Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2961.15
BIST 100
9669.05
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ekim 2022

​Hür olmak gibi bir yükümlüğümüz var

“Hastaneler hastalık, mektepler cehalet, mahkemeler zulüm, piyasalar yoksulluk üretiyor” diyordu İsmet Özel.

Psikologlar da CIA'nın işkence tekniklerini geliştirmesine yardımcı oluyor. Antropologlar, küresel elitin nüfus kontrolü yöntemleri geliştirmesine yardımcı oluyor. Virologlar deseniz biyolojik silahlar geliştiriyor.

Amerika Başkanı’nın eşi Jill Biden "Önümüzdeki birkaç ay içinde daha fazla kanser göreceğimizi düşünüyorum" diyebiliyor mesela.

İnsanları sosyal medya şirketlerinin ve bilimperestlerin yönettiği bu acayip dünyada insanlığın tüm birikimleri ciddi tehdit altında.

Lancet Genel Yayın Yönetmeni Richard Hortonbile günün sonunda, “Bilimsel literatürün çoğu, belki de yarısı gerçek dışıdır. Bilim bilinmezliğe döndü" diyor.

Daha dün covid döneminde milletin psikolojisini bozan, onları ölümle korkutan sözde bilim adamları bugün çıkıp “Pardon aslında covidin ölümcüllük oranı normal gripten daha düşükmüş” diyebiliyor.

Bilim diyerek insanların hayatını zehir eden bu insanlar bugün olan biten her şeyi unutturmaya çalışıyor. Ya da dalga geçiyorlar bilemiyorum.

Eski bir bürokrat ve yazar olanPaul Craig Roberts’in de dikkat çektiği gibi medeniyetimizi artık kaybetmek üzereyiz.

Malum nükleer savaş tehlikesi kapıda, anayasaya rağmen anayasal olarak korunan hakların suç sayıldığı bir ortama sürükleniyoruz.

Toprağın yok edilmesi ve geleneksel tarımın bitirilmeye çalışıldığı günümüzde insanlar GDO'lu ürünlere mahkûm ediliyor.

Bilim ve eğitimin bozulması, edebiyatta, sanatta, müzikte, ahlakta ve davranışta birikmiş tüm kültürün reddi ile karşı karşıyayız. Ve hızlı bir yozlaşma sürecine girdik.

Anlayacağınız insanlık tarihinin ürettiği tüm kültürel birikimlerinisıfırlayıp yepyeni bir dünya inşa etmenin yollarını arıyorlar.

Rahmetli Aytunç Altındal bir kitabında “21. Yüzyıl karizmatik çağın bittiği enigmatik çağın başladığı bir dönemdir” diyordu.

Enigmatik çağ şudur; “Her 108 yılda değişimler olabilmesi için 36'şar yıllık 3 periyod saptanmıştır. Bunlardan bu dönemdeki ilk periyod 1989'da başladı.

Bu 36 yıl içinde doğru bildiğimiz her bilginin yanlış olduğunu göreceğimiz bir döneme işaret ediyordu.

Çok ciddi bir zihin kaymasının yaşanmasını arzu ettikleri bir dönemdeyiz.

Dünyanın, teknokrasinin dijital diktatörlüğüne doğru adım adım sürüklendiği şöyle bir zamanda Türkiye’deki siyaset tartışmalarına bakıyorum.

Küresel sistemin işleyen çarkına bilye olabilecek tıynette bazı siyasetçilerin varlığı gerçekten hazin bir durum.

.

Ancak, yıllardır darbelerle, IMF gibi tefeci kurumlarıyla, FETÖ gibi projeleriyle, sahte aydın sınıfıyla, satılmış/ korkak siyasetçileriyle ve eğitim sistemleriyle bizi bu topraklardan koparmaya çalışan bir düzenekle mücadele eden erdem, ahlak sahibi cesur insanlarımız da var.

Zaten bu insanlar olmasaydı bugün çoktan tarih sahnesinden silinmiştik.

Küresel güçlerin taşeronluğunu yapan terör örgütleri, medya organları ve satın alınmış şahısların marifetiyle tuzakların kurulduğu bir zamanda daha fazla cesur, kararlı ve dünyanın nereye doğru sürükleneceğini iyi hesap eden akıllı insanlara ihtiyaç var.

Aksi takdirde bireysel ve toplumsal kimliğimizi belirleyen ruhi, içtimai ve iktisadi faktörlerin hemen hepsi büyük sıfırlamacı elit tarafından satın alınacak.

Dünyanın her yanına yayılmış zihinsel ağlar aracılığıyla tek bir düşünceye(Yeni Dünya Düzeni) boyun eğdirilmeye çalışıyoruz.

O yüzden diyorum bizim bu topraklarda hür olmak gibi bir yükümlülüğümüz var. Ve inşallah bunu başaracağız.