Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 May 2013

Hür fikrin kalesinde ' ay vakti'

Cemil Meriç, hür fikrin kalesi diyordu dergiler için. Şeref Akbaba, Ay Vakti dergisini işte bu düsturla entelektüel hayatımıza sunmuştur. Derinden derine akan bir ırmak gibi 140. sayıyı çoktan devirdi dergi. Bu kadar uzun soluklu bir derginin kozmik odasında ne var dersiniz. Gittik, gördük ve söylüyoruz. "vefa ve sabır" bir de bütün yazarlarına, okurlarına ve muhiblerine cehdi, çabalamayı ve hakkı tavsiye eden "durmak yok, yola devam" sloganı.

Bir dönem dergiler için "her dergi bir çıkar için çıkar" ithamı vardı. Günümüzde de bu itham yok değil. Belli bir gurubun, belli bir hizibin, belli çevrelerin adına dergi demeye bin şahit isteyen bültenleri çıkıyor. Bu bültenler bir süre sonra isim değişikliği, ya da yanına bir kardeş dergi alarak devam eder. Bu tür dergilerde para var ama ruh yok. Bu yüzden bir süre sonra edebiyat dergisi olmaktan çıkıp magazinel bir rol üstlenmeye başlar.

Ay Vakti Dergisi, sevdası olan birkaç güzel insanın Üsküdar'da ikindi namazını müteakip bir çay bahçesinde oturup şiir adına, şuur adına, hür tefekkür adına yola çıkışıdır. İlk aklıma gelen isimler Şeref Akbaba, Recep Garip ve Nureddin Durmanu2026 Bu üç isme genç yeteneklerden Adem Özbay ve Özcan Ünlü de katılmış, dergi böyle şekillenmişti.

Ay Vakti'ni okurun karşısına çıktığı günden beri takip ediyorum. Okuyucusu olduğum derginin günü geldi yazarı oldum, aidiyet duygusu nedir öğrendim. Ve öğrendim ki Ay Vakti, gönül kadehini aşkın şerefine kaldıranların meclisinde aziz bir misafirmiş. Erzurum'dan Selami Şimşek, İsmail Bingöl, Ali Kurt üstatlarımız bu sarayın has bahçesinde hazan türkülerini söylerken Urfa'dan Seyyid Ahmed Kaya, Bekir Urfalı, rehavu00ee ve rast makamında gazellerle eşlik ediyordu. Ankara'dan Necmettin Evci, Adana'dan Hasan Tiyek dergiye aidiyet duyan isimlerin başında geliyor. A. Vahap Akbaş, Mustafa Özçelik usta şairler olarak Ay Vaktinde yerini almışlardı. Bu usta şairlerin yanında Anadolu'dan bir ses yeni ama kadim bir şiir sesini muştulayan Mehmet Baş ve Yavuz Ertürk'ü de sayabiliriz. Bunlar Yunus Emre Tozal, Üzeyir Süğümlü ve Taner Taştekin derginin iskeletini oluşturan isimlerden.

Naz Ferniba'dan Şiraze'ye gelirken Fatma Çolak'ın şiirini de unutmayalım.

Ay Vakti'nde Fatma Çolak'ın "Sana Benden Sorarlar" şiirini unutmuş değiliz.

" Evet! " Acı duymak ruhun fiyakasıdır."

dudağımda Ferhad'ın gürzü

aynalarda kakışlanmış martılara diyet ödeyen yazgım

bir muska ferahlığıyla sırrolur ancak

asırlardır eskimeyen yağmurları göçmen uykularımın"

Şiraze'ye gelince O, Ay Vaktinin şirazesidir diyebilirim. Şirazeden Şirazeye Saklı Mektuplaru2026 Mektubun başlığı yetiyor.

Dergide bir ara Nurullah Genç'in de şiirlerini görüyorduk. Dimağımızda yer etmiş şiirleri vardı üstadın. Nurullah bey mi Üsküdar'a uğramıyor. Üsküdar mı ona küsmüş bilemiyoruz. ama "onun bir elinde umut bir elimde sevda/Yürüyelim seninle İstanbul'da" mısraları en az "Erzurum'da Banklar Üstünde Otururken" şiiri kadar lezzetliydi.

Ez cümleu2026 Ay Vakti 144. sayısıyla yürüyüşüne devam ediyor. Medeniyet havzamızda akan bir ırmak gibi fikri ve kalbu00ee bereketin meyveleriyle. İki aylık periyotlarla yayın hayatını sürdüren dergi, bu sayısıyla uzun soluklu koşusunu yorulmadan sürdürüyor. Dergi, bu sayısında Üstad Necip Fazıl'ın vefatının 30. yılı dolayısıyla hazırlanan yazılar ağırlıkta. Ayrıca Necmettin Evci'nin "Felsefe Gibi Sanat Sanat Gibi Felsefe" isimli inceleme yazısı emek verilmiş bir yazı olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Bilal Kemikli "Türkçenin Gücü Üzerine" isimli incelemesinde dilimizle ilgili güzel bir inceleme...

Propagandaların ve reklamın her türlü algı yanılgısının tohumunu ektiği bir çağda en sade ve vakur haliyle karşımıza çıkan Ay Vakti ve Dr. Şeref Akbaba, derginin bir önceki sayısında " Muhammedi olmak, bir işi bitirince diğerine başlamaktır. Ve O'na yönelmektir." diye başladığı yazısında umudun ve sorumluluğun muştusunu yakıyor.

Nice sayılara ve nice yıllara diyerek yeni bir dirilişin soluğu ile selamlıyoruz Ay vakti ve Şeref Akbaba'yı.

Durmak yok yola devamu2026