Hükümet ne yapmalı?
Gezide yaşananlar henüz hafızamızda eskimediğinden 17 Aralık Operasyonu ile aralarındaki amaçsal ve tekniksel benzerlikleri yakalamak daha kolay. Operasyonun başından beri amacın Gezi ile aynı olduğu savını ileri sürenler gün geçtikçe haklı çıkmaya devam ediyorlar. Elde edilen her argüman iki organizasyonun da benzer hedef gözetilerek yapıldığını gözler önüne seriyor.
Masum ve insani bir başlık altında galeyana getirilen duyarlı vatandaşlar, pusuda bekleyen belli mihraklar, iç ve dış bağlantılı kurumlar/teşekküller, ne pahasına olursa olsun hükümeti devirmeye ahd etmişler vs vsu2026
Kullanılan yöntemler, detaylar, savunuculuğu yapılan şeyler ilk bakışta farklı gibi görünse de gerçekte ve özde aynı temele dayanıyorlar. Toplumda kaos oluşturmak, halkı tedirgin etmek, mevcut iktidarın yetersizliğini ispatlamak gibi ana kaynağa hizmet ediyorlar.
Her iki operasyonda da toplumdaki gerginlikten bıkan, ayrıştırmalardan rahatsız olan halkın bilinçaltına bunun sebebinin iktidar olduğunu yerleştirmeye, çözüm için gitmeleri gerektiğine inandırmaya çalışıyorlar.
Gezi ve 17 Aralık operasyonundaki amaç aynı olsa da araçların farklılaştığı, saldırı yönteminin biçem değiştirdiği aşikar. Bilhassa yerli işbirlikçilerin niteliği dikkat çeken ilk ve önemli ayrıştırıcı nokta. Bu nüans, sosyal ve siyasal gelişmelere ilgi duymayan ya da önyargılı kişiler üzerinde nihai hedefin ne olduğu konusunda ünlemler oluşturabiliyor.
Bilhassa operasyonun yerli ayakları içinde sade vatandaş olarak yer alan temiz niyetli insanlar için tüm bunlar haksız bir iddia olmaktan öte bir anlam taşımıyor. İşte başta bu insanlarımız olmak üzere konuyla ilgili soru işaretleri taşıyan her bir vatandaşın zihninin şüphelerden arındırılması gereklilik. Basında çeşitli şekillerde yer bulan iddiaları çeşitli sebeplerle ret edenlerin net ve sağlam delillerle ikna edilmesi elzem.
Bunun yerel seçimler öncesi oy kaygısıyla yapılmış bir öneri olarak düşünülmemesi lazım. Öncelikle her iki eylemler zincirinde de hedef iktidar gibi gözükse de niyetin aslında toplum maslahatının, ülke menfaatin zarar görmesi olduğu ispatlanmalı. Siyasi muhalefetleri dolayısıyla operasyonu destekleyenlere hangi amaca hizmet ettikleri gösterilmeli. Amacın ağaç ya da yolsuzluk olmadığı delillerle açıklanmalı.
Gezi eylemleri sırasında halka kendini anlatmakta yetersiz kalan hükümet kanadı 17 Aralık Operasyonunda daha aktif ve kararlı davranmalı. Operasyonun bağlantıları, hedefleri, sistemleri yetkili ve güvenilir ağızlar tarafından anlatılmalı, halk bilgilendirilmeli. Bunu yaparken de saldırgan, kavgacı değil kuşatıcı bir dil kullanılmalı.
Operasyonla ilgili iddialar belgeler ışığında ispatlanıp girişilen mücadelenin haklılığı anlatılmalı. Hatta bunu yaparken sadece son olaylar üzerinden değil 2008'den başlayan süreçten gelinmeli. Yaşananların salt yolsuzluk operasyonu ve dershane meselesi olmadığı herkese anlatılmalı.
Eğer bu konularda halk yetkili mercilerce güçlü bir şekilde bilgilendirilmezse tek haber kaynağından beslenen önyargılı insanlar için şüpheler, endişeler hep olacaktır. Aksi takdirde hala Gezide amacın sadece iki ağaç olduğuna inanlar bulunduğu gibi meselenin dershane ve yolsuzluk temelinden çıktığını savunanlar da hep var olacaktır.
İktidar kanadı Gezi eylemleri sırasındaki sergilediği savunma pozisyonu terk edilerek planlan oyun tersine çevrilmeli. Ayrıca üyeleri, vekilleri, gençlik ve kadın kollarını sosyal medyaya taşıyarak gündemle iç içe geçirip varlıklarını hissettirebilmeli. Operasyonun amacını anlatmak sadece üç-beş gazetecinin/yazarın omuzlarına bırakılmamalı. Yoksa o gün 'ağaçlara dokunulmasın, sorun biter' diyenler bu gün 'yolsuzlukların üzerine gidilsin her şeye çözümlenir' demeye devam edeceklerdir...
Not: 'Postmodern İslami Dünyada Kadın Olmak' isimli kitabımız piyasaya çıktı, okurlarımızın bilgisine.