıp gitti pılını pırtısını. Yaşı belli bir yaşın üstünde olanlar hatırlar… Geçmiş mutlu günlerden, bayramlardan, şehirlerden, köy ve kasabalardan güzel hatıralarımız vardı. Bir affediş bir tebessüm ve huzur vardı. Barış ve vuslat günleriydi o günler. Bugün herkesin ağzında şu söz var. ‘Dünya eskisi gibi olmayacak artık.’ Tonlarca günahlarımıza rağmen iyi günler göreceğiz.
Yeter ki sen düzel iyi olacağız. Sen iyi ol her şey iyi olacak. Sen düzene gir dünya düzene girecek. Her şey daha güzel olacak. Karamsarlığa hiç gerek yok…
Yeter ki sen düzel…
Yine nur yağan günlerimiz ve gecelerimiz olacak. Sen iyi ol. Yeter ki yüzünü Rabbine çevir. Dostlarımız, dostluklarımız kurulacak eskisi gibi. Dost evlerimiz, dibine vurduğumuz muhabbetlerimiz olacak eskisi gibi. Dost görünen değil gerçek dost ol yeter ki. Güzel günlerimiz olacak yine…
Yeter ki sen hizaya gel, düzene gir.
Hadi iç çekmeyi bırak. Vakit varken kendine dön ey insanoğlu. İbrahim’i kimliğine dönersen ateşe atılsan da ateş yakmayacak seni…
Göreceksin huzura erdiğimiz bayramlarımız olacak yine…
Bayramlarımız bayram ola…