Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan!
“O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).” Bakara Suresi, 185. Ayet
Ramazan
geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da
zincire vurularak bağlanır.”
Hadis-i Şerif
Yine geldi on bir
ayın sultanı, başımızın tacı, gönüllerin miracı, dilimizin duası, ömrümüzün
afiyeti, rızkımızın bereketi, hanelerimizin muhabbeti, ruhumuzun sükûneti,
vücudumuzun sıhhati, ibadetlerimizin huşusu, gecemizin huzuru, gündüzümüzün
sabrı, Reyyan Cennetinin kapısının anahtarı, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu
da Cehennemden kurtuluş olan mübarek Şehr-i Ramazan geldi, hoş geldi.
Ramazan ayı, İslam
âlemi için ayrı bir önem ve değere haizdir. Evvelde hicrî takvimin miladî
takvimle birlikte değerlendirildiği zamanlarda Ramazan ayının, yaz aylarına
denk geldiği rivayet olunur. Bu sebeple Ramazan, sözlükte “güneşin sıcak olması, güneşin
kum ve taşları çok ısıtması” anlamına gelen ‘ramad’ kökünden türetilmiştir. Bu anlamıyla Ramazan ayı için bu
ayda yapılan ibadetlerin günahları yakıp kavurması manası çıkarılabilir. Bu
ayda yapacağımız ibadetlerin, geçmiş günahlarımızın affına sebep olmasını ümit
ederek kulluk görevimizi daha bir hassasiyet ve ihsan çerçevesinde yerine
getiririz. Bu durum ile ilgili olarak da âlemlere rahmet olarak gönderilen
Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Kim
faziletine inanarak ve karşılığını Allah’ tan bekleyerek orucunu tutarsa geçmiş
günahları bağışlanır.”
Mübarek Ramazan
ayı rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayıdır. Bir yıl boyunca bilerek veya
bilmeyerek işlediğimiz günahlarımızın affedilmesi ve tövbe makamında salih bir
halde durmamız için fırsattır. Yeni ve tertemiz bir sayfa açıp geçmiş hatalara
tekrar düşmemek için ihlasla ihsan libasına bürünmek gerekir.
Ramazan ayı, Kur’an-ı
Kerim’de adı geçen tek aydır. Bu özelliğiyle de diğer aylardan farklı ve
önemlidir. Bununla beraber Yüce Allah, Ramazan ayının değerine bilhassa vurgu
yapmıştır. “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden
ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır…” (Bakara
Suresi, 185. Ayet)
Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye
başlandığı Kadir Gecesinin Ramazan ayının içinde bulunması nedeniyle bu aya ‘Kur’an Ayı’ da deriz. Bu ayda, biz
Müslümanlara düşen en büyük görevlerden biri de Kur’an-ı Kerim ile her
zamankinden daha fazla hemhal olmak, onu okuyup, anlamını idrak edip
hayatımızda uygulamaktır. Bir Müslüman için, her gün ve her zaman Kur’an-ı
Kerim ahlakı ile ahlaklanmak gerekir, ancak Ramazan ayında buna biraz daha özen
göstermeliyiz.
Hz. Aişe annemize
bir gün Peygamber Efendimizin (SAV) ahlakının (yaşayışının) ne olduğu
sorulduğunda, o da çoğumuzun bildiği o veciz cevabı vermiştir: “Siz
hiç Kur’an-ı Kerim okumuyor musunuz? O’nun (SAV) ahlakı Kur’an’dı.”
Bizler de Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) ümmeti olarak O’nu örnek
almalı ve Kur’an ayı olan Ramazanda Kur’an ile olan münasebet ve muhabbetimizi
daha da arttırmalıyız. İşte o vakit hakiki bir mümin ve samimi ümmet oluruz.
Mübarek Ramazan
ayı, Kur’an-ı Kerim ayı olmasıyla birlikte farz olan orucun bu ayda tutulmasından
dolayı ‘Oruç Ayı’ olarak da bilinmektedir.
İmsaktan iftara kadar geçen sürede Allah rızası için maddî ve manevî bir takım
ihtiyaçlarımızdan vaz geçerek sevabını yalnızca Allah’tan bekleyerek oruç
tutarız. Bir duruşun, sabrın, teslimiyetin en güzel örnekliği olan oruçlarımızı
tuttuğumuz gibi onun da bizi günahlara ve hatalara gitmemizden alıkoyup
tutmasını murat ederiz. O vakit, “Sizden kim Ramazan ayına erişirse, orucunu
tutsun.” ayetine muhatap olarak Ramazan ayını oruçlu geçirelim.
Cennette 8 kapı
vardır ve bu kapılardan bir tanesi de Reyyan Cennetine açılan kapıdır. O
kapıdan sadece oruç tutanların girebileceğini Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) “Cennette
Reyyân denilen bir kapı vardır. Kıyamet günü oruç tutanlar o kapıdan
çağırılacaklardır. Kim oruç tutanlardan ise o kapıdan cennete girecektir. Kim
de o kapıdan girerse ebedi olarak susuzluk çekmeyecektir.” buyurarak
oruç tutmanın önemini bize göstermiştir.
Tuttuğumuz ve
tutacağımız oruçlarımızın Reyyan kapısından geçmemize vesile olması dileğiyle
İslam âleminin Mübarek Ramazan ayını tebrik ediyor ve hayırlara vesile olmasını
Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Gönlümüze,
ruhumuza, hanemize, ömrümüze, ümmete ve dünyaya hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan!