Hoylu Bey?

Hoylu Bey,

Bugün Hoy'a geldim. Hoy'da kıymetli dostlarla hasbıhalden önce sen aklıma geldin. Ve beraber yürüdüğün Köroğlu. Sadece o mu? Kiziroğlu Mustafa, Ayvaz Bey, Demircioğlu, Dağdeviren ve Ayıboğan da hatırıma geldi. Hoy sokaklarında seni ararken onları sormadan edememiştim. Hatta dedim ki kendime Hoy'un kapalı çarşısında şu halıları pazarlayan adam sen misin diye.

Sen ki Köroğlu'yla beraber dünyayı bir hamlede söküp atmanın derdindeyken halı almak da neyin nesi Hoylu Bey. Biliyor musun Hoy'un batısında bir kale var. İşte o kaleye Köroğlu kalesi derler. Hotor denilen bir beldenin orasında. Sahi sen de o kalede bulundun mu? Atlarınızı kalenin kervansarayında bağladınız mı? Bu kaleden Bolu beyine mi Acem diyarına mı hamle eylediniz?

Hoylu Bey, bilemedim uzağa gidenlerin ardından ağıtlar söylenir burada ve kimin dilinde pelesenk olmuşsun. Aşık Mahbub Halili mi yoksa Aşık İmran mıydı Köroğlu ile türkülerinizi devşiren. Ben bu aşıkları biliyorum Güney Azerbaycan'da ellerinde saz ve aşk u niyaz ile meydan okuyorlar. Hoyda ise Aşık Aslan namında biri varmış derler. Elinde saz, diyar diyar gezer ve Köroğlu destanını haykırır. Bunu Hoylular'dan duydum. Aşık Bulutoğlu'ndan duydum.

Hoy'da dostlarım, "Bil ama ötesini geçme demişlerdi" Hoylu bey. Seni tanımak için epeyce izini sürdüm burada. Birgün vazgeçerim düşüncesindeydim. Ama adını sakladığım sır mektupları tarih düşüremediğim Hotor'daki Köroğlu kalesinin yıkık duvarları arasında kalmıştı. Ben de hamuş olmuştum bu viranede bir divane gibi. Öfkem çekiştiriyor duygularımı Hoylu Bey. Keşke Köroğlu'yla değil "Gör oğlu'yla arkadaşlık etseydin. Sadece kör gözlerimiz değil kör gönüllerimiz de açılacaktı.

Hoylu Bey, Hoy titrerdi sen bu sokaklarda yürürken. Gerçi sen hissetmezdin. Sefere çıktığında vakit bahardı, ağaçlarda yapraklar yeşerirdi. Seferden döndüğünde ise sonbahar olur, ağaçların yaprağı dökerdi. Çağırdım seni Hoy kalesine. Kalenin Van kapısında bekledim atlarımın yeleleleri bağlı bir şekilde. Şimdi Hoy'un kalesinde kaç kapı kaldı bilir misin Hoylu Bey?Sadece bir kapı...O kapı da zamana karşı direniyor.

Hoylu bey, Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evren de Hoy şehrindenmiş. Yani senin hemşehrin. Gerçek adı Nasreddin Mahmut El Hoyu00ee imiş. Anadolu'da kimse onun Hoylu olduğunu bilmez. Galiba Hoyluların da çoğu bilmez. Eğer bilselerdi....

Hoylu Bey, Hoylu dostlarım beni Şems-i Tebrizu00ee mezarına da götürdüler. Sahi Şems burada mıydı? Mevlana'nın Şems'in ardından buraya geldiğini bilmiyordum. Ama Hoy halkı bu mekana aşırı bir önem arz etmekte ve her yıl Şems-i Tebriz adına sempozyumlar, törenler, şölenler düzenlemektedirler. Anadolu'da da Şems'in istirahat yeri var diyorlar. Şems ile Rumu00ee'nin vecd diyarı Niğde'nin Kesikbaş türbesi hep Şems-i Tebrizu00ee'ye atfediliyor. Hele doğduğu yer Tebriz'de de "Geçil" diye bir mekan var. Burası da Şems'e ait bir mezar.Derken Pakistan ve daha bir çok yerin Şemsu00ee var. Ben bunları bilemiyorum Hoylu Bey. Kim Şemse daha çok sahip çıkıyorsa Şems oranındır. Bunun için de kimsenin yorulmasına gerek yok. Şems'e Tebrizli Şems demiyorlar mı?

Hoylu Bey, mesele bitmiştir...