Hoş geldin, safalar getirdin!
Kıymetini bilen için Ramazan, rahmet, mağfiret ve bereket ayıdır. Ramazan’da insan adeta melekleşir ve kulluğun zirve noktalarına erişir. Bu ayda insanın içini büyük bir manevi huzur kaplar. Ramazan’ın sıcaklığı insanı adeta sarıp sarmalar. Gökyüzü bile bambaşka görünür insana bu ayda, aldığınız nefes bile ayrı bir lezzet taşır. Gecesi ayrı bir manevi zevke gündüzü ayrı bir neşveye gebedir.
Bereket ayıdır Ramazan, hiç ummadığınız yerlerden ummadığınız rızıklarla rızıklandırılırsınız. Maddi ve manevi rızık kapılarının bu ayda eli daha açıktır. Kapıyı çalan boş dönmez evvelallah. Yeter ki istemeyi bilelim. İsterken haddi aşmadan, bir “kul” gibi isteyelim. İnsan gibi istemeye kalktığımızda başımıza türlü belalar açıldığı malumdur. Zira Kur’an’ın ifadesiyle insanoğlu pek zalimdir, pek nankördür.
Bereket ayıdır Ramazan. İşyerlerimiz, evlerimiz bu ayın bereketi ile şenlenir. Besmele ile açtığımız dükkanlarımız birer kâr merkezinden çok birer bereket yumağına dönüşüverir. “Dürüst tüccar şehitler ve Sıddıklar mertebesindedir” Hz Nebi’nin ifadesiyle. Sadece Ramazan’da değil, senenin her ayında ve her gününde bu düsturla dükkanını açan her dürüst esnaf şehitler ve sıddıklar hanesine kaydedilir. Ramazan’da işin sevabı kat be kat artar. Ayın en uzun günlerinde oruçla sabır incileri döken nefisler sadece Allah’ın rızasını gözettikleri için yaptıkları her meşru iş sevap hanelerine yazılır.
Rahmet ayıdır Ramazan. Ellerini semaya açarak can-ı gönülden af dileyen herkesin affedileceği, tövbe kapılarının sonuna kadar açık olduğu bir aydır. Üzerimize birikmiş bütün kirli davranışları bir bir silkeleyerek paslanmış kalplerimizi cilalayacağımız ayın adıdır Ramazan. Bu ayda bütün zalim ruhlar adeta prangalara bağlanır ve bütün şeytani hasletler dizginlenir. Yeter ki kul kendi nefsinden bir kötülüğe kapı aralamasın. Zalimler için de bir kurtuluş ve af ayıdır Ramazan, yeter ki “insan” farkına varıp ellerini semaya, yüreğini mağfiret katına kaldırsın.
Gerçekten güzel aydır Ramazan. İftara beş kala, ezan ha okundu ha okunacak derken ya da top ha atıldı ha atılacak derken, bütün gün her halinle Allah’a kulluk ettiğin dakikaların zirve noktasını gördüğü, duaların cûş-u hurûşa geldiği güzel anlardır. Sahur vaktinde seherin bereketini müjdeleyen, iftar vaktinde teravihin neşesini muştulayan kutlu zaman dilimleridir.
Hoş geldi, sefa geldi Ramazan, gönüllerimize sürur, hanelerimize huzur getirdi. Yüreklerimize sekinet, dimağlarımıza feraset getirdi. Ruhlarımıza asalet, beldelerimize sükunet getirdi. Kadr-ü kıymetini bileceklere büyük müjdeler getirdi. İçinde bin aydan daha hayırlı olan Leyle-i Kadr’i getirdi. İnsanlığın kararan vicdanına merhamet taşıyacak heybeler dolusu rahmet getirdi. Açlık, susuzluk da neymiş, “sensiz bırakma Yarabbi” diyen gönüller getirdi. Bayram sevincini babasının yeni aldığı ayakkabının içine saklayan ve her başı okşandığında dünyanın en temiz duygularına selam çakan minik yüreklerin tariflere sığmayan neşesini getirdi. Bayram neşesi ile çiçek açan cennet kokulu yavruların temiz yüreklerinde sakladıkları bütün iyi dileklerin kabul makamına ahsen-i kabul istirhamı ile arz edildiği kutlu günler getirdi.
Ey kutlu ay! Bizi de gölgene al, gönüllerimize sürur, hanelerimize huzur dolsun. Yeryüzünün her bir köşesi zulümden arınsın, eli kanlı, yüreği kirli şu insanlık aydınlığında nice müjdelere gebe kalsın. Rahmet ikliminde merhamete boğulalım, kalplerimiz pürnûr olsun. Ümmet-i Muhammed’in üzerindeki kara bulutlar kalksın, zulüm çarklarının dişlileri kırılsın. Kutlu Nebi dünyaya veladet eylediğinde Kisra’nın sarayları nasıl yer ile yeksan olduysa bugünün Nemrudlarının kibir ve zulümle döşedikleri sarayları başlarına yıkılsın, hazineleri tarumar olsun. Ellerini semaya kaldırmış bütün mazlumların duaları ahsen-i kabul ile makbul olunmuş dualar zümresine dahil olsun. Bu Ramazan kurtuluşumuza vesile olsun.
Ramazanımız kutlu olsun.
