Hüznün Kırık Rahlesinde\u2026
Her eylem yeniden diriltir beni
Nehirler düşlerim göl kenarında
(Mehmet Akif İnan)
Nicedir gönlümüze yabancı bir yerdeyiz. Tekrara düşen sızılar içindeyiz; mahcup dua ağrısı... Derdin, derman aradığı yollarda vuslatın hasretle başladığını bilsek de nicedir, gönlümüze yabancı bir yerdeyiz; "Allah, hüzünlü kalbi sever"in titreyen gölgesine yakınlık gayretindeu2026 Hadiseler karşısında alev alan eller birleşince eleme mukavemet eden bir katre olabilir mi? Hacca giden karıncanın yol öyküsüne dokunabilir mi öykümüz? Dünyayı kurtaracak merhamet, bizi yeniden sever mi?
"Aşk konuşturur, haya susturur, havf hüzünlendirir" buyurmuş Zinnu00fbn-i Mısru00ee.
İslam'ın yurtları/şehirleri bombalanıyor. Zulüm, rotasını Halep üzerinden ilerletirken iç alemimizde huzursuz adımlar yankılanıyor. Henüz dokunamadan genzimizi yakan çocukların yüzlerine, başka bir havadisle irkiliyor kalplerimiz; Adana'daki gençlerin gülden kül makamına terfi edişleriyleu2026 Onlar gönüllerimizde yakıcı bir musiki etkisi yaparken, belki bir an, duygudaşlık yeteneğimizi konuşturabilip Rahman'dan aileleri için sabır diliyoruz fakat işte, sadece bu kadaru2026 Acıyı yaşanır şiddetiyle özümüzde ağırlamaya muktedir olamayız. Olabilseydik, İslam'ın her coğrafyasının, her kentinin, her hanesinin, her ferdinin yapbozun ayrı parçaları olduğunu kavrayabilir, tabiri caizse kuldan çıkarıldığı düşünülen nazarın, mala, cana, evlada isabet etmesi gibi, dünyada varlık savaşı verirken ümmet olabilmek diyetini bir kesim ya da grubun ödediğini idrak edebilirdik. Hiç değilse minnet duygusuyla taşırdık uzakları içerimizdeu2026
Fani ıstırab, baki hüzün
Dünyanın da, sinesindekilerin de fıtratına aykırı, kuşandığı şedit ıstırabı beslemek ve saklamaku2026 Üstelik fani bir ıstıraba kıyasla daha güzel durur baki bir hüzün. Değil mi ki hüznün latif ahlakıyla ahlaklanan son peygamberin varlığından haberdar tutulduk. Bildik; "ben sıkıntımı, keder ve hüznümü yalnızca Allah'a arz ediyorum" diyen Yakup'u gözlerinden eden o mukaddes duyguyu. Hüzünlü bir gönülle yeryüzünü adımlayan İbrahim Peygamber'in canından, malından ve evladından imtihana tabi tutulduğunu; canıyla imtihan olup onu ateşe teslim edince, ateşin gülistan olduğunu. Evladını Allah için kurban ahdine sadık kalınca koç gönderildiğini ve sadece kendisinin değil, kendisinden sonra gelenlerin de bir bayram şenliği ile sevindirildiğini. Allah'ın, hüzünlü kuluna "Selam sana Ey İbrahim" diye seslendiğiniu2026
Bir rivayete göre, dünyada dokuz yüz elli sene kalan Nuh Peygamber'e sorulur;
-Dünyada ne buldun?
Cevap verir Nuh;
-İki kapılı bir handı, birinden girdim, diğerinden çıktım.
u2026
Ey barışım, savaşım, benim sevgili baharım;
Dünyada olduğumuz sürece hüznü, tüm görkemiyle taç kılmak hak olsun mu gönlümüze? Gönlümüz güzelleşmez mi hüzün ona değince? Bu gece de dayadım yanağımı bir şiirin yüzüne;
"Şimdi yere düşen bir çocuğun kanayan dizlerine inanıyorum
Sırrolan bir şeyhin imanına
Başı önde yürüyen delikanlının gözlerine inanıyorum büyüdüm
Sokağı gördüm toprağa değdim saklambaç oynadım
Mitinglerde kıyam maaş günlerinde rüku00fb
Nakit mabedlerinde secde ettiklerinde
Sığındım onların Rabbinden, ettiğim kavganın Rabbine."(R.U.)