Hizmette menfaat düşüncesi ve siyasette itikat bozukluğu; hata yaptırır.
Dostlar: Şöyle etrafımıza dikkatlice bakacak olursak; Kur’an hizmetinde bulunanlar, ihlâs ve uhuvveti ve de Allah’ın rızasını esas alıyorlar ise hizmetleri samimi ve faydalı oluyor. Siyasette bulunanlar da eğer Ehl-i Sünnet itikadı üzereler ise onlarında aldıkları karar ve durdukları yer Müslümanların aleyhine olmuyor…
Menfaat duygusu, İtikat bozukluğu, öyle şeyleri arızalandırır
ki saymakla tükenmez... Allah dostları, hizmetlerinde ihlâsı; Selçuklu ve
Osmanlı da Ehl-i Sünnet itikadını esas aldıkları için vatan sevgileri ve
hizmetleri kusursuzdu, asla küffarın lehine adım atmıyor, İslam düşmanlarının
cephesinde yer almıyordular ve her an Allah için şahadete hazırdılar... Küffar bunu bildiği için önce bizim
itikadımızı ve ihlâsımızı bozmaya kalkıştı. Bozuk mezhepler ve bozuk
yapılar, ihlâslı dava erlerini, Ehl-i
Sünnet çizgisini, İslam düşmanlığı hatta küfür olarak tanıttılar... Diğer bozuk
yolları ve o yollarda yol alanları, nemalanları, ne oldukları çok belirgin olan
ama saf ayağına yatanları, bilerek görmezden gelenleri bize şirin göstermeye
çalıştılar. Yoksa kör olmayan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu memleket için neler
yaptığını çok iyi görüyor, biliyor ve yapılan hizmetlerin rahatlığını bolca
yaşıyorlar… Yapılan hizmetleri görmeyenler, kör oldukları için, ya da akılsız
oldukları için değil; itikat bozukluğu ve ihlâsı menfaat duygusu ile
öldürdükleri için görmüyorlar, görmezden geliyorlar…
Saadet Partisi lideri, Milli Gazete, Yeni Asya ve o
kafaya sahip olanlar, hangi saikle (nedenle) Erdoğan’a düşman oluyor ve
cellâtları olan CHP’ye âşık olup, Türkiye’nin geleceğine tuzak kuranların arzu
ve isteklerine göre hareket ediyorlar? Cevabı; tamamen bozulan itikat ve ihlâsı
yok eden menfaat duygusudur… Refah
partisi, Milli Gazete, Yeni Asya, her alanda yapılan hizmetleri görmüyorlar mı?
Elbette görüyorlar… Hatta Temel Karamollaoğlu ve malum kesim, yapılanların
birkaç mislisi yapılmış duble yolların yerine şimdi uçan – kaçan yol yapılsa,
evden çıktığınızda, yolun kenarında bulunan bir kutuya gideceğiniz yerin ismini
koordinatlarını yazmanız kafi olsa; siz yerinizde dururken yol uçmaya başlasa
ve sizi hemen Erzurum’a Şabakhane Çeşmesine vs. götürecek olsa bile yine
Erdoğan’ı sevmezler, düşmanlıktan geri durmazlar… Hatta daha da ötesine
gideyim; Erdoğan her eve ışın kabini kursa, anında diledikleri yere varsalar,
sadece Erdoğan’ı değil, itikadı düzgün iktidarda kim var ise yine de onu
sevemezler... Ellerinde değil, yanlış
bakış açısı, ihlâsın yerini alan hırs, bozuk itikat, insana ister istemez bu
düşmanlığı yaptırıyor; yöneten kim olursa olsun, eğer Ehl-i Sünnet ise
otomatikman tavır aldırıyor, otomatikman; “diktatör, saray, baskı, zulüm,
özgürlük dedirtiyor… ” Neden? Çünkü
Ehl-i Sünnetsiniz, birlikten yanasınız, düşmana boyun eğmeyip, gerçek egemenlik
peşindesiniz ve vatan sevgisi size faydalı hizmetler yaptırdığı için…
Türk
milletinin itikadını Siyonistler bozdu, Kemalistler bozdu ve İran amansız
şekilde bozuyor, bozmaya da devam ediyorlar... Bunların üfürdüğü akıllar,
dikkat edin hemen sahabe düşmanı oluyor, hadis düşmanı, mukaddesat düşmanı
oluyor, sizin bayrak ve vatan sevginizi ise çok abartılı buluyorlar…
Okullardaki ders kitaplarında, biran evvel, İran ve Vehhabîlik
gibi bozuk itikatları tanıttıracak konulara yeterli şekilde yer
verdirilmelidir! Gençliğimizin vatan sevgisini, bilincini arttıracak Ehl-i
Sünnet bakış açısı belleklere kazıtmalıdır...
Evet, Erdoğan veya iktidarda Ehl-i Sünnet kim olursa
olsun, kaçan yol, uçan evler yapılsa, herkesin altına en kral arabalar çekilse
bile Ehl-i Sünnet İnancı, ihlâsı arızalanmış veya Ehl-i Sünnet çizgisinden
bilerek ya da bilmeyerek uzaklaşmış adamlar, memleketin başına İslam düşmanı
biri gelmeden, menfaatlerine göre hareket etmeden, Müslümanlara zulüm etmeden,
asla mutlu olamazlar...
Siyonizm ve haçlı zihniyet, İran’ın adını İslam
cumhuriyeti koydurarak Müslümanların ayağını kaydırma planını devreye soktu...
Azerbaycan Ermenistan Savaşında, nasıl ki İran Ermenistan taraftarı oldu. İran
hayranı olan Refah Partisi de Anlı secde gören, yüreği hizmet için çarpan Erdoğan’a
düşman olarak, CHP’nin yanında yer aldı.. Yeni Asya ise Bediüzzaman’a bir yudum
huzuru, bir anlık özgürlüğü çok gören CHP ile aynı hedefe yol alır oldu… İşte
bunun için burada sayfalarca Erdoğan’ın yaptığı hizmetleri yazmamıza gerek yok.
Erdoğan, Ehl-i Sünnet çizgisinde bir
devlet adamı olduğu için ve özellikle Ehl-i Sünnettin tesis ettiği; birlik ve
beraberlikten, ihlastan, vatan sevgisinden yana olduğu için ve asla ecdat
düşmanları ve de din düşmanlarının yanında yer almayı hoş görmediği için sevemeyecekler...
Olsun, Erdoğan’ın yaptığı hizmetler, özgür Ayasofya ve başörtüsü, Allah diyen
ordu, âlemi İslam’ın gönlünü fethediyor mu? İşte bu yeter!
Son söz: itikadı
arızalanmış kimseler, hizmeti menfaate esir edenler, Büyük Türkiye olmayı da
sevmeyecekler… Menfaatlerine ve bozuk itikatlarına uygun olanlarla birlikte
hareket edecekler ve İslam’a büyük tahribatlarda bulunmuş ve halen aynı niyette
olan CHP’nin cumhurbaşkanı adayını ilan ederken, utanmadan “esselâmü aleyküm” ve
Yeni Asya olarak da Kılıçdaroğlu için; “Hayırlı olsun” diyecekler… Ne diyelim? Mahkeme-i kübra var, ahirette
CHP’den hesap soracak zulüm görmüş Bediüzzaman gibi din mazlumları var…