Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ağustos 2024

Hukuk guguk olmasın

Makalemin başlığı merhum Erbakan hocam sık kullanırdı.

Eski Türkiye’nin o zor yıllarında hukuk sistemimiz, bugünkü durumundan çok ama çok daha haksızlıklarla karşı karşıya idi.

Darbeler, muhtıralar ve dipçik terörü yıllarında ülkemizin anlı şanlı hukukçuları bu çarpık sistemi ayakta alkışlamış ve maalesef o günlerin gazete manşetlerini de bu garabetlerle süslemişlerdi.

Adaletin sağlanması, bireylerin haklarının korunması ve toplumsal düzenin tesis edilmesi gibi işlevleri yerine getiren bir sistem olarak, hukuk, her zaman güvenilir, şeffaf ve istikrarlı olmalıdır.

Ancak, "hukuk guguk olursa" tabiri, toplum algısında sistemin zayıfladığı, yozlaştığı ve adaletin sağlanmadığı bir durumu ifade eder. Bu durumda hukuk, adeta bir guguk kuşu gibi, işlevini yerine getirmekten uzaklaşır ve toplumun adalet arayışını yanıltıcı bir mekanizmaya dönüşür. Bu makalede, hukukun guguk olmasının sonuçlarını, bu duruma yol açan nedenleri ve toplum üzerindeki etkilerinden kısaca bahsedeceğim

"Hukuk guguk olursa" ifadesi, hukuk sisteminin işlevsiz hale geldiğini, adaletin sağlanmadığını ve yasaların sadece kâğıt üzerinde kaldığını anlatan güçlü bir metafordur. Bu durumun en belirgin sonuçlarından biri, toplumun hukuk sistemine olan güveninin sarsılmasıdır.

Hukukun adalet sağlamadığı, aksine güçlülerin çıkarlarını koruduğu bir ortamda, bireyler hukuk sistemine karşı derin bir güvensizlik duyar. Bu güvensizlik, bireylerin hak arama konusundaki cesaretini kırar, adaletsizliğin yaygınlaşmasına ve toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olur.

Adaletin yozlaştığı bir toplumda, hukukun gücünü yitirmesi, bireylerin kendi adaletlerini sağlamaya çalışmasına yol açabilir. Bu, kaosun ve hukuksuzluğun egemen olduğu bir ortam yaratır.

Yasaların tarafsız bir şekilde uygulanmadığı, adaletin satın alınabildiği bir sistemde, güçlüler hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanırken, zayıflar korunmasız ve savunmasız kalır. Bu tür bir toplumda, hukukun amacı olan "herkese eşit adalet" ilkesi tamamen ortadan kalkar.

Hukukun guguk olmasının arkasında, genellikle siyasi ve ekonomik güçlerin hukuka müdahalesi yatar. Siyasi iktidarlar yargıyı kontrol altına aldığında, hukukun bağımsızlığını zedeler ve adaletin tarafsız bir şekilde sağlanmasını engeller.

Ekonomik güce sahip grupların, hukuk sistemini kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmesi de aynı şekilde hukukun guguk olmasına yol açar.

Bu tür bir yozlaşmanın önündeki en büyük engel, hukukun bağımsızlığının ve tarafsızlığının korunmasıdır. Ancak, hukukun siyasallaştırılması, adaletin bir araç olarak kullanılması ve yargının baskı altına alınması, bu engelleri aşan faktörlerdir. Hukukun guguk olması, aynı zamanda etik değerlerin zayıflaması ve toplumda ahlaki bir çöküşün başlaması anlamına gelir. Bu durum, bireylerin adalet duygusunu zedeler ve toplumun genel anlamda bir yozlaşma sürecine girmesine neden olur.

Hukukun guguk olmasının önüne geçmek için, hukuk sisteminin bağımsızlığı ve tarafsızlığı her şeyden önce korunmalıdır. Siyasetin ve ekonomik güçlerin hukuka müdahalesi engellenmeli, yargının bağımsız karar alabilme kapasitesi güçlendirilmelidir. Ayrıca, toplumda etik değerlerin ve adalet anlayışının güçlendirilmesi, hukukun işlevselliğini artıracak ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunacaktır.

Bir toplumun hukuk sistemi, o toplumun vicdanını ve adalet anlayışını yansıtır. Hukukun guguk olması, sadece adaletin değil, aynı zamanda toplumun geleceğinin de tehlikeye girmesi anlamına gelir. Bu nedenle, hukukun işlevini tam anlamıyla yerine getirebilmesi için, bağımsızlık, tarafsızlık ve adaletin temel ilkelerinden ödün verilmemelidir.

Sık gündeme gelen yargı paketleri ile sonuç alınmadığına göre, hukuk sistemimiz daha radikal değişimlerle desteklenmeli. Adalet arayışında sık gündem olan çifte standartlarla toplumumuzda daha fazla güven zafiyetine fırsat verilmemelidir.

Ev sahibi- kiracı, işveren- işçi, alacaklı- borçlu nerede ise herkes bir biri ile kavgalı ve adalet arayışında da büyük adaletsizlik var. Devletin dini adalettir düsturu gereğince günümüz insanı daha fazla adaletsizliklere muhatap edilmemeli.

Yanlış hesap Bağdat’tan döner denen günlere hızlı bir şekilde geçilmeye çalışılmalıdır.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.