Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Hükumeti göreve davet ediyoruz: Esnaf ve sanayicinin mahvına sebep olunuyor

Onlar, her zaman bir ahidde bulunmuşlarsa içlerinden bir takım onu bozmamış mıdır? Yaptığınız anlaşmaları tam olarak yerine getirin. Akit serbestisi önemli bir ilkedir. Tarafların serbest iradeleri ile yaptıkları sözleşmelere müdahalede edilmemesi esastır. Global ve lokal ekonomideki istikrarsızlık ve şiddetli dalgalanmalar kiralar tarafında da ciddi sorunlar doğurmuştur. Kira artış oranları ile ilgili sorunlar bilinmekte ve sıkça yazılmaktadır, aşırı artışlar sorun olduğu gibi ve enflasyon oranından düşük artışlar da sıkıntıya neden olmaktadır. Kiralarda her kira döneminde artış ve 5 yılda bir de uyarlama öngörülmüştür.

Borçlar Kanunu (BK) m.344 uyarınca, “…her beş yılın sonunda, … tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir...” Bu yolla, yıllık artışla karşılanamayan artışlar için, kiraların her 5 yılda bir güncellenmesine, emsal ve rayice uygun hale getirilmesi düzenlenmiştir.

Kiralamalarda, 10 yılını dolduran kiracıların hiçbir neden ileri sürülmeksizin tahliye edilmesi ve isterse yeniden başka birine de kiraya verebilir olması boyutuna hükumet inatla ve ısrarla kulak tıkamaktadır. Sorun da bu noktadadır…

2012 tarihinde hükümet tarafından yapılan Borçlar Kanunu m.347 “Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. ...kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.” Bu maddenin uygulamasında mal sahipleri hiçbir gerekçe göstermeksizin, 10 yılı dolmuş kiracının tahliyesini talep edebilmektedir. Ayrıca, 10 yıl dolduktan sonra, her yıl, 3 ay önceden ihtar çekerek dava açtığı takdirde kiracıyı kapıya koyabilmektedir. Yargıtay da “…on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.” şeklinde içtihat etmektedir. Bu da işletmelerin mahvına neden olmaktadır. Ayrıca, bu düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin kitaplar bile yazılmıştır. AYM de görevini yaparak maddeyi iptal edebilir. Bu yanlışta ısrar edilerek esnaf ve sanayiciye böyle ağır bir darbe vurulması önlenmelidir.

Uygulamada çok uzun sürelerdir faal olan, hatta asırlık işletmeler bile sırf bu madde nedeniyle tahliye edilip yok olup gittiler. Bir ticari işletme için 10 yıl hiçbir şeydir. Her 10 yılda bir fabrika taşımak, işyeri değiştirmek bir işletme için yıkımdır. Özellikle, müşteri çevresini yeri ile müşterinin zihninde yerleştirmiş işletmeler için 10 yılda bir tahliye olmak yıkım niteliğinde sonuçlar doğurmaktadır. Kanunda 5 yılda bir kiranın emsal ve rayice göre uyarlanması hükmü mal sahibinin kirasının erimesini önlemektedir. Ancak, hiçbir gerekçe gösterilmeden, hatta mal sahibin bu işyerine ihtiyacı bile yokken sırf 10 yılı doldurduğu için tahliye edilen işletmeler için süreç hep yıkım olmuştur veya emsal kiranın çok üzerinde sözleşme yenileme sonucu doğurarak kiracının sömürülmesine hizmet etmiştir.

Çözüm Nedir?

Cumhurbaşkanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı bu önemli soruna çok acil şekilde bir çözüm getirmelidir. Kanun, 5 yılda bir kiranın emsal ve rayice göre uyarlanmasını düzenleyerek mal sahibinin kira gelirini korumuşken, 10 yılı dolduğu için kiracının tahliye edilmesi esnaf, tacir ve sanayici için yıkıma neden olmaktadır. Borçlar Kanunundaki 347.maddenin şu kısımları yürürlükten kaldırılmalıdır: “... Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. … kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.” Ya bu kısım kaldırılmalı veya maddenin başına “…işyerleri hariç…” ibaresi eklenmelidir. Bir de geçici madde ekleyerek, “Bu madde değişikliği devam eden davalara da uygulanır. Devam eden 10 yıllık süreye dayalı tahliye davaları reddedilir.” şeklinde düzenlenmelidir.

Taraflar karşılıklı edimlerini ifa ettikleri sürece, ticarette 10 yıllık süre uzun değildir. Bir ticari işletmede en önemli husus istikrardır. 10 yılda bir taşınma işletmeler için yıkımlara neden olmaktadır. 20 yıldır iktidarda olan bir partinin bulunması nasıl hiçbir anormallik taşımıyorsa, 10 yıllık kira süresi de hiçbir anormallik taşımamaktadır. Özellikle de, krizde ayakta kalmaya çalışan eski işletmelere tahliye uygulanması da işletmeleri bitirmektedir…